Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT), saldırıdan 27 gün önce, Tunceli ve ilçelerindeki savcılar için saldırı yapılacağı istihbaratını tüm güvenlik birimlerine ilettiği ileri sürüldü. Güvenlik birimleri MİT’in istihbaratını saldırıdan 20 gün önce savcı Murat Uzun’a da bildirdiği iddia edildi.
Görev yaptığı Tunceli’nin Ovacık ilçesinde geçtiğimiz yıl Eylül ayında uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülen Ovacık Başsavcısı Murat Uzun’un göz göre göre öldüğü ileri sürüldü. Gürkan Güneş'in Miliyet'te yer alan haberine göre, MİT’in saldırıdan 27 gün önce, “Tunceli ve ilçelerinde görevli Cumhuriyet savcıları için terör örgütü keşfi tamamladı eylem için talimat bekliyorlar” istihbaratını tüm güvenlik birimlerine iletti ancak kentteki savcılar için hiçbir koruma önlemi alınmadı. Güvenlik görevlilerinin tek yaptığının telefonla MİT’ten gelen istihbaratı saldırıdan 20 gün önce savcı Uzun’a bildirmek olduğu anlaşıldı.
Ovacık Başsavcısı Murat Uzun 19 Eylül 2012 günü adliye lojmanındaki evine giderken terör örgütü PKK militanlarınca düzenlenen saldırı sonucu yaşamını yitirdi. Başına yakın mesafeden tek ateş edilerek öldürülen Uzun’un ölümünden kısa bir süre önce Adalet Bakanlığı’ndan silah talebinde bulunduğu ortaya çıkmıştı. Hiçbir güvenlik önleminin olmadığı lojmanda gerçekleşen saldırı yargı camiasında da büyük bir tepkiye neden oldu. Kürsü Hareketi Platformu üyesi Hakim Taner Erdoğan ile Uzun’un ailesi bir saldırı beklentisi olmasına rağmen koruma tedbiri alınmaması nedeniyle ihmali olan kamu görevlilerinin cezalandırılması için suç duyurusunda bulundular.
‘Savcı vuracaklar’
Tunceli valisi, il emniyet müdürü ve Ovacık kaymakamının da arasında bulunduğu kamu görevlilerinin suçun önlenmesine yönelik hizmetlerini yeri getiremedikleri iddiasıyla başlatılan soruşturma dosyası gerekli iznin verilmesi için İçişleri Bakanlığı’na gönderildi. Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın hazırladığı rapor ise korkunç gerçeği gözler önüne serdi. Raporda, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın(MİT) saldırıdan 27 gün önce(12 Ağustos 2012) “Tunceli kırsalında faaliyet gösteren örgüt mensuplarının Tunceli merkez ve ilçelerinde görev yapan Cumhuriyet savcıları hakkında keşif faaliyetini tamamladıkları ve eylem gerçekleştirmek üzere talimat bekledikleri”ne ilişkin istihbaratı tüm güvenlik birimleriyle paylaştığı belirtildi.
İki mülkiye başmüfettişinin hazırladığı araştırma raporunda, “Alınan bu istihbarat bilgisinin Ovacık İlçe Jandarma Komutanlığı ve Emniyet Müdürlüğü’ne bildirildiği, bu bilgilere rağmen can güvenliği tehlike altında olan ilçe hakimi ve Cumhuriyet savcıları için ne lojman içerisinde ne de çevresinde gerekli güvenlik önleminin alınmadığı, bu boşluğu fırsat bilen bölücü terör örgütü mensuplarının gerekli keşif faaliyetlerini tamamladıktan sonra Murat Uzun’u korumasız ve silahsız olmasından faydalanarak herhangi bir güvenlik önlemi olmayan adliye lojmanı girişinde yakın mesafeden başına bir el ateş etmek suretiyle şehit ettikleri” ifadeleri yer aldı.
Bilmeyen kalmamış
Raporda ayrıca saldırı istihbaratının Murat Uzun’a kadar ulaşmasına yönelik süreç de şöyle anlatıldı; “(...)İstihbarat 25 Ağustos 2012 tarihinde Tunceli İl Jandarma Komutanlığı tarafından saat 20.25’te Ovacık İlçe Jandarma Komutanlığı’na bildirildi. Ovacık İlçe Jandarma Komutanlığı da 10 dakika sonra Ovacık Cumhuriyet Savcısı Murat Uzun ile Ovacık İlçe Emniyet Amirliği’ne telefonla bilgi verdi. Aynı istihbarat Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı’nca 26 Ağustos 2012 günü Tunceli İl Emniyet Müdürlüğü’ne ulaştırıldı. İl Emniyet Müdürlüğü de 3 gün sonra tüm ilçelere istihbarat konusunda bilgi notu geçti. Ovacık İlç Emniyet Amirliği de 29 Ağustos günü, ilçede görevli bir hakim ile bir Cumhuriyet Savcısı’nı polis merkezinde bilgilendirdi. Ertesi gün yani 30 Ağustos 2012 tarihinde de Murat Uzun’un makamına giden polisler, Murat Uzun’u istihbarattan haberdar etti. Ancak bu bildirimler yazılı olarak yapılmadı.”
Belge yok
Raporda, istihbarata ulaşılmasının ardından 26 Ağustos 2012 tarihinde bir istihbarat polisinin ilçede görevlendirildiğine ve 7 Eylül’de de bölgeye 10 özel harekat polisinin gönderildiğine yer verilerek, “İstihbaratın öğrenildiği tarihten sonraki günlerde adliye lojmanlarının önünde devamlı zırhlı araç görevlendirme, düzenli bir biçimde zırhlı araç devriye gezme, gibi güvenlik önlemlerinin uygulandığına delalet sayılabilecek herhangi bir belge sunulmadı” denildi. Raporda, bazı kamu görevlileri için Bakanlık onayıyla inceleme izninin verildiği ancak ön incelemenin halen devam ettiği bilgisine de yer verildi.