102 kişinin hayatını kaybettiği Ankara katliamında 500’den fazla yaralıdan hastanelerde ücret talep edilmesine karşı Türk Tabipleri Birliği’nden açıklama geldi. Yaralılardan kesinlikle ücret talep edilemeyeceği belirtilen açıklamada konu ile ilgili soru işaretlerine yanıt verildi. Yaralıların tedavi süreçlerinde hastaneler yaralılara masraf faturası çıkarmış, konu basına yansıdıktan sonra yapılanı hata olarak açıklamışlardı
TTB, 10 Ekim Ankara katliamında yaralananlardan tedavi gideri istendiğine ilişkin bir açıklama yayımladı. Sendika.org’un haberine göre, yaşananlarla ilgili soru işaretlerine yanıt verilen açıklama şöyle:
1- Katliamda yaralananların tedavi giderlerini kim karşılayacak?
Ankara’da yaşanan 10 Ekim katliamı bir terör olayıdır. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca “Terör eylemlerinden dolayı yaralananların tedavileri devlet tarafından yapılır.” Bu nedenle, sözkonusu Katliamda yaralananların tedavilerine ilişkin olarak kendilerine herhangi bir fatura çıkartılamaz. Bu kişilerin sosyal güvencelerinin olup olmamasının veya 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası uyarınca sağlık hizmetlerinden yararlanma hakları olup olmadığının hiçbir önemi yoktur.
2- Katliamda yaralananlardan katılım payı alınabilir mi; ilaç, ortez, protez gibi gereksinimlerin karşılanmasında katkı payı ödenecek mi?
Bu kişilerin yaralandığı Katliamın terör olayı olması sebebiyle tedavilerinin devlet tarafından karşılanması zorunluluğunun bir sonucu olarak; bu tedavi sebebiyle yaralılardan herhangi bir katkı payı alınamaz. Yine tedavinin bir parçası olan ilaç, ortez, protez gibi tedavi araçlarının sağlanmasında da kişilere herhangi bir yükümlülük yüklenemez.
3- Katliamda yaralananlardan, özel sağlık kuruluşlarında tedavi edilenlerin durumu ne olacak?
Sağlık kuruluşunun özel ya da resmi olması arasında bir fark olmaksızın acil sağlık hizmetlerinden herhangi bir ücret alınmamaktadır. Ayrıca, acil sağlık hizmeti dışında kalan hizmetler sebebiyle de olsa yaralananların herhangi bir ücret ödemeleri gerekmez. Terör olaylarında yaralananların tedavi giderlerinin devlet tarafından karşılanması hususu bütün sağlık kuruluşlarında yapılan tedaileri kapsar. Özel sağlık kuruluşu tedavi giderlerinin bedelini devlete fatura ederek tahsil edebilir.
4- Yaralananların tedavilerinin devamında da tedavinin devletçe karşılanması esası geçerli midir?
Yaralananların tedavilerinin başlatılmasından sonra memleketlerinde devam tedavilerinin yapılması ya da bu tedavilerle ilgili olarak kontrol işlemlerinin yapılması yahut bu yaralanma ile bağlantılı olarak yeni bir tedavi işlemi yapılmasında da yukarıda belirtilen esaslar geçerlidir. Bir başka anlatımla, Katliamda meydana gelen yaralanma ile bağlantılı bütün tedavi işlemleri devletçe karşılanır, bu tedaviler için yaralananlara herhangi bir külfet yüklenemez.
Bunun sağlanabilmesi için kişinin yaralanması ve ilk tedavisi ile ilgili bilgiyi yeni sağlık kuruluşu ile paylaşması yeterlidir. Yaralıların süreçteki tedavilerinde sorun yaşanmaması için kişilerin kayıtlarında Katliamda yaralanmış oldukları ve tedavilerinin devlet tarafından karşılanmakta olduğu ile ilgili bilginin mevcut olmasının Sağlık Bakanlığı tarafından sağlanması yararlıdır.
5- Katliamda ölen, sakat kalan ve yaralananlar hak kayıpları için nereye başvuracak?
Anayasa gereğince devlet kişilerin can güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Devletin bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi sebebiyle kişinin gördüğü zararın devlet tarafından tam olarak karşılanması esastır.
Kişilerin ölüm ve yaralanma sebebiyle uğradıkları zararların tazmin edilmesi, bu sebeple doğan kimi hakların talep edilmesi için başvuru olanaklarının yanı sıra, Devletin genel sorumluluğun bir yansıması olarak, 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun ile terör olayları sebebiyle kişilerin uğradıkları maddi zararların karşılanmasına ilişkin -kesinlikle yetersiz olmakla birlikte- bir takım düzenlemeler yapılmıştır.
Buna göre, 10 Ekim Katliamı sebebiyle ölenlerin mirasçıları ile yaralanan ve sakat kalanlar veya yetkili temsilcilerinin, bulundukları yer valilik veya kaymakamlığına ya da doğrudan Ankara Valiliğine başvurarak maddi zararlarının karşılanmasını talep etmeleri halinde; Ankara Valiliğinde kurulacak bir Komisyon tarafından değerlendirme yapılarak ödenecek maddi tazminata ilişkin karar verilecektir.
Bu kanuna göre değerlendirme yapılabilmesi için olayın öğrenilmesinden itibaren altmış gün içinde, her halde olayın meydana gelmesinden itibaren bir yıl içinde başvuru yapılması zorunludur. Tedavi için hastanede geçen süre başvuru süresine eklenir.
Bir kısım Bakanlık temsilcileri ile vali yardımcısı ve baro temsilcisinden oluşan Komisyon, başvuruları en çok dokuz ayda değerlendirip karara bağlar. Ancak değerlendirme sonucunda verebilecekleri tazminat miktarı Kanun hükmüyle oldukça sınırlandırılmıştır; yaralanma halinde en çok 3.490 lira; çalıma gücünün kaybı halinde 2.326 ila 41.874 lira, ölüm sebebiyle verilecek tazminat ise 29.079 lira olarak belirlenmiştir.
Komisyonunu tazminat önerileri başvuru sahiplerine bildirilir. Bu önerinin başvuru sahibi tarafından kabul edilmesi halinde maddi tazminat bakımından söz konusu miktarlar üzerinden sulh olunmuş olur; kabul edilmemesi halinde ise idare mahkemesinde dava açılması mümkündür.