Daha önceki birçok yazısında Doğan Medya grubu ile bazı yazarlarını ağır ifadelerle köşesine taşıyan Star yazarı Cem Küçük, "Seni sinek gibi ezeriz, merhamet ettik de hâlâ hayatta kalabiliyorsun" dediği Türkiye medyasının en çok okunan yazarlarından Ahmet Hakan'ın PKK'yı desteklediğini iddia ederek, "Basın hayatı bitmelidir, bitmek zorundadır ve bitecektir" dedi.
Küçük'ün Star'da "Vız gelir tırıs gidersiniz!" başlığıyla yayımlanan (11 Eylül 2015) yazısı şöyle:
Ahmet Hakan Coşkun adlı Aydın Doğan’ın tetikçisi tipin 7 Haziran öncesi eli kanlı PKK terör Örgütü’nü desteklediği açık ve nettir. Bu coşkun tip PKK terör örgütünün legal görünümlü uzantısı için aleni militanlık yapmıştır. Hemen herkes Ahmet Hakan’ın PKK destekçiliği yapıp sonra son 1 ay içinde patronu Aydın Doğan’ın zorlamasıyla dansöz gibi döndüğü gerçeğini teyit etmektedir. Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde ana akım olma iddiasındaki bir medyanın yazarının o devletin savaştığı bir terör örgütüne yandaş olması kabul edilemez.
Sizlerin taptığı ülke olan ABD’de böyle bir tip anında ana akım medyadan dışlanır. Hiçbir gazetede yazamaz, ekranlara çıkamaz ve sokakta bile yürüyemez. ABD bu konuda inanılmaz sert ve tavizsiz bir medya ortamına sahiptir. Bill Maher 11 Eylül’ü El Kaide’nin yaptığına dair şüphelerim var dedi ve anında işini kaybetti. Uzun süre ekrana çıkamadı ve sonra yalvar yakar bin kere özür dileyerek daha az izlenen bir kanalda çalışma şansı bulabildi. Mel Gibson tek bir lafı yüzünden Hollywood’dan tasfiye edildi. Kariyerinin en yüksek noktasında Gibson’ı dışladılar. Daha böyle çok örnek var ABD’de.
Siyasi bağlamda ifade özgürlüğü sonuna kadar olmalı ve her partiyle ilgili en ağır sözler dahi söylenebilmeli. Ama terör örgütlerini desteklemek, geçmişte yaşanmış katliamları övmek ya da o ülkenin halkının güvenliği söz konusuysa o noktada asla taviz verilemez. ABD’de de kimi polisler ve savcılar CIA’in Meksika’ya giden TIR’larını durdurmaya ve CIA mensuplarını dövmeye tutuklamaya kalksa o adamların tamamını Nevada Çölü’ne gömerler.Milli güvenlik konusunda Amerikan tarifesi daha da ağırdır. Assange’a yapılan Amerikan muamelesini de tamamen doğru buluyorum.
Klavye delikanlısından başka hiçbir şey olmayan Ahmet Hakan’ın PKK terör örgütüne desteği sebebiyle basın hayatı bitmelidir, bitmek zorundadır ve bitecektir. Ahmet Hakan tıpkı ABD’de olduğu gibi bir yaşayan “medeni ölü” haline gelecektir. Bunu hep beraber göreceğiz. Tüm medya bir olup üstüme de çullansanız ben doğru bildiğimden vazgeçmem. Ahmet Hakan’ın PKK terör örgütüne desteği ve dolayısıyla şehitlerinizin ölümünde dolaylı sorumluluğu vardır. Bu durum Ak Parti’nin dışında MHP’de de ve gerçek Atatürkçü CHP’lilerde de büyük rahatsızlık uyandırmıştır. Nitekim Çarşamba günü MHP’den de PKK terör örgütü ve uzantılarına karşı mücadelemden ötürü tebrik telefonları aldım...
Medyada hala Aydın Doğan’ın dev bir hegemonyası var. Ahmet Hakan da Doğan’ın tetikçisidir. Hala birçok kişi Doğan’dan çekiniyor ya da gizli hayranlık duyuyor. Bizim taraftan bile çok kişinin Aydın Doğan’a karşı aşağılık kompleksi içinde olduğunu biliyorum, görüyorum. Ama böylelerin itibarı da asla olmaz. Olmadığını da hep birlikte görüyoruz. Ayrıca 2 milyon dolarlık Samsonite bavul hadisesi küçük bir olay değildir. Borsa kanununa göre Aydın Doğan’ı bitirecek olaydır. Hürriyet’e kayyum atanmasını sağlayacak meseledir. O yüzden Aydın Doğan bunu yazdığım andan itibaren resmi açıklamayla bana küfretme ihtiyacını hissetmiştir...
Numaradan Aydın Doğan’la uğraşmanın da kimseye bir faydası yok. Mühim olan Aydın Doğan’a ve tetikçilerine numaradan küfretmek, laf sokmak değildir. Bunlar karşı tarafı zerre miskal etkilemez hatta Doğan’ın hoşuna bile gider. Mühim olan Aydın Doğan’ın Aşil topuğunu tespit edip o Aşil topuğundan yakalamaktır...
Ne yaparsanız yapın beni asla yıldıramazsınız. Vız gelir tırıs gidersiniz. Kimin galip geldiğini de hep birlikte göreceğiz.
