Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, Türkiye'de de yayılan ve 21 kişinin ölümüne neden olan yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgını varken Türk Silahlı Kuvvetleri'nin asker alımını durdurması gerektiğini savundu. Öztürk, "Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) büyük ölçüde profesyonelleşmişti. Peki, 10 bin civarında askeri böyle kritik bir dönemde askere almak zorunda mıydık? Bunun başka çözümü yok muydu? Türkiye'nin her tarafından değişik birliklere asker gönderiliyor. Bunların arasından virüslü çıkmayacağını da kimse garanti edemez." düşüncesini dile getirdi.
TIKLAYIN | Uyarılar ve yasaklar çare olmadı; asker uğurlama törenleri tam gaz sürüyor!
TIKLAYIN | İçişleri Bakanlığı'ndan valiliklere “asker uğurlaması” uyarısı
Uyarılara ve İçişleri Bakanlığı'nın yasaklarına rağmen asker uğurlamalarının devam ettiğine dikkati çeken Öztürk, "Ama dinleyen kim? Abartıya kaçan, koronavirüs uyarılarının dikkate alınmadığı bu uğurlamalar yalnız askerimize değil, orada bulunanların da sağlığını tehlikeye düşürüyor. Bu görüntüler bile 'Böyle giderse salgını önlemeyi beceremeyeceğiz' yorumuna neden oluyor." ifadesini kullandı.
Öztürk yazısında şunları kaydetti:
“Acemi askerlerin” gittiği askeri birliklerin birinde görevli komutandan, bu durumdan duyduğu rahatsızlığı dinliyorum:
“Millet olarak aynı gemide olup Koronavirüs'le mücadele ettiğimizi düşünüyorum. Acemi birliğine dünden itibaren gençlerimiz katılmaya başladı. Askeri nizamiyelerde alınacak tedbirler ile kışlaya virüs sokmayı engelleyebilirsiniz belki ama o şehre virüsün yayılmasına da etki etmiş olacaksınız. Çünkü o erlerin ana- baba, kardeş, hatta dedeleri o şehirlere akın edecek. Özel aracıyla ya da toplu taşıma aracıyla gelecekler. ‘Virüsü izole etmek gerekir' diyoruz. İşin ciddiyetine binaen birkaç ay terhisler de yeni asker alımını da durmalı, en az hareket olmalıydı. Önlem almak gemide yer alan her bir ferdimizi ilgilendiriyor.”
Asker adaylarının askerlik şubesinde işlemleri yapılırken kendilerine en son olarak verilen “Sülüs”ü almaya askerin tek başına gelmesi, yanında kimseyi getirmemesi talimatı verilmiş. Tabi bunlar tamamen Koronavirüs'e karşı önlemler kapsamında yapılıyor. Yani, umreden dönenlerin uyarıldığı gibi. Ama dinleyen kim?
Kıtalarına teslim olmaya başlayan 10 binden fazla genç arasında “Virüs taşıyan yoktur” denilemez. “Bir ihtimal taşıyan vardır” denilse bile o virüsün bir şehirden diğer şehre gitmesine neden izin veriliyor?
Asker uğurlaması yasaklandı ama uyulmadığını görüyoruz. Bir önlem alınıyorsa karantina mantığı ile yapılmalı. Karantinadan kaçanlara destek olunduğuna tanık olmuyor muyuz? Ama “Virüs yayılsın, herkes yakalansın ve insanlar bağışıklık kazansın diye yapıyoruz” yaklaşımı varsa, o zaman bu uygulamayı insanımız mantıklı bulur. Onun dışında bu uygulamanın tehlikeli olduğu görülmeli.
Bir başka asker de kaygısını dile getirirken, “Olağanüstü durumda ve salgın hastalıklarla” uğraşılırken şu günlerde yapılması gereken “Terhisleri haziran ayına kadar durdurmak, ikinci bir emre kadar asker alımlarını durdurmak” olmalıydı. Okulları kapatan devlet, bunu da yapabilir. Aksi halde sokağa çıkma yasağı gelmesi daha mı kolay olacak” dedi.
Asker uğurlamayı, vatan görevine gideni en iyi şekilde uğurlamayı isteriz ve bunu de seve seve yaparız. Ama herkesin sağlığı için bazı kısıtlamalara uyma zamanı.
Yazının devamı için tıklayın