Medya

Sözcü yazarı: 'Kabataş yalanı' nasıl uydurulduysa şimdi de Meclis'e köpek girdi; yeni narkoz bulundu!

"Taşı bu köpeğe atamazsın, çünkü o köpek efendindir"

15 Ocak 2017 12:52

Sözcü yazarı Necati Doğru, Genel Kurul'daki anayasa değişikliği görüşmeleri sırasında çıkan kavgada AKP Trabzon Milletvekili Muhammed Balta'nın bacağının ısırıldığını iddia etmesinin ardından AKP'li vekillerin "Dikkat köpek giremez" pankartı tutmasını, iktidardan gelen söylemleri Kabataş olayına benzetti. "'Kabataş Olayı' kara propaganda malzemesi olsun diye kurgulanmış, Gezi direnişini yapan insanlara kara çalmak için basına malzeme verilmişti. Bu yalan niçin uyduruldu?" diye soran Doğru, "Taksim'e kışla yapmanın, bunu yaparken de parkın ağaçlarını kesmenin, ağaçlar kesilmesin diye protesto gösterisi yapanların öldürülmesinin sorgulaması başlamıştı. Toplum homurdanıyor, iktidar demokratik görünümünü yitiriyordu. Bunun önünü kesmek için 'Kabataş Yalanı' uyduruldu. Şimdi Meclis'e köpek girdi. Toplum anayasayı anlamaya çalışıyor. Ne gereği vardı, diye soruyor. Sorgulamaya başlıyordu. Cumhurbaşkanı, “dişlemişler…” diye iddiaya destek verdi. 'Dişledi… Dişledi… CHP'li dişledi…' diye yeni narkoz bulundu, halkın dikkati ve sorgulaması esir alınıyor" görüşünü savundu.

Meclis’teki o kavgadan görüntüler!

Necati Doğru'nun Sözcü gazetesinin bugünkü (15 Ocak 2017) nüshasında yayımlanan 'İşte köpek! İşte taş!' başlıklı yazısı şöyle:

Bir gelin vardı. Bir taze evli gelin; bebeği yeni doğmuş 3 aylıktı. Adaya gezmeye gitmişlerdi. Kabataş İskelesi önünde bebeğiyle birlikte eşini beklerken bir yığın sarhoş, hırpani kılıklı,  belden yukarıları çıplak, ellerinde deri eldiven, gözlerinde hınç bu taze gelin ile bebeğine saldırıp dövmüşler. Densiz adamlar, “bu ülkenin gerçek sahibi biziz…” diye bağırıp küfretmişler bir yandan da yerde tekmeledikleri genç kadının üzerine işemiş gitmişlerdi.

Gelinin başı türbanlıydı.
Bu yüzden ona saldırdılar.
Olay büyük yankı buldu. TV'ler, gazeteler üzerine gitti. Dönemin başbakanı, şimdi cumhurbaşkanı parti toplantısında; “çok önemli bir yakınımın gelinini yerde sürüklediler….Kamera kayıtları var…” diye iddiayı sürdürdü.  O sırada Hürriyet Gazetesi'nde köşesi olan ve ilk ismi İsmet olan bir yazar, “Evet kamera kayıtları var, ben gördüm…” diye yazdı. İktidar yanlısı Star Gazetesi'nin başı türbanlı ve ilk ismi Elif olan bir hanım yazarı ise genç gelinle söyleşi yapıp; “Evet… Evet… Ben onun söylediklerine ve mobese kayıtlarının olduğuna inandım…” diye döktürdü. Haber Türk TV ve gazetesinde başı açık, saçları boyalı, tırnakları ojeli çok laik görünümlü birinci ismi Balçicek olan bir hanım yazar da gelinle söyleşi yaptıktan sonra “vücudunda aldığı darbelerin morlukları var… Gözlerimle gördüm” diyerek okurlarını bilgilendirdi. ilk isimleri Abdulkadir, Nagehan,  Nihal olan yazarlar da olayı gerçekmiş gibi yazıp yorumladılar.  Bu yazarların hepsi şu anda iktidardan çekinen işadamlarının gazetelerinde süper maaşlarla köşe yazıyorlar.
Fakat!
Yazdıkları yalan çıktı.
Tamamen uydurmaydı.

*  *  *

“Kabataş Olayı” kara propaganda malzemesi olsun diye kurgulanmış, Gezi direnişini yapan insanlara kara çalmak için basına malzeme verilmişti. Kabataş İskelesi'ne akan bütün yollarda 81 güvenlik kamerasının geriye doğru 1800 saatlik kayıtları milim milim tarandı böyle bir olay bulunmadı.
Bu yalan niçin uyduruldu?
Toplum dikkat kesilmişti.
Taksim'e kışla yapmanın, bunu yaparken de parkın ağaçlarını kesmenin, ağaçlar kesilmesin diye protesto gösterisi yapanların öldürülmesinin sorgulaması başlamıştı. Toplum homurdanıyor, iktidar demokratik görünümünü yitiriyordu. Bunun önünü kesmek için “Kabataş Yalanı” uyduruldu.
Şimdi Meclis'e köpek girdi.
Toplum yine dikkat kesilmiş.
Anayasayı anlamaya çalışıyor.
Ne gereği vardı, diye soruyor.
Sorgulamaya başlıyordu.
Tam bu ortamda birinci ismi Muhammet olan bir iktidar milletvekili “beni ayağımdan bir CHP'li milletvekili ısırdı” diye ortaya çıktı. Ayağındaki kanlanmış yarayı gösterme, kuduz iğnesi yaptırma sahneleri sergiledi. Cumhurbaşkanı, “dişlemişler…” diye iddiaya destek verdi. Birinci isimleri Şamil,  Mihrimah Belma, Ahmet Hamdi,  Ali olan iktidar milletvekilleri, “Dişleme kesin var… Gördük… CHP'li vekil ısırmış….”  Suçlanan CHP milletvekili ise, “bütün hastane masraflarını ben ödeyeceğim, gelin doku analizi yaptıralım… Benim dişlediğim kanıtlanırsa istifa ederim…” diye bağırıyor.  Doku analizine gitmiyorlar. “Dişledi… Dişledi… CHP'li dişledi…” diye yeni narkoz bulundu, halkın dikkati ve sorgulaması esir alınıyor.

*  *  *

Eski bir Çin şiiri var.
Bir tek adamın bütün topluma hükmeden gücünü ve bu güce kul ve köle olanların acıklı halini anlatıyor:
İşte taş.
İşte köpek.
İşte taş.
İşte köpek.
İşte taş.
İşte köpek.
Taşı bu köpeğe atamazsın.
Çünkü o köpek efendindir.

27 Altın Adam Aranıyor (4)

Ucu ucuna!

Oylamalar gecenin ilerleyen saatlerine sarkıyor. Gece halk, altın uykusundayken “kişiye özel anayasanın” madde madde oylaması sabaha doğru bitiyor. 340 ile 343 “Evet” bandına oturdu. Anayasa teklifinin Meclis'te gömülmesi için “Evet bandının 330'un altına inmesi” gerekiyor. Ucu ucuna sayılır. Bıçak sırtı. MHP'ye oy vermişlerden ve MHP örgütlerinden, milletvekillerine büyük tepki var. 27 vekil, 27 altın adam çıkabilir. Teklif Meclis'e gömülebilir.

İlgili Haberler