Gündem

Şoförler cinsel saldırıya karşı uyarıyor: Aynaya çok bakan şoföre dikkat!

Şoförler, mesleklerinin cinsel saldırılarla anılmasından şikayetçi...

Özgecan Aslan, geçen yıl Tarsus'ta bindiği minibüsün şoförü ve iki arkadaşının cinsel saldırısına uğramış ve öldürülmüştü

27 Mart 2016 11:01

Ataşehir Umum Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası Başkanı Hamza Öztürk, şoförlük mesleğinin cinsel saldırılarla anılmasına tepki göstererek, "16 bin 500 servis şoförü var. Bugüne kadar taşıdığı öğrenci ile evlenen servis şoförü gördünüz mü? Bugüne kadar bizler arasında art niyetli bir bakış görmedim" dedi. Öztürk, "Gazeteci arkadaşların önyargılı tavırları bizi ciddi manada üzüyor, kahroluyoruz. Açık hedef haline getiriliyoruz. Öfke kontrolü, çocuk gelişimi gibi eğitimler veriyoruz. Toplumsal cinsiyet eğitimi vermeye gerek duymadık" diye konuştu. Cumhuriyet'ten Zehra Özdilek ve Seyhan Avşar'a konuşan bir dolmuş şoförü de, "Araçlara binerken dikkatli olmalılar. Şoförleri incelemeleri lazım. Kadın arkadaşlar son durağa giderken yalnız kalmamaya dikkat etmeli. Şoför dikiz aynasına çok bakıyorsa dikkat. Yolcunun yüzüne aynadan bakmamak gerekir. Ben kendim o aynayı sadece yolcu inip binerken kullanıyorum” dedi.

Zehra Özdilek ve Seyhan Avşar'ın Cumhuriyet gazetesinin bugünkü (27 Mart 2016) nüshasında yayımlanan haberi şöyle:

Türkiye’de taciz, tecavüz skandallarının ardı arkası kesilmiyor. Ensar Vakfı’nda 45 öğrenciye tecavüz edildiği iddiaları tüm ülkeyi ayağa kaldırırken Mersin’de ve Bağdat Caddesi’nde yaşanan cinsel şiddet failleri minibüs şoförü ve servis şoförüydü. Konuyu tüm muhataplarına sorup masaya yatırdık.

 

Yolcu şoförleri incelemeli

 

İlk durağımız Kadıköy- Bostancı dolmuş hattı. 15 yıldır direksiyonda olduğunu söyleyen Melih Karaca ‘bir sepet yumurtada elbette birkaç tane kırık yumurta olabilir” diyerek başlıyor sözlerine. Ama kadınları uyarmadan da edemiyor: “Araçlara binerken dikkatli olmalılar. Şoförleri incelemeleri lazım. Kadın arkadaşlar son durağa giderken yalnız kalmamaya dikkat etmeli. Şoför dikiz aynasına çok bakıyorsa dikkat. Yolcunun yüzüne aynadan bakmamak gerekir. Ben kendim o aynayı sadece yolcu inip binerken kullanıyorum.”

S.A isimli başka bir şoför daha dertli:

“Bizler aile babasıyız. 40 senedir bu mesleği yapıyorum. Bizim de evladımız var. Eğitimcileri de görüyoruz. Karaman’da olanlar belli kimse onları hedef göstermezken bizlere yapılanlar ortada. Herkes ekmeğini kazanma derdinde. Tacizi, tecavüzü bu mesleğe mal etmek çok yanlış.

 

‘Açık hedef halindeyiz’

 

İkinci durağımız Ataşehir Umum Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası. Cinsel şiddet kelimelerini duyan Başkan Hamza Öztürk öfke ve sitem karışık başlıyor anlatmaya: “Bugüne kadar servis şöförlerinden kimse duydu mu ki gasp, tecavüz vs. gibi olaylar yaşansın... 16 bin 500 servis şoförü var. Bugüne kadar taşıdığı öğrenci ile evlenen servis şoförü gördünüz mü? Bugüne kadar bizler arasında art niyetli bir bakış görmedim. Gazeteci arkadaşların önyargılı tavırları bizi ciddi manada üzüyor, kahroluyoruz. Açık hedef haline getiriliyoruz. Öfke kontrolü, çocuk gelişimi gibi eğitimler veriyoruz. Toplumsal cinsiyet eğitimi vermeye gerek duymadık.”

28 yıl şoförlük yaptığını söyleyen Öztürk İstanbul’da birçok kaçak servisin bulunduğunu belirtiyor. Bağdat Caddesi’nde yaşanan tecavüz vakasının failinin de servis şoförü olmadığını kaçak yollardan servis şoförlüğü yaptığını söyleyerek, “2015 yılının evrakları eksik. Servis şoförleri toplumdaki insanların içinden çıkan her sektör ve branşta olduğu gibi çürük elmalar yoktur diyemeyiz. Diğer sektörlere reva görülmeyenin servis şoförlerine reva görülmesini istemiyoruz” diye konuşuyor.

Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’nden Hilal Esmer, “Cinsel şiddet temel iki algı arasına sıkıştırılmış durumda. Canavar failçaresiz kurban. Biz bunun böyle olmadığını biliyoruz. Bu kavramlar ve besledikleri zihniyetle ilgili mücadele ediyoruz. Herkes cinsel şiddetin faili olabilir” diyor. Taciz tecavüz haberleri arttıkça sosyal medya hesaplarımıza mesajlar gelmeye başladığını belirten Esmer şöyle devam ediyor: “Cinsel şiddetle ilgili eğitim vermemizi talep ediyorlar. Özgecan katliamı olduktan sonra bir ilin minibüsçüler odasından böyle bir talep geldi. İnsanlar olayın sıcaklığıyla bir şeyler yapmak istiyorlar. Bizler cinsel şiddete maruz kalanlar üzerinden değil, failler üzerinden konuşmak istiyoruz. Cinsel şiddet her yerde gerçekleşiyor. Kamusal alanda, sokakta, karakolda... İçinde hiyerarşi olan her yerde cinsel şiddet olabiliyor. Sadece minibüsçülerin, öğretmenlerin üzerinden konuşulması doğru değil. Toplumun tüm kesiminin cinsel şiddeti tartışması gerekli.

Esmer, konunun doğru haberleştirilmesinin de önemine değiniyor: Cinsel şiddet haberlerinde karanlık içerisinde bir el kullanılıyor. Bu el kimin? Doktor da olabilir, polis de öğretmen de, şoför de, aileden biri de olabilir. Cinsel şiddetin üzeri örtülmeye çalışılıyor. Karaman’da 45 öğrencinin tecavüze uğradığı haberlere yayın yasağı geldi. Yasak ne demek.”

 

'Herkes cinsel şiddetin faili olabilir'

 

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı Gönüllüsü Avukat Perihan Meşeli: Çocuk istismarlarının ihbarını emniyete bildiriyoruz. Mesela babası taciz ediyor, biz ihbar ediyoruz ama tutuklanmadıklarını görüyoruz. Normal şartlarda hukuki destek veriyoruz ama dava takibi yapmıyoruz bireysel olarak. Rapor olmasına rağmen fail tutuklanmadığı için kendimiz uğraşıyoruz. Detaylı bir şekilde önlem şansı vermiyorlar. Kadının ve çocuğun beyanını esas almadıkları için büyük problemler çıkıyor. Ayrıca tecavüze uğrayan kadınlara suçluymuş gibi davranılıyor. Kadın mahkemeye gidiyor aşama aşama her şeyden geçiyor ama yine mağdur oluyor. Bu konuda İstanbul Sözleşmesi yürürlüğe girdi fakat cinsel taciz ve tecavüz merkezleri oluşturulması lazım. Bu hâlâ yapılmadı. İktidarın gerçekten samimi bir şekilde erkek şiddetini önlemeye yönelik politika yürütmediğini söyleyebiliriz. Gece 3’te ne işi vardı sokakta?’ Neden o erkekle o eve girdi? sorularının yerine erkekleri sorgulayan ve engelleyen politikalar oluşturulması gerekiyor. Hâkimler de savcılar da kadınlara toplumun gözüyle bakıyorlar.

 

Pedofille çocuk tacizcisi farklı

 

Yrd. Doç. Dr. Psikolog İrem Akduman: Çocuk istismarlarında bulunan çok farklı fail tipleri var. Kimisi tamamen çocukları yetişkinlerden daha rahat kontrol altında tutabileceğini düşündüğü için saldırıyor. Kimisi normal zamanda yetişkinlerle cinsellik yaşarken, durumsal olarak çocuklarla cinsel ilişkiye yönelebiliyor, kimisi cinsel ilişki için sadece çocukları tercih edebiliyor. Durumsal olarak seçenlerin kendilerine olan güvenleri sarsıldığında buna kalkışıyorlar. Yeni bir şey denemiş olmak için de çocuklarla ilişkiye girebiliyorlar. Seçimsel olanlar durumsaldan farklı olarak tatmin için çocuklara ihtiyaç duyuyor. Bunların bazısı onlarla sanki yetişkinmiş gibi flört ederek kalbini kazanmaya çalışırken, bazısı sadist davranışlarla onlara acı vermekten cinsel anlamda tatmin olabiliyor. Bunların hepsine pedofil diyemiyoruz. Çocuk istismarı ile pedofil aynı şeyler değil. Pedofili psikiyatrik bir rahatsızlıktır. Bir kişiye pedofil denilebilmesi için belli başlı belirtilerin olması gerekmektedir. Her pedofil çocuk tacizcisi olmayabilir. Bazı pedofiller bu fantezilerini hiçbir zaman eyleme dökmeyebilir. Çocuk tacizcileri ise çocukları cinsel olarak kötüye kullanan kişiler için kullanılır.

 

İndirim değil ceza artışı

 

İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi ve Kadın Hakları Merkezi Koordinatörü Kadın Hakları Savunucusu Öncü Kadınlardan Aydeniz Alisbah Tuskan: Çocuk istismarı özellikle aile içinde ensest olayları ülkemizde hâlâ konuşulmayan ve Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak yer almayan bir konumda. Yeniden konuyla ilgili konuşulmalı. Çocuk istismarı ve taciz suçlarında indirim yapılmamalı. Aksine cezalar artırılmalı. Çocuk Korumu Merkezleri’nin yaygınlaşması sağlanmalıdır. Aydınlık güvenli ortamlar oluşturulmalı. Kurumlar arası işbirliği de çok önemli. Barolar, polis teşkilatı, valilikler, Sosyal Aile Bakanlığı ve ilgili kurumların işbirliği çok önemli.

Öte yandan Türkiye Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni 1989 yılında imzaladı, sözleşme 1995’te yürürlüğe girdi. 21 yıl geçti aradan ama değişen hiçbirşey yok. “Suça sürüklenen çocuk” diye yargılanan çocuklarla ilgili olumsuz gelişmeler var. Eskiden sadece çocuk mahkemeleri vardı. Şimdi çocuk ağır ceza mahkemeleri var.

Çocukları cezalandırmayı düşünüyoruz. Her şeyi düşünüyoruz ama onların yararına bir şey yok.

İlgili Haberler