İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, oyuncu Levent Üzümcü’nün politik görüşü ve 2013 yılında Sosyalist Enternasyonal’de yaptığı konuşma gerekçesiyle ihraç edilmesine ilişkin açıklama yaptı. Kurum adına açıklamayı okuyan Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu Üzümcü’nün kendilerinden bağımsız olarak Belediye Üst Disiplin Kurulu tarafından açılan soruşturma neticesinde kurumdan atıldığını ifade etti. “Bilinmelidir ki, bugün hem bizim açımızdan hem kurum açısından bir yas günüdür” denilen açıklamada “Levent Üzümcü gibi bir değeri savunmak adına onunla aynı görüşte olmamız gerekmemektedir. Bu karar yanlış ve antidemokratiktir” ifadeleri kullanıldı.
Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu, Genel Sanat Yönetmeni Yardımcıları Engin Alkan, Hakan Arlı, Yiğit Sertdemir ve Sahne Direktörleri Ozan Gözel ve Zafer Kırşan’ın katılımıyla gerçekleşen basın açıklamasının tam metni şöyle:
“Göreve geldiği ilk günden itibaren; gerek sanatsal anlamda gerekse 100. Yılını idrak eden Şehir Tiyatrosu’nun mevcudiyetini sağlıklı ve kalıcı bir zeminde sürdürmesi bağlamında, her türlü mesnetsiz yıpratma çalışmalarına rağmen kararlılıkla yolculuğunu sürdüren Genel Sanat Yönetmenliğimiz; kurum sanatçılarının emek ve desteği ile seyircilerimizin de varlığıyla birinci senesini doldurmuştur.
Bu süreçte, sanatsal anlamda herkesçe malum olan başarılarının yanında; yetersizliği ortada olan mevcut yönetmeliğin değiştirilmesi, kurum geleceğinin sağlıklı kurulmasının önündeki en büyük engellerden olan kadro sorunlarının giderilmesi, emeğin karşılığı olarak zaten hak edilmiş olan teşviklerin alınabilmesi ve sanatı siyasetten ayırarak, özgür ve bağımsız bir gelecek inşa edebilmek adına olası tüm adımları atmaktan, bu adımların takipçisi olarak da sorumluluk bilinciyle taviz vermeden çalışmaktan asla imtina etmemiştir. Bu sebepledir ki, her türlü karalama, itibarsızlaştırma çabalarını görmezden gelerek, uzlaşı kültürü içerisinde sorunları çözmekten yana tavır almıştır.
Geçtiğimiz süreçte, başta verilen sözler tutulmamış, sanat yönetmenliği ve kurum çalışanları olarak her türlü özveri ve emeği gösterdiğimiz halde sıkıntılar defaatle sürmüştür. Genel Sanat Yönetmenliği verilen süre içerisinde sözler tutulmazsa istifa edeceğini açıklamış, kurum çalışanlarının görüşü doğrultusunda şekillenen ‘kalın’ kararıyla, görevinden kaçmadan kurum menfaati adına çalışmaya devam etmiştir. Ne sanat yönetmenliğini oluşturan kişiler bugüne dek kişisel duruşlarından taviz vermiş, ne de kurumu yıpratacak herhangi bir ‘yanlı’ tutumun içinde yer almıştır.
Ve bugüne gelindiğinde…
Kurumumuzun ve Türkiye tiyatrosunun en değerli sanatçılarından, ailemizin en sevilen üyelerinden biri olan Levent Üzümcü’nün, Şehir Tiyatrosu yönetimiyle hiçbir şekilde irtibat kurulmadan, tamamen Belediye Üst Disiplin Kurulu tarafından açılan soruşturma neticesinde, kurumdan atıldığı bilgisi hem kamuoyuna hem tarafımıza tebliğ edilmiştir. Bilinmelidir ki, bugün hem bizim açımızdan hem kurum açısından bir yas günüdür.
Bir sanatçının, bir insanın, demokratik bir ülkede, sırf kişisel görüşleri nedeniyle cezalandırılması; bahsi geçen yaptırımın onu neredeyse ömrünün yarısını büyük bir özveri, etik anlayışı ve sonsuz bir sevgi ile geçirdiği kurumdan çıkarılmasıyla neticelenmesi; ne sanatçı olma kimliğiyle, ne yurttaş olma vicdanıyla ne de hukuksal olarak kabul edilemez. Eğer bu kararı gerekçelendiren nokta memurin yasası ise, anayasa ile çelişki barındıran bu durumun ortadan kalkması adına memurin yasasının acilen değişmesi gerekliliği bir kez daha açıkça ortaya çıkmıştır.
Levent Üzümcü gibi bir değeri savunmak adına onunla aynı görüşte olmamız gerekmemektedir. Sadece onun yanında olmak değil, kendi görüşleri nedeniyle siyasi bir takım kararlar neticesinde mağdur konumuna sokulan her kişi için mücadele etmeye ve hakkını savunmaya devam edeceğiz.
Bu karar yanlış ve antidemokratiktir. Ülkenin içinde bulunduğu bu belirsiz dönemi de göz önünde tutarak, her gün aldığımız acı haberlerle yüreklerimizin yandığını bilerek bu süreçte hem sanatçılar, hem kurum çalışanları hem de ülke olarak huzurla ve özgürce var olabilmemiz için asla alanı boşaltmayacağımızı ve her türlü mücadeleyi sürdürerek bize bu görevi verenlerin ardından kurum çalışanı arkadaşlarımızın desteği ile, İŞTİSAN’la görüşmelerimiz ve onların da isteğiyle burada durmaya devam edeceğimizi duyururuz.
Süreçte gereken adımların atılmasının takipçisi olmaya devam edeceğimizi, hiçbir şekilde sanatın siyasete alet edilmesine müsaade etmeyeceğimizi, yasal sınırlarımız içerisinde sanatçı ve bir aile olma sorumluluğuyla iyi günde de şimdiki gibi en kara günlerde de dimdik durarak mücadele edeceğimizi belirtir, karardan sorumlu olan kişileri bu yanlışı düzeltmeye davet ettiğimizi bildiririz.”