Balyoz davasının temelini oluşturan dijital materyallere ilişkin hazırlanan bilirkişi raporunda yer alan “5 No’lu hard diskteki suça konu bütün dosyaların, başka bir kaynak ortamdan 3 dakikada kopyalandığının belirlendiği” ve “11 ve 17 No’lu CD’lerde dosyaların oluşturulma ve değiştirilme tarihi ile ilk kullanılma tarihleri arasında çelişkiler olduğu” yönündeki tespitleri davanın sanıkları değerlendirdi.
Balyoz’un en önemli delili 5 No’lu hard diskteki bilgilerin sahte olduğuna dair bilirkişi raporuna sanıklar ‘Delillerin düzmece olduğu başından belliydi’ diyerek tepki gösterdi..
Yargılama sürecinde cezaevinde hayatını kaybeden Albay Murat Özenalp’in eşi iseisyan etti: “Kasti bir kumpas yaratıldı. Balyoz’un ‘pardon’u olmaz, asla affetmeyeceğim...”
Mert İnan’ın Milliyet’te yer alan habere göre, Eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, bilirkişi raporunu “malumun ilamı” olarak değerlendirirken, emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, “gerçeğin gücü” dedi.
Albay Murat Özenalp (49), Balyoz davasında darbeye teşebbüs suçundan 16 yıl hapse mahkûm edilmesinin ardından 26 Nisan 2014’te tutuklu bulunduğu Mamak Askeri Cezaevi’nde kendisini ziyarete gelen eşi ve 8 yaşındaki kızı Duru’nun gözleri önünde beyin kanaması geçirerek hayatını kaybetmişti.
Özenalp’ten geriye gözü yaşlı bir eş ve iki çocuğu kalırken, ölümünden 10 ay sonra hazırlanan bilirkişi raporunda “5 No’lu hard diskteki suça konu bütün dosyaların, başka bir kaynak ortamdan 3 dakikada kopyalandığının belirlendiği” ve “11 ve 17 No’lu CD’lerde dosyaların oluşturulma ve değiştirilme tarihi ile ilk kullanılma tarihleri arasında çelişkiler olduğu” belirtildi.
'Affetmiyorum'
Özenalp’in acılı eşi Sema Özenalp ise yaşananlara adeta isyan etti. Gözyaşları arasında konuşan Özenalp, “Çocuklarım babasız kaldı. Geleceğimizi çaldılar. Hepimizden bir parça kopardılar. Bir daha asla yeri dolmayacak, hiç kimsenin yerine koyamayacağı bir parça... Bize yapılanları affedemiyorum. Özgecan’ın babası kadar yüce değilim. Eşimin ölümüne neden olan insanların yargı önünde ceza almalarını istiyorum. O insanları cezaevinde görmek istiyorum” dedi.
Özenalp, sözlerine şöyle devam etti: “Çocuklarımın babalarıyla geçirecekleri özel anların, güzel günlerin katili o insanlar. Hiçbir şey Murat’ı geri getirmeyecek. Kızım 10, oğlum ise 16 yaşında. Oğlum önümüzdeki yıl üniversite sınavlarına girecek ama evde baba olmaya, babalık yapmaya çalışıyor. Kızım her defasında ‘Biz artık ailece hiç sohbet edemeyeceğiz’ diyor. Babasını özlüyor. Bize geri dönüşsüz öyle acılar yaşattılar ki... Bunları nasıl affedebilirim? Eşimin ölümüne neden olan hakim ve savcılardan sonuna kadar yargı önünde hesap soracağım. Beni görmelerini ve gözlerimin içine bakmalarını istiyorum. Acımızın bedelini adalet karşısında ödemelerini istiyorum. Ailemin geleceğini kararttılar. Bilirkişi raporunun böyle sonuçlanacağını bizler biliyorduk. Gerçeklerin bilimsel incelemesi davanın en başında yapılmış olsa Murat ölmeyecekti. Davanın bu şekilde sonuçlandığını görmek eşimin de hakkıydı. Balyoz’un ‘pardon’u olmaz. İnsanlar hata yaptığında, bir daha yapmamaya gayret edeceğini beyan etmek için ‘pardon‘ derler. Balyoz’da bilinçli, kasti bir kumpas yaratıldı. Hiçbir zaman affetmeyeceğim.”
‘Hükümet göz yumdu’
Çetin Doğan (Emekli Orgeneral): Balyoz davasının 1 numaralı sanığı olarak 20 yılla yargılandım ve 4 yıl cezaevinde kaldım. Bilirkişi raporu malumun ilamından başka bir şey değil. Rapor, tarafsız bilirkişinin namuslu saptamasıdır. Polis ve yargı içindeki kumpasçıların kim olduğu aslında bellidir. Parelel yapının üzerine gidilmek isteniyorsa varolan diğer somut deliller de ortaya konulmalı.
Kadir Sağdıç (Emekli Koramiral): Tertip ve kumpas nedeniyle 40 ay cezaevinde esir tutuldum. Balyoz’un iddianame aşamasında düzmece olduğu zaten belliydi. Gerçek mutlaka bir gün ortaya çıkacaktı. Balyoz kumpası nedeniyle hayatını kaybeden arkadaşlarımız oldu. Dink cinayetini bile bize yıkmaya çalıştılar. Bizlere bu haksızlığı yaşatanlara yazıklar olsun.
Ahmet Yavuz (Emekli Tümgeneral): Balyoz davasından 18 yıl cezaya çarptırıldım. 3,5 yıl cezaevinde tutuldum. Bilirkişi raporunu gerçeğin gücü olarak değerlendiriyorum. Balyoz’un kumpas olduğunu haykırdık. Sonunda gerçekler ortaya çıktı. Aslında 10. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay’ın ilgili dairesindekiler de gerçekleri biliyordu. Balyoz içerisinde bazı polis, savcı, hakim ve medya mensuplarının olduğu bir tertip planıydı. Hükümet bu tertibe göz yumdu. Hükümet bizlerden özür dilerse acımız bir nebze olsun hafifler.
Cem Gürdeniz (Emekli Tümamiral): Hakkımda 18 yıl hüküm verdiler. 3,5 yıl cezaevinde kaldım. Balyoz davasının başından beri kurgu olduğunu söyledik. Bundan sonra piyonlar yargılansa ne olur. Önemli olan bu piyonları harekete geçiren stratejik aklın yani atlantik yapının kamuoyu vicdanında yargılanması ve ders çıkarılmasıdır. TSK’ya düşen en önemli görev içimizdeki bu hainleri tespit ederek derhal tasfiye etmesidir