Gündem

Prof. Ahmet İnsel: Panama Belgeleri'ni yayımlayanlar acaba hangi ülkede casuslukla suçlanacak?

"Belgelerle, finansal kapitalizmin kirli çamaşırlarının küçük bir kısmı ortaya saçıldı"

05 Nisan 2016 13:38

Cumhuriyet gazetesi yazarı Ahmet İnsel, bir çok devlet başkanı, başbakan, politikacı ve yakınlarının da sahip olduğu iddia edilen off-shore hesapların yayımlandığı Panama Belgeleri’nin ortaya çıkmasının ardından, “Panama Belgeleri'ni yayımlayanlar acaba hangi ülkede casuslukla suçlanacak?” diye sordu.

Panama Belgeleri’yle finansal kapitalizmin kirli çamaşırlarının küçük bir kısmı ortaya saçıldığını belirten İnsel, “Bu belgelerin yavaş yavaş yayımlanmasıyla, büyük ihtimalle bazı devlet başkanları, başbakanlar ve bakanlar, kamu görevlileri istifa edecek. İstifa edecek olanların daha çok demokratik gelenekleri ve kamu alanında şeffaflık kuralları güçlü ülkelerin siyasetçileri ve kamu görevlileri olacağını tahmin edebiliriz. Otoriter, diktatoryal rejimlerin başındakiler ise bu bilgilerin ülkelerinde yayımlanmaması için ellerinden geleni yapacaklar.” ifadelerini kullandı. 

İnsel’in bugün (5 Nisan 2016) yayımlanan “Uluslararası finansın kirli çamaşırları ortaya saçıldı” başlıklı yazısı şöyle:

Panama’da off-shore hesaplar tutan Mossach Fonseac şirketinin kırk yıllık faaliyetlerini içeren evrak, Uluslararası Araştırmacı Gazetecilik Konsorsiyomu tarafından yayımlanmaya başladı. Bunun etkisi, WikiLeaks belgelerinden daha büyük olacak. WikiLeaks belgeleri sonuçta ABD diplomatlarının merkeze yolladıkları bilgi notlarıydı. O güne kadar karanlıkta kalmış bazı ilişkileri aydınlatsalar da, siyasal olaylarla ilgili değerlendirmelerdi. Bunlardan hiç bilinmedik çok şey öğrenmedik. Egemen gücün nelere bilerek göz yumduğunu, olaylara nasıl baktığını ve zaman zaman ne kadar cahilce değerlendirmeler yaptığını gördük. Diplomasinin arka bahçesinde öğretici bir gezintiydi bu. 

Panama belgeleri ise uluslararası finans dünyasının arka bahçesinin küçücük bir bölümünde bizi gezdiriyor. Bu belgelerin yavaş yavaş yayımlanmasıyla, büyük ihtimalle bazı devlet başkanları, başbakanlar ve bakanlar, kamu görevlileri istifa edecek. İstifa edecek olanların daha çok demokratik gelenekleri ve kamu alanında şeffaflık kuralları güçlü ülkelerin siyasetçileri ve kamu görevlileri olacağını tahmin edebiliriz. Otoriter, diktatoryal rejimlerin başındakiler ise bu bilgilerin ülkelerinde yayımlanmaması için ellerinden geleni yapacaklar.

 

Sayı artabilir 

 

Mossach Fonseac şirketinden ele geçen belgeler, 214 bin 488 off-shore şirket, vakıf veya trust hesabından oluşuyor. 2015 yılı sonuna kadar geliyor. Bu hesaplarda gözüken şirket ve benzeri oluşumlar finans literatüründe Uluslararası Ticaret Şirketleri (International Business Corporation) içinde yer alıyorlar. Genellikle ticaretle ilişkileri doğrudan yok. Esas ilgi ve faaliyet alanları, hesap sahiplerinin servetini yaşadıkları ülke devletlerinden gizlemek, her türlü kara para ve rüşvet işlemlerine havuz oluşturmak ya da bu “kıyı alanları”nda sunulan son derece düşük kurumlar ve miras vergilerinden yararlanmak. 

Şimdilik uluslararası tanınmışlığı olan 140 kişinin hesaplarının varlığı yayımlandı. Önümüzdeki günlerde her ülkede o ülkenin gazetecilerinin çalışmasıyla, şirket ve şahıs isimleri yayımlanacak. Aralarında şu anda görev başında olan kral, veliaht, cumhurbaşkanı, başbakanların olduğu bu listede, diktatörlerin çevresindeki birçok isim ve aile üyeleri de yer alıyor. Önümüzdeki haftalarda Mossach Fonseac’ın off-shore hesaplarını tuttuğu, sahipleri Türkiye kaynaklı olan 100 civarında şirketin ve 10’dan fazla kişinin isimleri yayımlanacak. Bu sayının artması muhtemel.

 

Şaşırtıcı değil 

 

Off-shore hesaplarla ilgili değerlendirmeler yaparken, bunların sadece uyuşturucu ve benzeri işlerden gelen kara paraları aklama, vergi kaçırma veya vurdukaçtı uluslararası işlem yapma amacıyla açılmadığını dikkate almak gerekir. Bazı ülkelere veya şirketlere uygulanan uluslararası iktisadi yaptırımların etrafından dolaşmak için de bu hesaplar kullanılıyor. Off-shore hesaplardaki gizlilik başka bir nedenle de tercih ediliyor. Siyasal olarak istikrarsız, hukuk devleti açısından güven unsurunun eksik olduğu ülkelerde, iktidardaki gücün kendisi için tehdit olarak gördüğü çevrelere yönelik servete el koyma, aşırı vergilendirme gibi uygulamalarına karşı alınmış önlemler de olabiliyor bu hesaplar. Bu nedenle bu hesap sahipleri arasında otoriter ülkelerdeki siyasetçiler, önde gelen iş insanları, ünlü yazar ve sanatçılar, vb… olması şaşırtıcı değil. Ne var ki bu tür bir güven arayışı içinde açılmış da olsalar, bu hesaplara yatırılan paraların kaynakları, örneğin Rusya’da olduğu gibi, genellikle ya yasal olarak ya da ahlaken savunulur olmuyor. 

Panama belgelerinden finansal kapitalizmin kirli çamaşırlarının küçük bir kısmı ortaya saçıldı. Vergi cennetlerine yönelik önlemler arttıkça, bu kirli çamaşırların uluslararası büyük bankalar aracılığıyla başka yerlere taşındığı somut biçimde ortaya çıktı. Acaba hangi ülkelerde bu belgeleri yayımlayanlar devlet sırrını açıklamak ve casusluk faaliyeti gerekçeleriyle yargılanacaklar?

İlgili Haberler