Kobanê protestoları sırasında Kandil ve HDP’ye güvensizliği artan hükümetin “çözüm sürecinde en güvenilir muhatap” olarak Abdullah Öcalan’ı gördüğü ve Öcalan için "yeni konum arayışında olduğu" ileri sürüldü. Hükümet çevrelerinde, zamanlaması henüz net olmamakla birlikte, Öcalan’ın İmralı’dan nakli konuşulmaya başlandı. Kulislerde, yeni adresin Bursa ya da Sincan Cezaevi olabileceği dile getiriliyor.
Erdem Gül’ün Cumhuriyet’teki haberine göre, Kobanê eylemlerini gece yarısı mesajıyla sona erdirmesi nedeniyle Abdullah Öcalan için hükümet çevrelerinden gelen olumlu söylemlere, son olarak da “Artık Türkiye Öcalan’ın konumunu tartışmalı” çıkışı eklendi.
Bu çıkışın, Kobanê sonrası yoğun biçimde Kandil ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı suçlayan ancak İmralı’yı öven hükümet çevrelerinin planladığı çözüm sürecinin yol haritasının “şifai” adımlarıyla çakıştığı öğrenildi. Bu adımlar çerçevesinde Öcalan’ın konumunun, cezaevi değişikliğiyle başlatılması, İmralı’dan bir kara cezaevine taşınmasının gündemde olduğu belirtildi.
‘Öcalan psikolojik bir eşiği daha aştı’
Kobanê eylemleri sonrasında hükümetin, “Çözüm süreci ile kamu güvenliği birbirinin karşıtı değildir” görüşüyle, özellikle Demirtaş ile Kandil’i hedef alan söylemleri tırmandırması dikkat çekiyor. Hükümetin, Öcalan konusunda ise tam tersine çok daha olumlu bir dil ve söylem tutturduğu gözleniyor. Özellikle, çözüm sürecinde bir ilk niteliğindeki gece yarısı mesajıyla Kobanê eylemlerini bitirmesinden sonra hükümet çevrelerinde, “Öcalan psikolojik bir eşiği daha aştı” değerlendirmeleri yapılıyor.
İktidar çevrelerindeki bu bakış açısı, Yeni Şafak’tan Abdulkadir Selvi’nin “Türkiye Öcalan’ın konumunu tartışmalı” çıkışıyla yeni bir boyut kazandı. Çözüm süreci boyunca Öcalan, devlet heyetiyle görüşmelerinin yanı sıra asıl olarak HDP heyeti aracılığıyla kamuoyuna mesaj verdi. HDP ve Kandil’le birlikte zaman zaman kendisiyle görüşen aile çevresi Öcalan’ın artık İmralı’dan alınıp bir kara cezaevine nakledilmesini talebini sürekli yinelediler.
Süreç boyunca hükümet, bu taleplere olumlu yanıt vermezken ancak odasına televizyon koymak, koşullarını iyileştirmek, İmralı’ya başka mahkûmlar da koymak gibi adımları tercih etti. Hükümet, Öcalan’ın İmralı’dan çıkarılması konusundaki talep lere sürekli “seçimlerde oylarımızı aşağı çeker, milliyetçi oylar gidebilir” bakış açısıyla yanaşmadı. Hükümet, özellikle HDP’lilerin açıkça “Öcalan artık ev hapsine çıkarılmalı” şeklindeki taleplerini de kamuoyunda doğabilecek “Öcalan’ı çıkarmayı planlıyorlar” algısı nedeniyle geri çevirdi.
Kandil ve HDP’ye güvensizlik
Ancak Kobanê protestoları sonrasında hükümetin, Kandil ve HDP’ye olan güvensizliği arttı. Hükümet çevrelerinde “çözüm sürecinde en güvenilir” muhatabın Öcalan olduğu ve “sık sık krize yakalanan sürece İmralı’dan müdahale edemediği” yaklaşımıyla konumunu cezaevi değişikliğiyle değiştirme yoluna gidilmesi formülleri gündeme geldi. Zamanlaması henüz netleşmemekle birlikte Öcalan’ın 15 yıldır tutulduğu İmralı’dan bir kara cezaevine nakledilmesi konuşulmaya başlandı. Bu adreslerin de Bursa ya da Sincan cezaevleri olabileceği de kulislerde konuşuluyor. Bu konum değişikliğiyle dört gelişmenin birden sağlanacağı değerlendirmeleri de yapılıyor.
Bu gelişmeler şöyle sıralanıyor:
- Öcalan’ın İmralı’daki özel tecrit koşulları ortadan kalkar. Ayrıca Öcalan’a ilişkin hiçbir değişiklik olmayacağı algısı yıkılır. Öcalan’la ilgili de birtakım gelişmeler yaşanabileceği algısı yaratılır. Psikolojik bir aşama kaydedilir.
- Öcalan’ın dışarıya müdahale olanakları artar. Özellikle HDP’lilere ve dolaylı olarak Kandil’i daha iyi denetler.
- Hükümetin cezaevi talebini kabul etmesiyle Öcalan’ın Kandil ve HDP’liler arasında eli güçlenir.