Yeni Şafak Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi, İmralı’da tutuklu bulunan Abdullah Öcalan’ın Türkiye’nin birçok şehrinde meydana gelen protestolar için yaptığı “itidal” çağrısına rağmen Kandil’deki KCK yönetiminin “sokaklara çıkın” talimatı verdiğini yazdı. Selvi, “Öcalan'ın mektubuyla eşzamanlı olarak KCK'tan tam aksi yönde bir talimat geliyor. Öcalan mektubunda çok net ve kararlı bir ifadeyle, hükümetle ve diğer gruplarla çatışmaları sonlandırmalarını istiyor ve hızla diyaloğa geçilmesi yönünde talimat veriyor. Neredeyse eşzamanlı olarak KCK'tan sokaklara çıkın, eylemleri yaygınlaştırın talimatı geliyor” dedi.
Abdülkadir Selvi’nin Yeni Şafak’ta “Başbakan’la Malatya’da…” başlığıyla yayımlanan (11 Ekim 2014) yazısı şöyle:
Başbakan'la Malatya'da...
Malatya'ya ilk olarak Turgut Özal'la gelmiştim.
Malatyalılar, görülmeye değer sevgi gösterisinde bulunmuş, Özal'ı bağırlarına basmışlardı.
Her defasında coşkulu meydan mitingleri izledim Malatya'da.
Dün Başbakan Ahmet Davutoğlu ile 'Destan şehir' dediği Malatya'daydık.
Bingöl Emniyet Müdürü Atalay Ülker'i hastanede ziyaret ederek yola çıktı Başbakan.
Kalabalık bir heyet vardı. O nedenle iki ayrı uçakla hareket ettik Malatya'ya.
Başbakan ve bakanları GAP'la biz ise DAP'la uçtuk.
Yazdan kalma bir gün karşıladı bizi Malatya'da.
Pırıl pırıl güneşli bir havada hareket edip, Cuma Namazı için Tarihi Ulu Cami'ye yetiştik.
Kimimiz caminin içinde kimimiz ise çimlerin üzerinde kıldık Cuma Namazı'nı.
Başbakan, Kurban Bayramı'ndan bir gün önce annesi vefat eden AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık'ı ziyaret ederek başsağlığı diledi.
Davutoğlu, Başbakan olduktan sonra ilk ziyaretini memleketi Konya'ya yapmıştı.
Davutoğlu, Söğüt, İstanbul, Kırşehir ve Samsun'dan sonra Malatya'da kürsüye çıktı.
Şehit polislerimiz ve eylemlerde hayatlarını kaybedenler nedeniyle konvoyda ve Başbakan'ın konuştuğu meydanda müzik çalınmasına izin verilmedi.
Davutoğlu'dan önce kürsüye Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç çıktı.
Hitabetiyle ünlü bir isim Bülent Arınç.
Meydanı coşturdu.
Başbakan Malatya'ya adım attığı andan itibaren geçtiği güzergahlarda kalabalık topluluk tarafından karşılandı. O da her defasında aracından inip, onlarla kucaklaştı.
Seçim dönemi olmamasına ve şehir meydanındaki miting alanı yerine açılış nedeniyle hastanenin yanı tercih edilmesine rağmen meydan iyiydi.
Başbakan Davutoğlu'nun konuşması da iyiydi.
Malatya'nın maneviyat büyüklerini sayarak başladı konuşmasına. Siyasetin beyefendi ismi Recai Kutan'ı sivil Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı anarak başladı.
Malatya'nın yorgun demokratı Ahmet Kaya'yı da unutmadı. Davutoğlu, Malatya'da da irticalen konuştu. Bu ona doğal olmayı sağlıyor. Kürsüye bağlı kalmıyor.
Gündem belliydi.
Kobani bahane gösterilerek estirilen terör ve öldürülen insanlarımız. Önce çok sert mesajlar verdi Başbakan. Davutoğlu daha 'Provokatörler sahneye çıktı' dediği andan itibaren meydan tepki göstermeye başladı.
Başbakan, 'Tuzak kuranların tuzaklarını başlarında parçalayacağız' dediği zaman meydandan yuh sesleri yükseldi. Meydanda AK Parti bayrakları neredeyse yok denecek kadar azdı. Meydan baştan sona Türk Bayrakları ile donatılmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Meclis'in açılışından sonra terörle mücadele için bazı yasal düzenlemelerin yapılacağı işaretini verdiği Trabzon konuşmasından sonra Davutoğlu da Malatya meydanında, '2015 seçimlerine gidilirken huzurumuzu bozmak isteyenlere müsaade etmeyeceğiz' diye seslendi.
Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın aynı gün yaptıkları kararlılık vurgusu önemli bir mesaj olmanın ötesinde bazı yasal düzenlemelerin ipuçlarını taşıyor.
Haksız bir şekilde AK Parti güvenlikçi politikalara yöneliyor tartışmasının başlayacağından şüphem yoktur ama bu iş farklı.
Edindiğim bilgilere göre bazı yasal düzenlemeler için hazırlık yapılıyor. Molotof kokteylin suç unsuru oluşturan patlayıcı muamelesi görmesi ve şehirleri tahrip edip huzuru bozanlara yaptırımları içeren bir paket üzerinde çalışılıyor.
Çözümün sigortası güvenlik perspektifinden hareket ediliyor. 'Sağlam özgürlük, sağlam güvenlik'
Başbakan sert mesajlar verdiği açılış törenindeki konuşmasını tamamladı Malatya Belediyesini ziyarete gitti. Malatya Belediyesi'nin önünde kendiliğinden bir miting meydanı oluşmuştu. Davutoğlu burada ise daha kucaklayıcı ve duygusal mesajları ön plana çıkaran bir konuşma yaptı.
Kobani bahane edilerek Türkiye'ye yaşatılanlardan dolayı herkes tepkiliydi. Öyle ki Ankara Esenboğa Havaalanında daha yola çıkmadan bunu konuyu konuşuyorduk gece yarısı dönüşümüzde de tek gündem maddesi bu olaylardı.
Uçaktan indikten sonra, ziyaretler sırasında, meydan konuşmalarında sık sık ilgililerden bilgi alınıyordu.
Kızgınlık vardı ama soğukkanlılık da elden bırakılmıyordu. Herkes çözüm sürecinin vazgeçilmezliğini vurgulamadan söze başlamıyordu.
Bu önemli bir nokta.
HDP'nin Kürtlere sokağa çıkma çağrısını yaptığı, şehirlerde terör estirilip 35 kişinin ölümüne neden olunduğu gecenin üzerindeki sisler dağıldıkça çok önemli gel-gitlerin yaşandığı ortaya çıkıyor.
Öcalan'ın Kurban Bayramı sırasında hazırladığı mektup o gece HDP'lilere ulaşıyor. Öcalan, cezaevi yönetimine teslim ediyor, el yazısıyla kaleme aldığı mektup İmralı'dan kurye aracılığıyla geliyor. Aynı gece HDP'lilere ulaşıyor. HDP'liler mektubu aldıklarına ve içeriğine dair Kandil'i bilgilendiriyorlar. Ama şimdi sıkı durun Öcalan'ın mektubuyla eşzamanlı olarak KCK'tan tam aksi yönde bir talimat geliyor.
Bu arada Öcalan'ın mektubunun orijinal metninin Perşembe günü öğleden sonra Kandil'e ulaştığını paylaşmak isterim. Öcalan mektubunda çok net ve kararlı bir ifadeyle, hükümetle ve diğer gruplarla çatışmaları sonlandırmalarını istiyor ve hızla diyaloğa geçilmesi yönünde talimat veriyor.
Öcalan'ın mektubu çarşambayı perşembeye bağlayan gece saat 24'te HDP'lilerin eline geçiyor. Mektubun içeriğiyle ilgili olarak bilgilendirilmelerine rağmen neredeyse eşzamanlı olarak KCK'tan sokaklara çıkın, eylemleri yaygınlaştırın talimatı geliyor.
HDP eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın terlemesinin nedeni bu mudur bilinmez ama KCK'nın Öcalan'ın iradesine karşı bir savaş açtığı kesin.
Sonuç?
Gelişmeleri izlemekte yarar var.