Gündem

'Öcalan, gerekirse ev hapsinde tutulabilir'

Eski Devlet Bakanı Salim Ensarioğlu, sürecin başarıyla sonuçlanmaması durumunda Türkiye'nin bir felakete doğru sürükleneceğini belirterek, Öcalan'ın gerekirse ev hapsinde tutulabileceğini söyledi

29 Mart 2013 20:15

Eski Devlet Bakanı Salim Ensarioğlu, Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) bölgede aldığı oyların BDP'ye değil Öcalan'a verildiğini söyledi. Çözüm sürecine ilişkin olarak konuşan Ensarioğlu, gerekirse Öcalan'ın ev hapsinde tutulabileceğini belirtti.  

Diyarbakır'da bir dizi ziyaretlerde bulunan Ensarioğlu, "Halkın BDP'ye verdiği oyların yüzde 95'i Öcalan'a veriliyor. Bu nedenle Kandil'de başka yerler de Öcalan'a uyuyor. Netice olarak lider odur. Bana göre Öcalan'a daha ılımlı işte bir ev hapsi gibi imkan tanınarak, ister televizyonla, ister telefonla, görüntülü, görüntüsüz, gibi bir ortam sağlanması gerekir. Netice itibarı ile bizim sorunumuz, Öcalan'ın 100 metre karede mi, 200 metre karede mi oturduğu değildir. Bizim temel sorunumuz bu olayın çözülmesidir. Birbirimizi böyle çocuksu hareketlerle, işte yok biz burada tutarız, gibi meseleler değildir. Mesele, bu olayın çözülmesidir. Durum böyle olduğuna göre o zaman Öcalan tripleks dairede de oturabilir, villada da oturabilir. Yanına sekreter, danışman, ve teknolojik imkanlar gibi imkanlar da tanınmalıdır. Bu olayın bir an önce bitmesi için ne gerekiyorsa yapılmalıdır" dedi.

İhlas Haber Ajansı'nda yer alan habere göre, PKK'nın Yurt dışına çekilmesi ile ilgili olarak konuşan Ensarioğlu, soruna köklü bir çözümün bulunması gerektiğini dile getirerek, bu çözümün af olduğunu kaydetti. Ensarioğlu, "Bu güne kadar PKK'nın yurt dışına girip çıkan militanlar devletten izin alarak gidip gelmemişlerdir. Bir PKK'lı devletten vize alarak yurt dışına gidip gelmemiştir. Adamlar zaten istedikleri zaman gidip geliyorlar. Bütün mesele silahların bırakılması, susması meselesidir. Bunun için de bu adamlara bir yol verilmelidir. Bu insanların dağdan inmeleri için bir yol verilmelidir. Nedir bu yol? Bu yol aftır" diye konuştu.

Abdullah Öcalan'ın yakalanışından bu güne kadar geçen 14 yılın heba edildiğini ileri süren Ensarioğlu, bugün başlatılan girişimlerin 14 yıl önce başlatılması gerektiğini ifade etti. Ensarioğlu, "Abdullah Öcalan yakalandığı zaman uçakta ilk yüzü açıldığında şunu söyledi. Ben dedi üzerime düşen bir vazife varsa yapmaya hazırım. Benim annem de Türk'tür. Bana göre bu 14 yıl heba edilmiştir. Daha önce 1993'te rahmetli Özal döneminde de bazı girişimler olmuştu. Bu girişimler olumlu sonuçlanabilirdi. Ancak Özal rahmet etti. Kendisinin vefatı bu girişimleri durdurdu. Ancak 1999'dan bu güne geçen bu 14 yıl heba edildi. Binlerce insan öldü bu yıllar içerisinde. Şimdi başlatılan bu sürecin bir önce sonuca ulaşması ve daha fazla insanın ölmemesi için ne gerekiyorsa yapılmalı ve bu süreç çok hızlı bir şekilde sürdürülmelidir" diye konuştu.

 

'Faili meçhul cinayetlerin üzerine gidilmemektedir'

 

Bu ülkede koruculuk sisteminin getirilmesinin çok büyük yanlışlara sebebiyet verdiğini açıklayan Ensarioğlu, o dönemde il başkanı olduğunu ve koruculuk sistemini savunmadığını anacak, Tansu Çiller'in ısrarla bu sistemi getirdiğini aktardı. Ülkede yaşanan faili meçhul cinayetlerin asıl sebebinin koruculuk ve özel harekat birlikleri olduğunu ileri süren Ensarioğlu, "O dönemde damdan düşer gibi bir koruculuk sistemi getirildi. Cahil serseri ne kadar adam varsa hepsinin eline silah verildi. Aynı şekilde ne kadar pisikopat varsa özel harekat birliklerine alındı. Sonuçta ne oldu? Kız istemeye gitti verilmeyince, devletin kendisine verdiği silahla o kızı kaçırdı. Devletin kaymakamı bir korucuya sözünü geçiremez oldu. Hukuk denilen bir şey kalmadı. Bir yerden sonra devlet artık bu sistemle baş edemez oldu. Ben o dönemde buna karşı çıktım ama Tansu hanım bunu getirdi. dikkat edilmesi gereken bir diğer noktada şudur, hiçbir siyasi parti bu cinayetleri gündeme getirmiyor. Bu çok düşündürücü bir durumdur" şeklinde konuştu.

 

'Bu ülkede milliyetçilik ırk milliyetçiliği olmamalıdır'

 

Bu ülkede milliyetçiliğin ırk milliyetçiliği olmaması gerektiğini savunan Ensarioğlu, asıl milliyetçiliğin millete hizmet olduğunu dile getirdi. Ensarioğlu, "Kürt ya da Türk milliyetçiliği olmamalı. Türkiye Cumhuriyeti'nin milliyetçiliği olmalı. Bu ne demektir? İşte gençlerimize iş imkanı sağlama, yatırımlar yapma, insanlarımızın eğitimini daha yüksek seviyelere çıkartmak, gibi çalışmaları kim yapıyorsa o insan milliyetçidir. Asıl milliyetçilik budur" dedi.

Cumhuriyet Halk Parti (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Kürt sorunu ile ilgili fikir beyan etmeden önce çıkıp Kürt olduğunu söylemesi gerektiğini bildiren Ensarioğlu, bunu söylemeden Kürt sorunu ile ilgili fikir beyan etmesinin komik olduğunu kaydetti. Ensarioğlu, "Sayın Kılıçdaroğlu önce çıksın mertçe desin ki, ben Kürdüm, ben Aleviyim. Önce bunu söylemeli daha sonra Kürt meselesine nasıl baktığını açıklamalıdır. Daha, net bir şekilde evet ben Tunceliliyim, Kürt'üm ya da Zaza'yım diyemezken, kalkıp bu mesele ile ilgili olarak sorun belirtmesi zaten komiktir. Daha çıkıp kendini net bir şekilde açıklamayan adamın partisinde demek ki büyük sıkıntılar vardır. Bu şahsına ait değildir. Ulusalcılıktır, ya da bilmem nedir. Bunun nedeni budur. CHP bu sıkıntılı sürecinden dolayı oy kaybediyor. Çünkü çok tutarsız hareket ediyor. Evet evet, hayır hayır. Bu kadar tutarsız hareket edilmez ki. Burada en tutarlı hareket eden ve oy alabilecek olan MHP'dir. BDP ya da AK Parti de oy kaybedebiliriz diye korkmamalıdırlar. Her ikisi de bu süreçte oy kaybedebilir. Geçici bir süre oy kaybedebilirler. Batıda bulunan ana babalar benim çocuğum madem öyle neden öldü diyebilir. Bundan dolayı AK Parti kaybeder. Ya da Doğudaki ana baba aynı şekilde benim çocuğum neden öldü diyebilir. Bundan dolayı da BDP kaybeder. AK Parti ve BDP bundan korkup geri adım atmamalıdır. Bunlar geçici şeylerdir. Ama esas itibarıyla CHP bunalımdadır, sıkıntıdadır. Böyle giderse parçalanabilirde" ifadelerini kullandı.

Ortadoğu'da Arap olmayıp ta Müslüman olan tek ülkenin Türkiye olduğunu aktaran Ensarioğlu, bu durumun zaman zaman Türkiye'nin ayağını tökezlettiğini belirtti. Ensarioğlu, "Ortadoğuda, en büyük milliyetçilik Arap milliyetçiliğidir. Kendileri Türkiye'yi bu nedenle sevmezler. Ve Türkiye'nin Arap olamayışı her zaman bir dezavantaj olmuştur. Araplar bizi ne kadar severlerse sevsinler milliyetçiliklerinden dolayı zaman zaman tökezletirler bizi. Ortadoğu'da yıllarca liderliğe oynayan 4 tane ülke vardır. Bunlar, Suriye, İran, Mısır ve Türkiye'dir. Türkiye'nin şansızlığı Arap olmayışıdır. Ortadoğu'da Müslüman olup Arap olmayan tek ülkeyiz. Türki cumhuriyetler İran ve Rusya'nın korkusundan dolayı bize yeterli desteği vermemektedirler. Avrupa Birliği bizi bu güne kadar almadı. Biz kendi halkımızın gücüne göre, imkanımıza göre, kendimizi dizayn etmeliyiz" dedi.

 

'Kuzey Irak ve Suriye'nin bazı kesimleri Türkiye'ye bağlanmalıdır'

 

Kuzey Irak ve Suriye'nin belli kesimlerinin iç işlerinde serbest dış işlerinde Türkiye'ye bağlı bir federasyon olabileceğini savunan Ensarioğlu, Kuzey, Iark'ın Avrupa'ya açılan kapısının Türkiye olması gerektiğini aktardı. Ensarioğlu, "Benim anlayışım ve düşünceme göre, Kuzey Irak kendi iç meselelerinde özgürdür. Ama gerekirse Kuzey Irak'la Suriye'nin belirli kesimleri ile bir federasyon kurulabilir. Kuzey Irak'ın Avrupa'ya açılan Türkiye olmalıdır. Yaşayabilecekleri herhangi bir sorunda Amerika binlerce kilometre öteden gelene kadar biz hemen burunlarının dibindeyiz. Onlara ilk elini uzatacak olan ülke biziz. Dolayısıyla Türkiye'ye bağlı federe bir devlet olabilirler" diye konuştu.

İlgili Haberler