Niğde'denin Ulukışla ilçesinde, 1 astsubay ve 1 polisin şehit olması, 1 yurttaşın ölümü, 8 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan 3 IŞİD militanının saldırısına ilişkin davanın ikinci duruşması bugün yapıldı. Sanık avukatları, savunma yapmak istemediklerini," Avukatlar Herkesin savunulmaya hakkı vardır, barolar bundan kaçamaz. Ancak bu sanıklar insan olmadıkları gibi hayvan bile değillerdir" diyerek duruşma salonunu terk etti.
Niğde'de yol kontrolü yapan asker ve polisle çatışan IŞİD militanlarının yargılandığı davanın ikinci duruşması olağanüstü güvenlik önlemleri altında görüldü. Niğde Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, saldırıda şehit olan jandarma astsubay Adil Kozanoğlu'nun babası Duran ve kardeşi Tayfun Kozanoğlu, şehit polis memuru Adem Çoban'ın babası Mevlüt Çoban ile olayda hayatını kaybeden kamyon sürücüsü Turan Yaşar'ın eşi Satı, oğlu Murat, kızları Zeynep Yaşar ve Mediha Çetin hazır bulundu.
Ankara F Tipi Ceza ve İnfaz Kurumunda tutuklu bulunan sanıklar Çendrim Ramadani, Benyamin Xu, Muhammed Zakiri ve Fuad Mövsümöv ise tercüman kullanılarak Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) kanalıyla duruşmaya katıldı. Sanık avukatları ise savunma yapmak istemediklerini belirterek, duruşma salonundan ayrıldı.
Mahkeme başkanının adres bilgileri ve anne baba isimlerini sorduğu Benyamin Xu, Çendrim Ramadani ve Muhammed Zakiri soruların hiçbirine cevap vermedi. Geçen duruşmada avukat tutması istenen Fuad Mövsümöv ise avukatlık talebini kimsenin kabul etmediğini, savunmasının kendisinin yapacağını söyledi.
Davanın iddianamesinde kendisinin örgüt üyesi olduğunun ifade edildiğini belirten Mövsümöv, "Bu insanlarla uzaktan yakından alakam yok. Örgüt üyesi olduğum savcı beyden tekrar sorulsun. Neden örgüt üyesi olduğumu anlayamadım, bilmek isterim" dedi.
Duruşma 17 Haziran'a ertelendi
Kamyon sürücüsü Turan Yaşar'ın ailesinin avukatı Ali Çil ise sanıkların SEGBİS sistemiyle yargılanmasına itiraz ederek, diğer duruşmada sanıkların Niğde Adliyesi'ne getirilmesini talep etti. Duruşmaya katılan aileler, sanıkların en ağır şekilde ceza almalarını istedi.
Mahkeme, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına ve duruşmanın 17 Haziran'a ertelenmesine karar verdi.
Avukatlardan tepki
Sanık avukatlarından eski Niğde Barosu Başkanı Nail Gündüz, duruşma sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, "Açık söyleyeyim, insanları hatta hayvanları savunmak kutsaldır. Herkesin savunulmaya hakkı vardır, barolar bundan kaçamaz. Ancak bu sanıklar insan olmadıkları gibi hayvan bile değillerdir" ifadelerini kullandı.
Turan Yaşar'ın ailesinin avukatı Ali Çil ise duruşmanın kasıtlı olarak 7 Haziran'da yapılacak seçimden sonraya bırakıldığını ileri sürdü.
'Sanıklar neden adliyeye getirilmiyor?'
Sanıkların duruşma salonuna gelmemesinin adil yargılamanın ihlali olduğunu savunan Çil, "Aslında sanıkların Niğde'ye getirilmesi gerekirken dosya Ankara'ya götürülmek isteniyor. Bize göre suçun işlendiği yer, doğal yargılama ilkesi gereğince davanın da görülmesi gereken yerdir. Ama SEGBİS diye bir sistem var sanıklar ortada yok" diye konuştu.
Turan Yaşar'ın eşi Satı Yaşar da "Kimin için geldik biz, hakimi savcıyı görmeye mi geldik? Benim ocağım batmış üç tane yuva yıkılmış, benim yavrum babasız gelin olmuş" dedi.
3 kişi ölmüştü
Niğde'nin Ulukışla ilçesinde 20 Mart 2014'te terör saldırısı sonucu jandarma astsubay Adil Kozanoğlu ve polis memuru Adem Çoban şehit olmuş, kamyon sürücüsü Turan Yaşar hayatını kaybetmiş, 7 asker ve yolcu otobüsündeki 1 kişi yaralanmıştı.
Saldırıyı gerçekleştiren İsviçre vatandaşı Çendrim Ramadani, Almanya vatandaşı Benyamin Xu ve Makedonya vatandaşı Muhammed Zakiri hakkında "anayasayı ihlal, 6136 sayılı yasaya muhalefet, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme, yakalanmamak amacıyla kasten öldürme, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs, patlayıcı madde bulundurmak, nitelikli yağma ve kasten yaralama" suçlarından 3'er kez müebbet hapis istemiyle; diğer sanıklar Heysem Topalca ve İsmayılov Qosqar hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak, Fuad Mövsümöv hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak ve resmi belgede sahtecilik, M.A, K.Ö, H.Y, K.Y. ve A.Y. hakkında ise bilerek ve isteyerek örgüte yardım etmek suçlarından dava açılmıştı.
Davanın güvenlik gerekçesiyle başka şehre nakledilmesi talebi ise Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce reddedilmişti.