Ünlü Sanatçı ve oyuncu Erdal Tosun, babası Necdet Tosun gibi yine bir trafik kazasında yaşamını yitirdi. Birçok filme imza atan babası gibi o da bu sektöre büyük katkıları olan bir isimdi. Babası Necdet Tosun onun doğumunu dört gözle beklemişti.
Cumhuriyet gazetesinin aktardığına göre, Ses Dergisi'nden Bülent Bora, Erdal Tosun'un doğum gününü ve o anların hikayesini kaleme almış, bu heyecan 1963'te yayımlanmıştı.
Yeşilçam'ın genç komedyeni Necdet Tosun erkek, eşi Sevim Tosun kız çocuk istiyordu. Erdal Tosun doğunca Necdet Tosun sevinçten havalara uçtu.
Bir çay daha uzattı kahveci. O, sinirli bir şekilde, çayını bir anda bitiriverdi. Kahve ocağının başındaki adama dönerek, "Bana bir çay daha verir misin?" dedi.
Necdet Tosun, çayını içerken yüz metre uzağındaki birini, daha doğrusu iki kişiyi düşünüyordu. Tosun'un bir çocuğu olacaktı. Haftalardan beri bu mesele evlerinin başlıca konuşma mevzuu halini almıştı. Necdet Tosun çocuğun 'erkek', karısı Sevim Tosun ise 'kız' olmasını istiyordu. Sempatik aktör, karısı üzülmesin diye uzun zaman kendi isteğini ona açmamış, karısının tarafını tutar görünmüştü. Ama bir gün, bir münakaşa sonunda, tarafların ne istedikleri ortaya çıktı.
Genç komedyenin karısı "Başka çocuğumun olmasını istemiyorum Necdet" demişti... "Sen de, ben de kız evlat beklediğimize göre, inşallah bir kızımız olur. Onu büyütür, yetiştirir, iyi bir insan olmasını sağlarız..."
Sevim Hanım'ın "Başka bir çocuğumun olmasını istemiyorum" sözleri üzerine Necdet Tosun köpürmüş, "Hanım, hanım..." diye gürlemişti... "Ben, bugüne kadar sen üzülmeyesin diye kız çocuk ister görünmüştüm. Ama başka evlat istemediğine göre, o zaman ben aslında bir erkek çocuk istediğimi, hem de çok istediğimi söyliyeyim..."
Kahve ocağının yanında, sempatik aktör işte bunları düşünüyordu. 'Tosun' soyadının devam etmesi, onun en büyük arzularından biriydi. Ama, doğacak çocuk kız olursa, o zaman bu isteğine kavuşamayacaktı.
O gün 9 Nisan'dı... Çay parasını verdikten sonra Tosun tekrar hastanenin yolunu tuttu. Koridorda hastabakıcılar onu tebessümle karşıladılar ve hayatının en mesut haberini beş kelimelik bir cümle ile verdiler:
- "Necdet Bey, bir oğlunuz oldu..."
Genç komedyen gerisini hatırlamıyordu. Bir oğlu olmuştu, Tosun soyadı devam edecekti...
Necdet Tosun 15 gün boyunca her gece saat 12'de kalkıp oğlu Erdal'ı kontrol etti. Onun artık sevdiği en güzel melodi oğlunun gecenin yarısı ağlamasıydı.
"Avuçlarımın arasında kayboluyor sanki..." diyordu. "Onu incitmekten her baba gibi çok, ama pek çok korkuyorum."
Erdal Tosun'un doğumunun tam 15. günü, Necdet Tosun oğlunun bulunduğu odadan mecburen ayrıldı. O günlerde film çalışmaları artmıştı. Genç aktör gece yarısı kalkıp, uykusunu bozmak ve işini aksatmak istemiyordu. Ancak, her yerde ve her zaman aklında, oğlu Erdal'ın minik yüzü ve elleri vardı.
Tosun, bir dönemin popüler tiyatro-dizisi Bir Demet Tiyatro'da devrimci işçi, 'Spartaküs Vedat' karakterine hayat vermişti:
Tosun'un, 2010 yılında gösterime giren 'Rina' filminde canlandırdığı 'Memo' karakterinin, "Hayallerimizi satmadık ya" dediği sahneler, unutulmazlar arasına girmişti: