McKinsey Global Institute tarafından hazırlanan rapora göre, dünya nüfusunun üçte ikisi halihazırda doğurganlığın düşük kaldığı ülkelerde yaşıyor. Düşen doğum oranları büyük küresel ekonomileri "nüfus çöküşüne" doğru götürüyor. 2100 yılına kadar bazı ülkelerin nüfusu yüzde 20-50 oranında azalabilir. İnsanlar daha az çocuk sahibi oldukça dünyanın büyük bir kısmı "gençlik açığı" ile karşı karşıya kalıyor. Rapora göre Türkiye, doğurganlık krizi nedeniyle en büyük nüfus kaybı yaşayacak olan ülkeler arasında.
Gazete Oksijen'in McKinsey Global Institute tarafından hazırlanan rapordan aktardığına göre, Çin'in nüfusunun önümüzdeki yüzyılın başında yüzde 55 oranında azalacağı tahmin ediliyor. İtalya'nın nüfusu yüzde 41 azalırken raporda gelişmekte olan ülkeler arasında en büyük nüfus kaybı yaşayacak olan ülkenin Türkiye olduğu görülüyor. Buna göre 2100 yılına gelindiğinde Türkiye'nin nüfusu halihazırdaki nüfustan yüzde 25 azalarak 65 milyona düşecek.
Türkiye Batı'yı 18 yıl geriden takip ediyor
Genç insanlar üzerindeki artan yükü göstermek isteyen çalışma, 1997 yılında dünyadaki "destek oranının" 9.4 olduğunu belirtti. Destek oranı dokuzdan fazla çalışma çağındaki insanın bir yaşlı insanı desteklemesi, yani emekli maaşlarının ödenmesi, sağlık harcamalarının karşılanması vb. anlamına geliyor. Bu oran günümüzde 6.5'e düştü ve 2050 yılına kadar 3.9'a gerileyecek. McKinsey'e göre Türkiye her ne kadar nüfus kaybında başı çekse de, halen nispeten genç bir nüfusa sahip olması nedeniyle Batılı gelişmiş ülkelerin ortalama destek oranına ancak 18 yıl sonra ulaşacak. Yani Türkiye en azından demografik değişim açısından Batı Avrupa'nın yaklaşık bir jenerasyon gerisinden geliyor.
McKinsey, "Değişiklik yapılmadığı takdirde, artan yaşlı sayısı hükümet açıklarının ve borçlarının artmaya devam etmesine neden olacaktır" ifadesini kullanıyor.
(Gazete Oksijen)