Gündem

Mansur Yavaş'tan bazı CHP'lilere: Gökçek'ten farkınız ne?

"Bizden olana destek veririz, olmayana vermeyiz anlayışından başka bir şey değil yaptıkları"

13 Kasım 2018 11:42

Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için adı geçen Mansur Yavaş ile görüştü. "Mansur Yavaş olmasın, kaybedeceksek de bizden biri olsun” açıklaması yapan CHP’lileri hedef alan Yavaş, "Bunu söyleyenlerin Melih Gökçek’ten ne farkları var? Gökçek de benden olana hizmet götürürüm, olmayana götürmem diyordu; aynı şeyi şimdi de onlar söylüyor. Bizden olana destek veririz, olmayana vermeyiz anlayışından başka bir şey değil yaptıkları" dedi.

Sarıkaya'nın bugünkü yazısının ilgili kısmı şöyle:

Bir süredir adaylık üzerinde konuşmaktan kaçınıyor, “Karar vermedim, eşim de olmama razı değil” diyerek sorulardan kaçıyordu.

Belli ki CHP içinden geçmiş dönem adaylığı sonrasına yönelik sesler rahatsız etmiş, yanıt verme gereği duymuş.

Önce Twitter hesabı üzerinden açıklama yaptı…

“Ankara’yı zamana ve zemine göre değişebilen politik ihtiraslara göre okumak; bu kente yapılabilecek en büyük haksızlıktır…” dedi

Burada kalmadı, “Başkent’e siyaset gözlüğüyle bakılamaz” deyip devamını getirdi:

“ Ankara seçimine sadece parti gözüyle bakanlar 24 yıllık bir partizanlıktan ders almamış demektir. Aynısını yapmak istemenin izahı yoktur. Ankara rozetsiz olarak yönetilmelidir. Umarım ortak akıl ve uzlaşı ile bir aday tespiti yapılıp Ankara layık olduğu değere kavuşur…”

Açıklamanın adresi belliydi geçen dönemki adaylık sürecine işaret edilerek CHP içinden gösterilen tepkilere yanıt veriyordu.

BENİMKİSİ GÜÇ BİRLİĞİYDİ

Açıklamasının hemen ardından telefon ettim, çalışmalarını yürüttüğü yeni bürosundaydı…

“Ortak akıl ve uzlaşı ile aday tespiti” cümlesiyle, “Abdullah Gül modeli mi öneriyorsunuz?” diye sordum.

Yanıt vermeden önce bir noktaya dikkat çekme gereği duydu…

CHP’nin lider ve yönetim kadrosu dışındaki kesimlerden, 2014 adaylık sürecinin ardından gelen istifasına yönelik tepkileri anımsattı.

“CHP’den aday olurken de açık konuştum; bunun bir iş ve güç birliği adaylığı olduğunu o zaman da açıkladım” deyip ekledi:

“O zaman benimkisi siyasi iş birliği değil, bir güç birliğini oluşturmak içindi… Bunu da başarıyla gerçekleştirdi…”

BEKAROĞLU, ŞENER DEĞİLİM

Milletvekilliği de önerildiğini ancak kabul etmediğini de açıkladı.

“Milletvekili olsam şimdi çok daha iyi mi olacaktı?” sorusuna yanıt aradı.

Neden kabul etmediğinin gerekçesini de CHP’ye katılan merkez sağdan iki ismi örnek vererek açıkladı:

“Mehmet Bekeroğlu, Abdüllatif Şener gibi bünyesinde siyaset yapmak için CHP’ye gitmedim. Ben ülkücü kökenden geliyorum ve iş birliği yapmak için CHP’yi tercih ettim. Oy verenler de Mansur Yavaş olduğu için oy verdi. CHP’nin oyu %30, bir türlü yukarı çıkmıyor; belediye meclisinde aldığı oy da aynı. Ama Belediye Başkanlığında %44 oya çıktık. Bu da iş birliğinin önemini ortaya koyması için yeterli...”

AYNI ŞEYİ SÖYLÜYORLAR

Bugün de iş birliğinin yapılması gerektiğini belirtti.

“Mansur Yavaş olmasın, kaybedeceksek de bizden biri olsun” açıklaması yapan CHP’lileri hedef aldı, tepkisini koydu:

“Bunu söyleyenlerin Melih Gökçek’ten ne farkları var? Gökçek de benden olana hizmet götürürüm, olmayana götürmem diyordu; aynı şeyi şimdi de onlar söylüyor. Bizden olana destek veririz, olmayana vermeyiz anlayışından başka bir şey değil yaptıkları.”

ROZETSİZ BAŞKAN

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu her cümlesinde ayrı ve itibarlı tutarak sözlerini sürdürdü:

“Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da her aşamada altını çizdiği gibi, kurtuluşun yöntemi ‘rozetsiz başkan’dır. Çünkü her kesimden oy alması halinde Ankara kurtulur. Bunun için 3-5 parti bir araya gelir ve hedefini Ankara’yı zihniyetten kurtarmak üzerine kurar.”

GÜL MODELİ Mİ?

“Abdullah Gül modeli mi istiyorsunuz; bir çatı adaylık mı beklentiniz?” sorusunu yineledim, üzerine basarak, “Onu söylemiyorum” yanıtını verdi.

Sözlerinin ardında yatanın, “Partiler bir araya gelmezse Ankara’nın kaybedileceğine dikkat çekmek” olduğunu söyledi.

“Bunun için de bir partiden aday gösterilmeniz gerekiyor. Tercihiniz CHP mi, İYİ Parti mi?” dedim, yanıtı şöyle oldu:

“Aday olmak için bir parti gerekir evet; ama önemli olan Ankara’dır. Öbüründen veya berikinden olmuş olmak değil; ben olmasam bile bütün partiler bir isim etrafında bütünleşip hangisinden aday gösterirse daha yüksek oy alacağına bakmalı. Müşterek noktası Ankara olmalı.”

Daha önceki adaylığı döneminde karşı çıkılan bütün projelerin, daha sonra AK Parti tarafından uygulamaya konulduğunu da anımsattı.

Telefonu kapatmadan; “Gönlünüz hangi partiden yana?” diye bir daha sordum, benzer yanıt aldım:

“Önemli olan Ankara’dır, seçimi harbe dönüştürmeden yarışı başarmaktır...”

Son noktayı da telefonu kapatırken koydu:

“Unutulmasın ki ben de adaylığımı henüz açıklamadım…”

BU AKŞAM BELİRLENİR

Yavaş herhangi bir şey söylemedi, ancak görünen o ki gönlünde CHP’den aday olmak yatıyor.

Ancak propaganda döneminde rozetsiz kalıp, diğer partilerin de desteğini bekliyor.

Diğerlerinin desteği olmasa da aday olur mu?

Ya da Yavaş adına tepkinin yüksek olduğu Parti Meclisi’nden adaylığı çıkamazsa ne yapar?

Sohbette bunların hiçbirine girmedik.

Ancak CHP’deki beklenti bu aşamada Kemal Kılıçdaroğlu’nun kişisel gücü ve kararlılığının devreye girmesi…

Kılıçdaroğlu’nun bugün saat 20.00’de İYİ Parti lideri Meral Akşener’e yapacağı ziyaret de bu kararlılığı ortaya koymak için İYİ Parti’nin görüşünü almak.

Akşener’in daha önce “İttifak değil ama iş birliği şart” diye bu sütunda dile getirdiği model ile Ankara ve diğer yerleri kesinleştirmek…

 

İlgili Haberler