Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, Türklere vize serbestisinin 2017 başında yürürlüğe girebileceğini söyledi. Asselborn, darbe girişimine AB'nin tepkisi konusunda da özeleştiride bulundu.
NTV'de yer alan habere göre, Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına vize serbestisinin birkaç ay içinde yürürlüğe girebileceğini söyledi. Asselborn, Alman "Welt" gazetesine verdiği demeçte vize serbestisinin önümüzdeki yıl içinde başlatılabileceğini belirterek, "Ama Türkiye'deki durum biraz yatıştığında ve Türkiye Avrupa Konseyi kurallarına uyma isteği gösterdiğinde terörle mücadele yasası konusunda bu yılın sonu ya da 2017 başında bir çözümün mümkün olacağına inanıyorum" dedi.
AB'nin vize serbestisi ile ilgili olarak hukuk devleti ilkelerine uyum konusunda ısrarını sürdüreceğini belirten Asselborn, bunun sadece Türkiye değil, tüm ülkeler için geçerli olduğunu söyledi. Asselborn, "Terörle mücadele yasası dışında şu an vize serbestisi için gerekli olan diğer tüm noktalar çözülebilir durumda" diye konuştu.
Darbe girişimi konusunda özeleştiri
Lüksemburg Dışişleri Bakanı, diğer yandan Avrupalıların Türkiye'deki 15 Temmuz darbe girişimine tepki vermekteki başarısızlığını kabul ederek, "Türk kamuoyunda darbe girişiminin açtığı yaranın derinliğini tam anlamıyla kavrayamadık. Darbeye karşı sokaklara çıkan insanlar aynı zamanda demokrasi için de oradaydı. Bunu biraz gözden kaçırdık" ifadelerini kullandı.
Öte yandan Türk-Alman Parlamenterler Grubu Başkanı Michelle Müntefering, Türkiye'de yaşanan gelişmelere rağmen AB'ye üyelik müzakerelerinin sürdürülmesi gerektiğini söyledi. Sosyal Demokrat Partili milletvekili, Badisches Tagblatt gazetesine verdiği demeçte müzakerelerin sürdürülmesini, ancak bu süreçte insan hakları ve yargı gibi 'gerçekten zor konular' üzerinde durulmasını savunarak, "Bence AB, ekonomik konular yerine bu fasılları gündeme almalıdır" dedi.
Müntefering: Türk parlementerlerle iletişim sürmeli
Türkiye'deki gelişmelerden büyük endişe duyduğunu, uzun süredir hukuk devleti konusunda gerileme kaydedildiğini, binlerce hakim ve savcının görevden alındığını belirten Müntefering, hukuk devletine uygun bir süreç beklentisi içinde olduklarını yineleyerek, ayrıca ölüm cezası konusunda yeniden tartışılmasını dehşet verici bulduğunu söyledi. Müntefering Türkiye'de olumlu gelişmeler de olduğunu belirterek, pekçok Türk'ün darbe girişimine karşı olduğunu ve demokrasi için sokaklara çıktığını hatırlattı ve "Bu insanlara destek olmamız gerek. Alman ve Türk parlamenterler arasındaki ilişki umarım devam ettirilecektir. Alman-Türk ilişkileri ülkelerimizin kendisinden daha eskidir. İlişki sürmelidir" dedi.
"Yaranın derinliğini tam olarak anlayamadık"
Die Welt gazetesine konuşan Asselborn, üst düzey bir AB yetkilisi olarak, birliğin darbe konusundaki tutumunu, "Biz, askeri darbe girişimi sonrasında Türk kamuoyunda oluşan yaranın derinliğini tam olarak anlayamadık" sözleriyle dile getirdi.
Türk halkının darbeden derinden etkilendiğini ve darbeye karşı koyarken 240 dolayında kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlatan Asselborn," Darbeye karşı sokaklara çıkan insanlar, demokrasi için de gösteri yaptı. Biz bunu biraz yanlış değerlendirdik" dedi. Asselborn, AB’nin hukuk devleti prensiplerinde ısrar etmesinin Türkiye’nin pozitif gelişmesine katkı sunacağını da söyledi.
"AB'nin Türkiye ile ağırlığı artar"
Türkiye’nin Avrupa Birliği için stratejik önemine de vurgu yapan Assselborn, "Avrupa, AB değerlerine sahip Türkiye ile dünyada daha ağırlıklı bir konum elde eder. Ayrıca, Müslüman bir ülkenin AB üyesi olabileceğini de göstermiş oluruz" dedi. Türkiye’nin AB üyesi olmasıyla Türk halkının AB değerleriyle yaşama imkanı da elde edeceğine işaret eden Asselborn, "Ancak şu anda o noktada değiliz" diye konuştu.