Cumhuriyet yazarı Çiğdem Toker, DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel'in "Lice'de PKK'ya yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 34 köylü özel bir birim tarafından yakılarak öldürülmek istendi" şeklindeki iddiasında işaret ettiği Sadat A.Ş.'yi yazdı. Kendilerini “Uluslararası savunma ve danışmanlık alanında danışmanlık ve askeri eğitim veren ilk ve tek şirkettir” diye tanımlayan Sadat A.Ş.'nin sitesinde tanıtılan “eğitim paketleri”nin arasında “Gayri nizami harp kursu”nda da bulunduğu aktarıldı.
Sebahat Tuncel'den Lice iddiası: Subay müdahale etmese, kollarında Arapça yazı olan bir grup, 34 kişiyi yakacaktı!
Çiğdem Toker'in Cumhuriyet gazetesinin bugünkü (11 Temmuz 2016) nüshasında yayımlanan 'Sadat A.Ş.' başlıklı yazısı şöyle:
Kısa adı Sadat A.Ş. Türk Ticaret Kanunu’na göre kurulmuş bir şirket.
Kendilerini “uluslararası savunma ve danışmanlık alanında danışmanlık ve askeri eğitim veren ilk ve tek şirkettir” diye tanımlıyorlar. Özel harpçi emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin, 2012’de kurduğu şirketin, zengin bir de danışman kadrosu var.
Üsküdar Üniversitesi kurucu rektörü Prof. Nevzat Tarhan mesela. Şirkete psikoloik savaş alanında danışmanlık hizmeti veriyormuş.
Ekonomi danışmanı Prof. Mehmet Zelka da öyle. O da aynı üniversitenin rektör yardımcısı.
Şirketi sıra dışı kılan, açıkça ilan ettikleri faaliyet alanları. Silah sanayiinin hoşlanmayacağı deyimle öldürme dersi satıyorlar. Peki, “Üniversite öğrencisi yetiştirirken, ölümü değil yaşamı bir değer olarak kabul ettiğini varsaydığımız hocalara ne danışıyor olabilir bu şirket” diye soracak olursanız, orasını bilmiyorum.
***
Sadat A.Ş’nin sitesinde muhtelif “eğitim paketleri” tanıtılıyor.
“Gayri nizami harp kursu” bunlardan biri. Tahrip kursu eğitim paketi, polis özel harekât temel eğitim paketi, hudut karakol emniyeti eğitim paket, topçu ve havan ileri gözetleyicilik kursu eğitim paketi diye gidiyor.
Şirket bu paket hizmetleri -artık o makamlar neresiyse- herhalde bedava sunmuyordur. Fakat devlet bu konuda pek ketum. (Bu başlığa birazdan döneceğiz.)
İşler büyük, sermaye düşük.
Dahası, şirketin Ticaret Sicili Kayıtları'nda da sermaye bakımından anlamlı büyüklük yok. 4 Temmuz tarihli yeni karardan öğreniyoruz ki, şirket sermayesini artırmış. 643 bin TL olan sermaye, 237 bin TL artırılarak, 880 bin TL’ye yükseltilmiş. 1286 adet olan hisse sayısı da 3 bin 520’ye.
Verilen “hizmetlerin” yarısının bile gerçekleştiğini düşünseniz, büyük ölçekli “alımlar” yapılmış olmalı. Paramiliter personel ücretinden, silah ve mühimmat bedeline uzanan bu alımlar milyon dolarlara karşılık gelir. Artırılmış haliyle bile 1 milyon TL’yi bile bulmayan sermaye yapısı, tam da bu yüzden dikkat çekici.
20 Temmuz’da genel kurul
Şirket, 20 Temmuz’da 2013, 2014 ve 2015 yılları olağan genel kurullarını bir arada yapacak. (Ticaret Sicili’nde ilk kaydı 28 Şubat 2012’de yayımlanan şirket kayıtlarında 2013’ten geçen nisan ayına kadar herhangi bir hareket olmamış.)
Devlet, Sadat A.Ş. konusunda tuhaf bir ketumiyet içinde. Şirket kurulduğundan beri CHP’li milletvekillerinin kadrajında olmuş. (“Twitter fenomeni” olarak anılan sosyal medya hesabından epeyi önce yani.) Suriye iç savaşının yükseldiği dönemde:
- CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk - 5 Eylül 2012
- CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk - 6 Eylül 2012
- CHP İstanbul Milletvekili Osman Korütürk - 14 Eylül 2012, 16 Ocak 2013
- CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz - 3 Ekim 2012 soru önergesi vererek, şirket faaliyetleri konusunda kritik sorular yöneltmişler:
Sadat’ın ÖSO militanlarına sokak savaşı dersi verip vermediğini, devletten hibe, kredi alıp almadığını, yabancı devletlerin yardım edip etmediğini, askeri eğitim ve danışmanlık konularında herhangi resmi devlet kurumunun izin verip vermediğini.
Hatta Korutürk, dönemin Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın soruları cevapsız bıraktığını kayda geçirerek ikinci önerge vermiş.
Sadat A.Ş., faaliyetleriyle yeniden gündemde. Sağlar’ın, IŞİD bağlantısını sorguladığı son önergenin ardından Lice’den korkunç bir iddia geldi. DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, “bir subay müdahale etmese” Lice’de 34 köylünün yakılacağını açıkladı: “Sadat diye bir örgütten bahsediyorlar (...) Çıkıp açıklama yapmak zorundalar” dedi.
İddialar, sorular, ne iktidar ne de TSK nezdinde suskunluk kaldırabilecek kadar ciddi.