'Kürt sorununu ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan çözer' diyerek kamuoyunda uzun süre tartışma konusu olan Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, Türkiye'deki açlık grevlerinin uzlaşıyla sona erdirilmesi için Avrupalı liderler, siyasi aktörler ve Sakharov Ödülü sahiplerine mektup yazarak yardım istedi. Zana, "Açlık grevi Türkiye'nin duyarlı kamuoyunda yankı bulmasına rağmen, siyasi iktidar tarafından inkar edilmektedir" dedi.
Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, aralarında Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, Avrupa Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Komiseri Stefan Füle ve Avrupa Konseyi İnsan Haklarından Sorumlu Komiseri Nils Muıznıeks'in de bulunduğu birçok isme yönelik bir mektup kaleme aldı.
Aynı zamanda Sakharov düşünce özgürlüğü ödülü sahibi de olan Zana, Türkiye'de yaşanan açlık grevinin siyasi tutuklu ve hükümlülerin Kürt meselesinde yaşanan tıkanıklığın giderilmesi ve diyalog kanallarının açılması için gündeme getirdiği bir iradenin beyanı olduğunun unutulmamasını istedi.
Zana, açlık grevlerinin ölümle sonuçlanmaması için Türkiye'nin duyarlı kamuoyuna görev düştüğü gibi uluslararası kamuoyuna da önemli sorumluluk düştüğünü söyledi.
Zana mektubuna,şöyle devam etti: "Sizlerin temel insan hakları ve özgürlüklere yönelik duyarlılığınızı göz önünde bulundurarak, kaybedecek tek bir saniyenin bile olmadığını bilmenizi isterim. Yürekten inanıyorum ki; hem insani hem de bulunduğunuz mevkinin sorumluluğu gereğince halkımın tek bir çocuğunun ve gencinin ölümünü engellemek için, Türk otoritelerini biran önce tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerin gereğini yapmasını ve açlık grevcilerinin insani ve siyasi taleplerini yerine getirmek için diyalog ve müzakere yöntemlerinin sonuç alıcı bir biçimde hayata geçirmesi için teşvik etmelisiniz."
Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Zana, 53.gününe giren açlık grevleriyle ilgili hükümet yetkililerini duyarsız olmakla da suçladı.
'Hayata dönüşü' hatırlattı
Leyla Zana, bu konuda şunları kaleme aldı: “Ölüm sınırı olan 40. günü geride bırakan ve 52. gününe giren açlık grevi Türkiye'nin duyarlı kamuoyunda yankı bulmasına rağmen, siyasi iktidar tarafından inkar edilmektedir. Açlık grevcilerinin taleplerinin tartışılması ve ciddiyetle ele alınması bir yana, hükümet yetkilileri 1980'li yıllardan 2000'li yıllara kadar gerçekleştirilen açlık grevlerine güvenlik güçlerince zor kullanılarak yapılan müdahaleleri gündeme getirmektedirler. Sadece 'Hayata Dönüş' adı ile yapılan 2000 yılındaki müdahale sonucunda 32 kişi hayatını kaybetmiş ve yüzlerce kişi sakat bırakılmıştır. Tecrübeyle sabittir ki, politik taleplerin diyalog ve müzakere yöntemleri kullanılmaksızın, zorla kırılmasına yönelik bu tarz müdahaleler, daha fazla ölüme ve telafisi mümkün olmayan sonuçlara neden olmaktadır." (Nizamettin Kaplan/ntvmsnbc)