Taraf gazetesinin “Kullanışlı aptallar” başlıklı yazısında eleştirilen Star gazetesi yazarı Fehmi Koru, Taraf için “Yoksa üstlendikleri eski bir misyon ile ilgiliydi ‘Balyoz’, geçmişte kaldı da, şimdi bir başka misyonları var, onu mu yerine getiriyorlar?” ifadesini kullandı.
Taraf gazetesi, eski yazarı ve eski yöneticisi Yıldıray Oğur’un gazetenin Kasım 2009’da duyurduğu Kafes Eylem Planı haberine ilişkin “Mide bulandıran, ne kadar aptalmışız dedirten bir sürü çelişki” ifadesi ve de Fehmi Koru’nun “Balyoz davası çökecek mi?” başlıklı yazısı üzerine imzasız bir yazı yayınlamıştı.
Neşe Düzel'in genel yayın yönetmeni olduğu Taraf gazetesi, “Zamanında inanarak kullanışlı aptallık yaptıklarını” söyleyen Oğur’a cevaben, “Sen, belki de bugün kafesleniyorsun. Kullanışlı bir aptal olarak bugün kullanılıyorsun! Olayları kavrayacak bir zekaya sahip olmadığın anlaşıldığına göre, bugün kandırılmadığını sen nasıl anlayabileceksin ki?” demişti.
Taraf, Oğur'un ardından “Tek aptalla bahar gelmediği için, daha tecrübeli olanları da göreve çağırdılar” diyerek, “Dava çökerse, altında bütün bir yargı sistemi ile maalesef günler ve aylarca belgeler üzerinden yapılan yayınlarla gündemi meşgul etmiş 'gazetecilik' kalacak... 'Taraf' gazeteciliği...” sözleriyle tartışmaya katılan Fehmi Koru’yu da eleştirmişti. Taraf yazıda, Koru ve Oğur için “Hep rüzgara göre döner bunlar” demiş ve “Kalıptan kalıba böyle rahatça giren bir cıvıklık karşısında, insanın içi kalkıyor” ifadesini kullanmıştı.
Fehmi Koru’nun “Kem söz sahibine aittir” başlıklı yazısı şöyle:
'Kem söz sahibine aittir'
Önce “Bütün değerlerin alt-üst olduğu günümüzde acaba ‘aptal’ sözcüğünün anlamı da mı değişti?” kuşkusuyla TDK sözlüğüne baktım. Hayır, değişmemiş; ‘aptal’ sözcüğü karşılığı olarak hâlâ ‘zekâsı pek gelişmemiş, zekâ yoksunu, alık, ahmak, alık salık’ açıklaması yer alıyor sözlükte...
Sonra bendenizden ‘kullanışlı aptal’ diye söz edilmesine yol açan yazıma bir kez daha göz attım. Sözlükteki karşılık bana pek uymuyor...
Konumuz şu: ‘Balyoz davası’ ülkemiz gündemine bir bavul ve Taraf gazetesi manşetleri sayesinde girdi. Bir bavul dolusu belgeyi Taraf’a getirmişler, onların yayımıyla siyasi iktidara karşı planlanan bir dizi girişim açığa çıkmış oldu...
Hizmetse hizmet, gazetecilikse gazetecilikti yaptıkları...
Tabiatım gereği, kendi gelen belgelere güvenmem ben, kuşkuyla karşılarım... Taraf’ın ‘Balyoz’ haberleriyle yeri göğü inlettiği dönemde de, konuyu en az coşkuyla ele alanlardan oldum. 1. Ordu’da yapılmış ‘plan semineri’ inkâr edilmeyen ses kayıtlarıyla uğursuz hazırlığı gözlere sokarken, ‘bavul’ dolusu belgeye ihtiyaç duymadığım için...
‘Güncellemeyle açıklanabilecek şeyler’
Aradan geçen sürede bazı çevreler ısrarla “Belgeler sahte” iddiasını dillendirdi; belgelerdeki bazı tutarsızlıkları öne çıkartarak... ‘Tutarsızlık’ kanıtı olarak öne sürdükleri, aslında kolayca açıklanabilecek bir şeydi: Elde zaten mevcut bir ‘darbe planı’ sürekli güncellenerek günümüze kadar getiriliyor; siz hangi gün çıktı alırsanız, bilgiler o güne ait oluyor... ‘Belgede adı geçen kişi henüz o görevde değildi’, ‘Daha o şirket kurulmamıştı’ veya ‘Kullanılan yazılım versiyonu yeni’ türü itirazlar ‘güncelleme’ ile açıklanabilecek şeyler...
Şimdilerde durum değişti: TÜBİTAK’ın Gölcük Donanma Komutanlığı’nda çıkan 5 no.lu harddiskle ilgili raporu ‘üzerinde oynanmış’ biçiminde yorumlandığından beri, ‘Balyoz’ davasına konu teşkil eden belgelerin bütünüyle ‘sahte’ olduğu, hepsinin bir odak tarafından üretildiği iddia ediliyor. CHP liderinin “Balyoz davası çökmüştür” ilânı yanında, Yargıtay onayı almış davaların yeniden görülmesi de talep ediliyor.
‘Dört darbe yaşanmamış gibi’
İşi, sanki bu ülkede dört darbe yaşanmamış, sayısız darbe niyetli girişim akamete uğramamış gibi, çok daha ileri noktalara kadar vardıranlar da çıkmakta. ‘Balyoz’ davası belgeleri ‘çakma’ damgası yiyince, 27 Mayıs’tan 28 Şubat’a kadar bütün darbeleri hayalmiş gibi algılamamız bekleniyor...
Böyle bir durumda, “Konuyu ilk duyuran, bavul içinde belgelerin servis edildiği Taraf gazetesi neden iddia ve ithamlar karşısında suskun kalıyor?” diye sormamak mümkün mü?
Bu soruyu soranı ‘kullanışlı aptal’ ilân edebiliyor Taraf gazetesi, ama hâlâ kendisinin başlattığı ‘Balyoz’ furyasıyla ilgili itirazlara dair tek satır görüş açıklamıyor... “Bavul ile gelen belgeler ‘çakma’ olabilir mi?” sorusuna vereceği bir cevabı yok mudur Taraf’ın? Meselâ, “Biz belgelerin ‘sahih’ olduğuna hâlâ eminiz” diyemez mi? “Bize güvenilir saydığımız biri getirmişti o belgeleri, maalesef aldatıldık” da dese kabulüm; tabii kaynağın ismini açıklamaları şartıyla...
Onlar bunu yapmak yerine, ‘kullanışlı aptal’ diye bir sıfat bulmuşlar, onu üzerime boca ediyorlar... Yoksa üstlendikleri eski bir misyon ile ilgiliydi ‘Balyoz’, geçmişte kaldı da, şimdi bir başka misyonları var, onu mu yerine getiriyorlar? Bu kadar basit mi yani?
‘Kullanışlı aptal’ sıfatı sizce kime yakışıyor?