Gündem

Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu Başkanı: Yolsuzlukta toplumun hiç mi suçu yok?

Sedat Murat: Kemal Sunal’ın Zübük filmi defalarca izlenmeli. Siyasetteki sıkıntıları belli uyanık tiplerin nasıl bazı katmanları değişik vesilelerle harekete geçirdiğinin güzel bir örneğidir

01 Ocak 2014 12:29

Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu Başkanı, İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sedat Murat, yolsuzluk operasyonuyla gündeme gelen tartışmalarla ilgili olarak, “Toplumun hiç mi suçu yok, tabii ki var. Tapu kadastroda rüşveti vermek isteyen o, belli mekanizmaları devreye sokmak isteyen o. Bu kültür belli düzeyde değil, karşılıklı. Bu sadece kamunun görevi değil, sorumlu bütün toplum katmanları” dedi.

Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasıyla gündeme gelen tartışmaları değerlendiren Hürriyet gazetesinden Şehriban Oğhan’a değerlendiren Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu Başkanı, İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sedat Murat, ayıp ve utanmak gibi kavramların yozlaştığını belirterek, “Kemal Sunal’ın Zübük filmi defalarca izlenmeli. Siyasetteki sıkıntıları belli uyanık tiplerin nasıl bazı katmanları değişik vesilelerle harekete geçirdiğinin güzel bir örneğidir” dedi ve özetle şöyle konuştu:

 

Geçmişi uzun

 

- Türkiye yolsuzluk merkezli ciddi bir sınavdan geçiyor. Sizin oturduğunuz yerden nasıl görünüyor bu fotoğraf?

Bu, bir anda gelinen bir nokta değil, uzun geçmişi var. Bütün dünyada bakanların, başbakanların, cumhurbaşkanlarının yargılandığı olaylar oluyor. Hem ülkemizin hem insanlığın sorunu. Küresel bir dünyada yaşıyoruz, ilişkiler o kadar iç içe girdi ki. Rahat, huzurlu bir dünya istiyorsak mutlaka etik ilkelere uygun hareket eden bir zihniyete ihtiyacımız var. Bu konuda sadece kamuya değil, herkese büyük görev düşüyor. Önümüzdeki yıl 10’uncu yılımızı kutlayacağız. Kamu Etik Kurulu’nun kurulması önemli bir çalışmaydı. Büyük bir farkındalık oluşturuldu ama hâlâ bu kurulu tanımayanlarla karşılaşıyorum. Ama etik ilkeler toplumun her kesiminde tartışılır hale geldi. Bizim sorunumuz şu anda bunların içselleştirilmesi, bir davranış biçimi halinde uygulamaya geçmesi. Değer törpülenmesi, yozlaşması var. Eskiden bir kişiye, ‘Yaptığın çok ayıp’ dendiğinde çekilen vicdan azabını az çok tahmin edersiniz. Ama şu an hangi düzeyde olursa olsun insanoğlu çok da aldırmıyor gibi.

 

Toplumun da suçu var

 

Emniyet ve İçişleri Bakanlığı’yla çalışmalarımızda, ‘Aman polislerinizi uyarın’ diyoruz. ‘Polis dostu’ ne demek? Biri diyelim ki polislere ikramda bulunuyor, adam bunu iyi niyetle yapabilir ama istismar etmemek lazım. Düşünün adam emniyet müdürü veya polis, bir lokantaya gidiyor, hiç para vermeden. Şimdi bu adam polis dostu, diğeri para alıyorsa ‘polis düşmanı’ mı olacak? Dikkat etmek gerekir, etik ilkeler böyle bozuluyor. Toplumun hiç mi suçu yok, tabii ki var. Tapu kadastroda rüşveti vermek isteyen o, belli mekanizmaları devreye sokmak isteyen o. Bu kültür belli düzeyde değil, karşılıklı. Bu sadece kamunun görevi değil, sorumlu bütün toplum katmanları. Benim fakültemin mezunlarından birisi şu anki cumhurbaşkanı. Benim bunu güç olarak kullanmamam lazım. Bir valiyle fotoğraf çektirmenin manevi değeri önemlidir. Ama bazıları polisle yan yana durmakla etrafa ‘Bakın benim polis dostum, vali dostum’ var imasında bulunuyor. Bu tür ilişkilerle ilgili olarak Kemal Sunal’ın çok güzel bir filmi vardır; Zübük. O film bana göre çok önemlidir. Siyasetteki sıkıntıları belli bazı uyanık tiplerin nasıl belli katmanları değişik vesilelerle harekete geçirdiğinin güzel bir örneğidir. O filmin defalarca seyredilmesi gerekir. Ben asla herkes böyle yapıyor demiyorum. Ama her kurumda her makamda insanlar belli bazı güçleri kullanıyor. Hedefimiz bunlarla mücadele etmek. 2 yüzlü bir insan tipi ortaya çıktı, bu modern dünyanın sorunu.

Hürriyet’te yer alan haberin tamamını okumak için tıklayın

 

İlgili Haberler