Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün el koyduğu petrolün alıcı ülkelerine yönelik Birleşmiş Milletler’in “terörü finanse edenler listesine” alma kararının ardından uluslararası basın IŞİD’in en büyük pazarının Türkiye olduğunu iddia etti. ABD medyasına göre IŞİD’in sattığı ham petrol Türkiye’deki rafinerilerde işleniyor. Bu organizasyonu kimin yürüttüğü ise çözülemiyor.
American Public Media kapsamında yayın yapan www.marketplace.org’da yer alan haberde, IŞİD’in elindeki petrolü “şüpheli aracılarla” Türkiye’ye sattığı bildirildi. İngiliz Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Chatman House’dan Ortadoğu Uzmanı Valery Marcel’in görüşlerine yer verilen haberde “IŞİD’in, kontrol ettiği bölgeden gelen petrolden kendi araçlarında kullanılmak ve yerel halkın ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli bölümü aldıktan sonra Türkiye’ye yolladığı” öne sürüldü. Iraklı ve Türk aracıların organize biçimde satışı gerçekleştirdiğini anlatan Marcel, ham petrolün Türkiye rafinerilerinde işlendiğini de iddia etti. Aracıların payları nedeniyle uluslararası piyasada 100 dolara alıcı bulan bir varil petrolün gelirinin ancak yarısı IŞİD’in cebine giriyor.
Haberde, gelen bilgilere göre IŞİD’in günde 60 bin varile yakın satış gerçekleştirdiği ifade edilerek yaklaşık günlük 3 milyon dolar kâr elde ettiğinin altı çiziliyor. Ancak Irak Enerji Enstitüsü Başkanı ve aynı zamanda Meclis Danışmanı Luay El Khateeb’e göre bu rakamlar yalnızca tespit edilebilenleri gösteriyor. Gerçek miktarların ise çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor. El Khateeb, günde en az 200 kamyonun IŞİD’in petrolünü taşıdığını söylüyor.
Ayırt edilemiyor
IŞİD petrolünün çok iyi bir organizayonla Türkiye’ye aktarıldığı vurgulanan haberde, işlemin tamamlanmasının ardından terör örgütünden gelen petrolün farkedilmesinin imkansız olduğu anlatılıyor. Haberde, ABD Hazine Bakanlığı’nın eski çalışanlarından Matthew Levitt’in, “Aracıların kim olduğunun bulunması ve onların faaliyetlerinin durdurulmasına ihtiyaç var” sözlerine yer veriliyor.
‘IŞİD devlet sırrı’
Taraf’ta yer alan habere göre, Gaziantep Baro Başkan Yardımcısı Avukat Bektaş Şarklı, bilgi edinme hakkı kapsamında Emniyet’e “Gaziantep’te IŞİD örgütlenmesine dair” sorular yöneltti. IŞİD’le ilgili Gaziantep’te herhangi bir soruşturmanın olup olmadığı, yoksa neden yapılmadığı,tedbir alınıp alınmadığı sorularını yönelten Şarklı’ya Emniyet’ten şu yanıt geldi: “Müracaat içeriğinde belirtilen hususlar ile ilgili olarak yapılan araştırma ve incelemede; 4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu’nun 16. Maddesinde ‘Açıklanması hâlinde Devletin emniyetine, dış ilişkilerine, millî savunmasına ve millî güvenliğine açıkça zarar verecek ve niteliği itibarıyla Devlet sırrı olan gizlilik dereceli bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışındadır’ hükmü bulunmaktadır. Belirtilen kanun maddesi kapsamında konu hakkında tarafınıza bilgi verilememekte olup, müracaat içerisinde belirtilen hususlar doğrultusunda ilgili birimlerimizin çalışmaları hassasiyetle devam etmektedir.”
‘MİT organize ediyor, IŞİD militanları Antep’te eğitiliyor’
Alman Devlet Televizyonu Kanal 1 (ARD), Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarının eğitildiği Gaziantep’teki bir kampın görüntülerini yayınladı. Haberde, gençlerin nasıl eğitildiği ve sınırı geçerek IŞİD saflarına katıldığı görüntülü olarak aktarıldı. Almanya’dan da 400 kişinin IŞİD’e katılmak üzere bölgeye gittiği belirtilen haberde organizasyonun MİT tarafından yapıldığı görüşlerine yer verildi.
IŞİD’e katılan ailelerin avukatlığını yapan Mehmet Erdem’in görüşlerine de haberde yer verildi. Avukat Erdem Avrupa’da camilerin IŞİD için kaynak yuvaları olduğunu belirterek “Camiler terör yuvası olmaktan çıkmalı. MİT bu işin içinde. Her şey planlı ve organizasyonlu yapılıyor. Gençler Gaziantep’teki terör kampından Suriye ve Kuzey Irak’a götürülüyor. Sınırlarda hiç kontrol yapılmıyor” diye konuştu. Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) Hamburg Milletvekili Ali Rıza Şimşek ise ARD’ye verdiği demecinde, “Suriye’den Türkiye’ye bazı aşırı islamcı terör gruplarının burada hastanelerde tedavi gördükleri ve Türkiye tarafından lojistik destek verildiği iddia edilmektedir. Eğer iddialar doğru ise Türkiye bu konuda desteğini derhal çekmelidir. Güvenlik güçleri bu konuda daha hassas olmalı’ şeklinde konuştu.