İklim Adaleti Koalisyonu, son günlerde Meclis'e gelen ve 25 Şubat 2025 itibariyle Komisyon'da tartışılmaya başlanacak olan "İklim Kanunu Teklifi"ne dair eleştirilerde bulundu. Koalisyon, "Ne yazık ki bu teklif, iklim krizine karşı gerçek bir mücadele aracı olmaktan çok, sermayenin çıkarlarını gözeten ve doğayı metalaştıran bir 'yeşil boyama' örneğidir" dedi.
İklim Adaleti Koalisyonu "İklim krizi, tüm dünyada insanların ve diğer canlıların yaşamlarını tehdit eden, acil ve uluslararası bir çaba gerektiren küresel bir meseledir" sözlerinin altını çizerek şunları söyledi:
"İklim krizi ile mücadele kar odaklı olamaz"
"Ancak İklim Kanunu Teklifi, net sıfır emisyon hedefi ve yeşil büyüme vizyonu gibi kulağa hoş gelen ifadelerle bu krizin ciddiyetini ve aciliyetini perdelemektedir. Avrupa Birliği, Birleşik Krallık ve diğer birçok ülkede gördüğümüz gibi, yeşil kalkınma söylemi çoğunlukla "ekolojik modernizasyon" adı altında, ekonomik büyümeyi ve sermaye birikimini devam ettirmek için kullanılan bir araç haline gelmiştir. İklim
Kanunu Teklifi ise bu yeşil boyama stratejisini kullanarak, karbon piyasası ve ticaret mekanizmalarıyla doğa talanını meşrulaştırmaya çalışmaktadır"
"Bağımsız bilim insanları, yerel yönetimler ve sivil toplumun katılımı yetersiz"
Koalisyon, "Kanunun, yerel yönetimlerin ve sivil toplumun karar alma süreçlerine katılımını sağlama iddiası da gerçeği yansıtmamaktadır" dedi.
"İklim politikalarının başarısı katılımcı bir yöntem benimsemek ve bağımsız bilim insanlarını, yerel yönetimler ile sivil toplum kuruluşlarını sürece dahil etmekle mümkündür" ifadelerinin kullanıldığı açıklama şöyle devam etti.
"Oysa kanun teklifinde, İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulları gibi yapılar önerilmekte, ancak bu yapılar karar alma süreçlerinde etkin ve bağımsız bir rol oynayamamaktadır."
"Doğa ve toplum değil, şirketlerin hakları korunuyor"
Açıklamada, "İklim Kanunu Teklifi, doğayı ve toplumu koruyan kapsamlı bir düzenleme yerine, karbon ticareti ve piyasa mekanizmaları üzerinden sermaye lehine düzenlemeler getiren bir metin olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Doğanın ve toplumun haklarını korumak yerine, büyük şirketlerin ve sermaye sahiplerinin çıkarlarını gözetmektedir. Bu nedenle, bu kanun teklifi tamamen reddedilmeli, acilen daha kapsayıcı ve adil bir iklim kanunu hazırlanmalıdır" denildi.
Dayanışma çağrısı
İklim Adaleti Koalisyonu'nun yaptığı yazılı açıklama dayanışma çağrısıyla sonlandırıldı:
"Sömürünün olmadığı, ekolojik bir yaşamın inşası için herkesi dayanışmaya ve bu "Yıkım Kanunu"nun iptali için seslerini yükseltmeye çağırıyoruz. İklim krizi ile mücadelede, doğanın haklarını ve tüm canlıların yaşam hakkını koruyan gerçek bir iklim adaleti perspektifine ihtiyaç vardır. Karbon ticareti ve piyasa araçları ile doğayı korumanın mümkün olmadığını, iklim krizinin yalnızca kolektif ve radikal bir toplumsal değişimle çözülebileceğini hatırlatıyoruz."
'İklim Kanunu Teklifi' Meclis'te
İklim Masası - ‘‘İklim Kanunu, iklim değişikliği ile mücadele etmeyi amaçlamıyor’’
