Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Atv–A Haber ortak yayınında Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu değerlendirirken dile getirdiği “Eğer 400 milletvekilini alabilecek veya bir Anayasa'yı inşa edecek sayıyı bir siyasi parti yakalamış olsaydı, durum bugün çok farklı olurdu” sözlerinin yanlış yansıtıldığı iddiasının ardından aralarında AKP İstanbul Milletvekili Abdurrahim Boynukalın'ın da bulunduğu 150 kişilik grubun saldırısına uğrayan Hürriyet Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, "İktidar partisinin şiddetle arasına mesafe koyduğunu görmek istiyoruz" dedi.
CNN Türk canlı yayınına katılan Sedat Ergin, şunları söyledi:
"Savcılık makamının 24 saat bile geçmeden harekete geçtiğini görüyoruz. Taş sopa kullanılarak gazeteye yapılan bir saldırı var. Cam çerçeve aşağı indiriyorlar. Aynı süratle savcılığın harekete geçmesini bekleme hakkımız var.
'AK Parti kanadından bir açıklamaya tanık olmadık henüz'
Bu olay 23.30 sıralarında oldu. Ben gazeteye geldiğimde 24.00 sularıydı. Bahçeden çıkarılmıştı saldırganlar. 00.30 sularında Sayın Kılıçdaroğlu aradı. Geçmiş olsun dileklerini iletti, bilgi aldı. Bu saldırının Türk demokrasisi için bir ayıp olduğunu söyledi. Bu sabah saat 11.00 sularında MHP lideri Bahçeli aradı, üzüntülerini iletti. Çok sayıda muhalefet partisi liderlerinden mesajlar aldım. Ak Parti’yi, hükümeti temsil eden hiçbir kimseden üzüntü beyanı bize yansımadı. Ankara temsilcimizi 1-2 milletvekili olmuş ama kurumsal olarak AK Parti kanadından bir açıklamaya tanık olmadık henüz.
İki katmanda bakabiliriz bu olaya. Çok uzun bir zamandır Doğan Grubu’na ve Sayın Aydın Doğan ile birlikte Hürriyet Gazetesi’ne yönelik bir yıpratma çalışması var. Sistematik bir kampanya yürütülüyor. Bizim için ne yazmışlar diye başlıyoruz güne. Toplumun belli kesimlerinde bazı duyguları keskinleştiriyorsunuz. Zaten böyle bir iklim yaratılmıştı. Dün akşam sosyal medya hesaplarından bir eylem çağrısı birleşti ve bizim maruz kaldığımız saldırı ortaya çıktı.
'Elinize taş-sopa aldığınız zaman bu demokrasi olmuyor'
Mesele çok düşündürücü. Demokrasi bir rejim olarak insanların zorbalığa, şiddete maruz kalmadığı ya da endişe duymadığı bir sistem. Şiddetin olmaması, yaptırım görmesi gerekiyor. Siyasi partilere bir rol düşüyor, aralarına yüksek duvarlar örmeleri gerekiyor. Bu demokrasinin olmazsa olmazı. Elinize taş-sopa aldığınız zaman bu demokrasi olmuyor.
Geçmişte böyle şiddet eylemlerini sahiplendiğini, bir gazeteyi bastıklarını pek hatırlamıyorum. Dolayısıyla bu 13 yıllık serüvende önemli bir ilk olarak geliyor bana. Partinin bu olayla arasına bir sınır koyan bir açıklama koymamasını anlamakta zorlanıyorum.
Beni en çok şu rahatsız etti. Geldiğimde bahçeye baktım girişin orada AK Partililer toplanmış, İstanbul milletvekili de oralarda. Sürekli Sayın Cumhurbaşkanımızın adını geçiriyorlar. Döner kapı paramparça edilmiş. Saldırıya maruz kalmışız karşıda Sayın Cumhurbaşkanımızın adını tekrarlıyorlar mitinglerdeki gibi. Ben Sayın Cumhurbaşkanımızın adının bu şekilde yüceltileceğinden çok fazla hoşlanacağını zannetmiyorum. Eminim o da rahatsız olmuştur.
'Velev ki hata yaptık, yapılan bir hata yaşlı sopalı bir saldırıyı oluşturamaz'
A Haber’deki açıklamaların, Hürriyet.com.tr’de verilişini rahatsız etmiş olunabilir. Burada bir kasıtlı bir hata var mı inceliyoruz ve gerekirse bir özeleştiriden kaçınmayız. Geçmişteki hatalarımızla yüzleşmekten kaçınmayız.
Velev ki hata yaptık. Yapılan bir hata yaşlı sopalı bir saldırıyı oluşturamaz. Biz kendi içimizde bunu değerlendireceğiz. İktidar partisinin de şiddet içeren bir eylemi beklemek de –gazeteciliği bir kenara bıraktım- vatandaş olarak benim hakkım.
Cumhurbaşkanımızı çok seven kişiler Hürriyet’e kızabilirler. Protesto hakları. Siyah çelenk getirebilirler. Ben buna saygı duyuyorum yeter ki ellerine taş ve sopa almasınlar. Bunu yaptıkları zaman oyunun kuralı değişiyor. Biz hata yapmış olabiliriz ve bununla da yüzleşebiliriz ama karşıda bu saldırıyı gerçekleştirenler ve iktidar partisinin de şiddetle arasına mesafe koyduğunu görmek istiyoruz."