Politika

Hükümet Sözcüsü: "AYM'nin kararına uymuyorum" sözleri Erdoğan'ın kişisel görüşleridir

"Hükümet ve Beştepe arasında görüş ayrılığı varmış gibi algı operasyonları yapılıyor"

29 Şubat 2016 21:02

Anayasa Mahkemesi'nin Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül hakkında verdiği 'hak ihlali' kararına uymadığını ve saygı duymadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la ilgili konuşan Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, "Cumhurbaşkanımız AYM’nin kararıyla ilgili kişisel kararını koymuştur. Cumhurbaşkanı AYM'ye bireysel başvuruyu getirmiştir, yorumu bunu kaldırmaya yönelik değil" dedi. 

Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası konuşan Kurtulmuş, açıklamalarından satır başları şöyle: 

"Cumhurbaşkanımız AYM’nin kararıyla ilgili kişisel kararını koymuştur. Herkes kendi görüşünü ifade edebilir, daha doğal bir şey olamaz. AYM karar aldıktan sonra ifade etmiştir, tabi seyir içerisinde herhangi bir mahkemenin almış olduğu karara karşı kendi konumunu görmek yerindedir. Bireysel başvurulara karşı müracat mercii olmasını kaldıracak bir görüş değil. 

"Son zamanlarda bu anlamda hükümet ve Beştepe arasında görüş ayrılıkları varmış anlamına gelecek bir takım algı operasyonlarıy apıldığını görüyoruz. Cumhurbaşkanı zaman zaman görüşlerini paylaşıyor. Hükümet de aldığı kararları uyguluyor. Bu çerçevede herhangi bir olay karşısında Cumhurbaşkanının görüşleri, hükümetin uygulamaları ortadadır, buradan ayrılık varmış tezini ortaya atmanın doğru olmadığı kanaatindeyim.

"Cumhurbaşkanımız AYM’nin kararıyla ilgili kişisel kararını koymuştur. Herkes kendi görüşünü ifade edebilir, daha doğal bir şey olamaz. AYM karar aldıktan sonra ifade etmiştir, tabi seyir içerisinde herhangi bir mahkemenin almış olduğu karara karşı kendi konumunu görmek yerindedir. Bireysel başvurulara karşı müracat mercii olmasını kaldıracak bir görüş değil. 

"Son zamanlarda bu anlamda hükümet ve Beştepe arasında görüş ayrılıkları varmış anlamına gelecek bir takım algı operasyonları yapıldığını görüyoruz. Cumhurbaşkanı zaman zaman görüşlerini paylaşıyor. Hükümet de aldığı kararları uyguluyor. Bu çerçevede herhangi bir olay karşısında Cumhurbaşkanının görüşleri, hükümetin uygulamaları ortadadır, buradan ayrılık varmış tezini ortaya atmanın doğru olmadığı kanaatindeyim. 

"Herhangi bir olay karşısında hükümetin ve Cumhurbaşkanı'nın görüşleri bellidir. Buradan bir ayrılık meselesi çıkarmak doğru değildir. Gezi parkı eylemlerinin nasıl kısa bir sürede çarpıtıldı, Türkiye'nin nasıl köşeye sıkıştırılmak istendiğini gördük."

 

Diyanet İşleri Başkanı'nından brifing

 

Milliyet'in haberine göre, Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu sonrası düzenlediği basın toplantısında konuştu. Uzun bir zaman sonra Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in Bakanlar Kurulu'na katıldığını hatırlatan Kurtulmuş, Diyanet İşleri Başkanlığı nezdinde önemli konuların görüşüldüğünü belirterek şu açıklamalarda bulundu:

"Bu haftaki Bakanlar Kurulu toplantımızda iki temel konuyu ele aldık. Bunlardan birisi Sayın Diyanet İşleri Başkanımız Mehmet Görmez hocamız Bakanlar Kurulu'na Türkiye'deki diyanet hizmetleriyle ilgili bir brifing verdi. Uzun yıllar sonra ilk sefer bu brifingde Diyanet İşleri Başkanının Bakanlar Kurulu'nu bilgilendirdiği kapsamlı bir brifingi almış olduk. Burada Türkiye'deki din hizmetleri, din hizmetlerinin değişen kültürel-sosyolojik şartlara göre yeniden gözden geçirilmesi, özellikle doğu ve Güneydoğudaki gelişmeler çerçevesinde din hizmetlerinin daha etkin hale getirilmesi için yapılacaklar konusunda önemli bir görüşme yapmış olduk. Diyanet İşleri Başkanlığımızın mevcut potansiyeli, insan kaynakları bakımından değerlendirilmesini gerçekleştirdik. Yeni ihtiyaçlar çerçevesinde günün şartlarına uygun şekilde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın potansiyelinin artırılması için neler yapılabilir, bunu konudaki teklifler ve görüşler bu toplantıda paylaşılmış oldu" 

Birlik, Huzur ve Demokrasi Eylem Planı çerçevesinde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın atacağı adımların da görüşüldüğünü dile getiren Kurtulmuş, "Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı'mızın Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da devam eden terörle mücadele sonrasında uygulamaya koyduğumuz Birlik, Huzur ve Demokrasi Eylem Planı çerçevesinde atacağı adımın koordinasyonu, bu adımlarda Diyanet İşleri Başkanlığı mensuplarının ve Diyanet İşleri camiasının katkılarının neler olabileceği konusunda da görüş alışverişinde bulunduk" ifadelerini kullandı. 

 

82 maddelik eylem planı

 

Bakanlar Kurulu'nda görüşülen bir diğer önemli konunun da son şekli verilen 82 maddelik 'Birlik, Huzur ve Demokrasi Eylem Planı' olduğunu belirten Kurtulmuş, "Son halini verdiğimiz, son derece dinamik olan Birlik, Huzur ve Demokrasi Eylem Planı'mızın 82 maddelik son şekli Bakanlar Kurulu'nda konuşulmuştur. Bu süre içerisinde teklif edilen, bakanlıklar arasında müzakereyle oluşturulan bu eylem planının ilgili eylemlerinin bir kısmının sahada yapılmaya, uygulanmaya başlandığının görmekten de büyük memnuniyet duyuyoruz. Bu eylem sadece güvenlik maksadıyla ortaya konmuş bir eylem planı değil. Bunun da ötesinde bunu da kapsayacak şekilde sosyal, kültürel, toplumun bütün alanlarını kapsayan, toplumun yeniden rehabilitasyonu alanında, şehirlerin yeniden imar ve inşaası alanında atılacak adımların koordinasyonuyla ilgili bir eylem planıdır. Bu eylem planı bendenizin koordinasyonunda ilgili bakan arkadaşlarımızın bu kurula verecekleri kişilerle birlikte oluşacak bir çalışma grubundan olacak ve önümüzdeki günlerde bu çalışmalar Başbakanlık Genelgesi ile ilgili bakanlıklara, kamu kurum ve kuruluşlarına gönderilerek bu çalışmaların daha etkin şekilde yapılması temin edilecektir" dedi. 

 

"Silopi'de eğitim hayatı başladı"

 

Silopi'de öğrencilerin eğitim hayatına başladığını açıklayan Kurtulmuş, "Silopi'de terörün sona erdirilmesinden sonra şu an itibariyle eğitim tamamıyla gerçekleşebilir durumdadır. Sadece eğitim bu süreçte fiziki olarak zarar görmüş olan birkaç okul buradaki öğrenciler başka yerlere alınarak Silopi'deki okulların tamamında eğitim başarılı şekilde verilmeye başlanmıştır. Aynı şekilde sağlık hizmetleri ve diğer hizmetler. Ümit ediyorum ki bu eylem planı çok kısa süre içerisinde bütünüyle hayata geçirilecek. Uygulamalarının sonuçları alınacak. Terörün ortaya çıkarmış olduğu bu ağır faturanın bir an evvel ortadan kaldırılması için toplumla bütünleşmiş bir şekilde süreç devam ettirilecek ve sonuçlandırılacaktır" diye konuştu.

 

'Yavru Geziciler'

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Cerattepe'de yaşanan gelişmeleri 'Bu geziciler neyse bunlar da yavru gezicilerdir' sözleriyle değerlendirmesi hatırlatılarak hükümetle Cumhurbaşkanlığı Sarayı arasında 'Cerattepe' konusunda bir görüş ayrılığı olup olmadığı sorulan Kurtulmuş, "Son zamanlarda bu anlamda hükümetle Beştepe arasında görüş ayrılıkları varmış manasına gelecek birtakım algı operasyonlarının yapıldığını görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız zaman zaman görüşlerini kamuoyuyla paylaşıyor. Hükümet de aldığı kararlarla uygulama içerisinde hareket ediyor. Burada herkes bu görüş ayrılıkları üzerinden acaba hükümetle Beştepe ne kadar ayrılıyor, gibi bir haleti ruhiye içerisine girmemesini tavsiye ederiz. Buradan bir ayrılık varmış bir ikilik varmış tezini ortaya atmanın doğru olmadığı kanaatindeyim. Cerattepe'de hukuki bir süreç var. Bu sürecin sonunda neler olacak onu hep beraber göreceğiz. Gezi Parkı meselesi dolayısıyla başlangıçta gerçekten bazı kişilerin samimi çevre duyarlılığıyla ortaya koyduğu eylemlerin nasıl çok kısa süre içerisinde rotasından saptırıldığını hep beraber gördük. Zannediyorum Sayın Cumhurbaşkanımız bu anlamda kendi üslubu içerisinde Gezi olaylarına gönderme yaparak Cerattepe'yi öyle değerlendirmiştir. Kendisinin kişisel değerlendirmesidir" diye yanıt verdi. 

 

Anayasa

 

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın yeni Anayasa konusunda referandumu işaret eden açıklamaları sorulan Kurtulmuş, "Anayasa yapım sürecinde şu ya da bu gerekçeyle kim kaçarsa millet kaçanı Anayasa kaçkını olarak tanımlar. Samimi olarak bütün partilerin yeni Anayasa yapım sürecine samimiyetle katılmasını temenni ediyoruz. Anayasa'nın nasıl yapılacağı belli. Gerekli sayı bulunursa parlamentoda, gerekli sayı bulunmazsa 330 bulunduğu takdirde referanduma gider ve bu çerçevede de Anayasa halk oylamasıyla geçmiş olur ya da geçmemiş olur. Parlamento bu süreci devam ettirmek durumundadır. Parlamentodaki partilere bir kez daha şu çağrıda bulunuyorum. Masadan şu ya da bu şekilde kalkmak kolaydır. Ama o zaman kalkıp millete nasıl yeni Anayasa yapamadık, bunu nasıl izah edeceksiniz? Herkes burada samimiyetle yeni Anayasa yapım sürecine katkıda bulunsun istiyoruz. Bizim görüşlerimiz bellidir ama bunların hepsi tartışmaya açıktır" ifadelerini kullandı. 

 

 

 

İlgili Haberler