IŞİD’in Suriye’de stratejik ‘Mare Hattı’nı hedef alması, Ankara’yı alarma geçirdi ve hükümet TSK’ya tehdit altında olan 90 kilometrelik bölgede tedbir alınması için direktif verdi. Hükümet, Mare Hattı’nın geçilmesiyle Suriye sınırındaki en hayati kapılar olan Öncüpınar ve Cilvegözü’nün karşısının IŞİD kontrolüne geçmemesi için TSK’nın her tedbiri almasını istedi. İddiaya göre, TSK, ortaya çıkacak risklere dikkat çekerek buna karşı çıktı. Hürriyet’ten Uğur Ergan’ın haberine göre, Başbakan Ahmet Davutoğlu ısrar edince TSK yazılı direktif istedi.
Bir taşla iki kuş
Edinilen bilgiye göre, Tel Abyad’ın PYD’nin eline geçmesinden sonra Saray’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında yapılan bir dizi Suriye güvenlik toplantısında ortaya çıkan güvenlik riskleri konuşuldu. Bölgede bir ‘Kürt devleti’ kurulması tehlikesiyle birlikte, Tel Abyad’ı kaybeden IŞİD’in batıya yönelmesiyle ortaya çıkan güvenlik riskleri değerlendirildi. TSK’dan tedbir alması istendi; ancak TSK, ortaya çıkacak risklere dikkat çekerek buna karşı çıktı. Başbakan Ahmet Davutoğlu ısrar edince TSK yazılı direktif istedi. Davutoğlu, TBMM’den 2014’te geçen tezkere, bu tezkere doğrultusunda Bakanlar Kurulu’nda alınan kararları da dikkate alarak tedbir alınması talebini yazılı bir direktif olarak askere iletti. Direktifte, Cerablus’tan Mare Hattına kadar olan bölgede bulunan IŞİD’in Mare hattını geçmesi halinde ortaya çıkacak risklere dikkat çekildi. Alınacak önlemlerle IŞİD’in geriletilmesi, ÖSO’nun Cerablus’a kadar ilerlemesi durumunda Irak Sınırından Yayladağı’na kadar bütün Suriye sınırının PYD ve ÖSO’nun kontrolüne geçeceğine dikkat çeken bir yetkili, “Bu sayede, IŞİD ve Esad’a karşı mücadele çok hızlanır” yorumunu yaptı.
Asker: Riskler çok
Ancak sivil ve askeri bürokrasi, ‘riskler taşıdığı’ gerekçesiyle operasyon içerecek tedbirleri öteledi ve çalışmalarını ağırdan aldı. Bir yetkili, “Hükümet kesin emir verirse TSK, Cerablus’a girmemek için direnir mi?” sorusuna “Hayır, ama tüm riski siyasi irade üstüne almış olur” dedi. TSK hem toplantıda hem de daha sonraki temaslarda olası bir operasyon emrini her türlü şartta başarıyla yerine getireceğini belirterek, karşılaşılacak riskler ile çekincilere vurgu yapmaktan geri kalmadı. Bunlar ana hatlarıyla şöyle:
-Böyle bir operasyonun gerekçesi ne olacak? ‘Sınırımızda Kürt devleti kurulacak diye başka bir ülke topraklarına giriyoruz’ diyemeyiz.
-Suriye’deki gelişmelerde önemli aktörler olan başta ABD olmak üzere, Rusya ve İran ikna edilmeden böyle bir şeye girişmek Türkiye’yi bu ülkelerle de ciddi şekilde karşı karşıya getirir.
-Sonuçta bir ülkenin toprağına girilecek. Uluslararası hukuka uygun bir zemin hazırlanması için Esad rejimi ile de bir şekilde temasa geçilmesi şart. Aksi durumda Türkiye komşu ülkenin toprağına tecavüz eden ülke konumuna düşebilir.
-TSK bu bölgeye girdiğinde ilerleyeceği güzergâh boyunca aynı anda PYD dolayısıyla PKK, IŞİD ve rejim güçlerinin hedefi olabilir.
-Hatta PKK-PYD bağlamında ABD ile karşı karşıya kalınacağı da unutulmamalı. Operasyon senaryoları bu ihtimaller göz önüne alınarak hazırlanmalı.
En az 12 bin asker
TSK hükümetin ısrarı durumunda, havadan destekle kara birliklerinin Cerablus’a girip 10 kilometrelik derinliğinde bir güvenli bölge oluşturma üzerine planlar yapıyor. Bu planlar içinde 10 kilometrenin ilerisinde 40-50 kilometre derinliğindeki ikinci bir bölgenin de ağırlıklı Obüs toplarının atış desteğiyle kontrol edilmesi de bulunuyor. Yetkililer, kuvvet sayısıyla ilgili net bir bilgi vermekten kaçınırken, takviyeleriyle birlikte en az 12 bin askerin (Yaklaşık iki tugay) bu operasyona katılabileceği belirtildi.
13 Haziran’da karşı karşıya
Suriye sınırında Türk askerleri ve IŞİD militanları, 13 Haziran günü karşı karşıya gelmişti. O zaman IŞİD kontrolünde olan Tel Abyad’dan kaçarak Akçakale sınırına yığılan Suriyeliler Türkiye’ye geçmek isteyince gerginlik çıkmıştı. Ellerinde silahlarla bölgeye gelen IŞİD üyeleri sınır hattında bekleyen Suriyelilerin evlerine dönmelerini istemişti. Sınırın Suriye tarafındaki IŞİD üyeleri, Türk askerleriyle karşı karşıya fotoğraflanmıştı.