Avrupa Komisyonu’nun 1998’den bu yana, geçen yıl dışında her sene düzenli olarak yayınladığı Türkiye raporlarının sonuncusu, dün açıklandı. İlk kez ‘İlerleme Raporu’ değil de, ‘Türkiye Ülke Raporu’ adıyla yayınlanan metinde, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü halin kaldırılması yönünde çağrı yapılırken; insan hakları ihlalleri, özgürlüklerin ve temel hakların kısıtlanması, parlamentonun yasama gücünün azalması ve yürütmenin yargıya müdahaleleri gibi birçok başlıktaki sorunlara dikkat çekildi. Aynı zamanda Türkiye’nin başta Güney Kıbrıs ve Yunanistan olmak üzere Avrupa Birliği üyesi ülkelerle ilişkilerinde yaşadığı gerilim de raporda yer aldı.
TIKLAYIN - İşte "en sert rapor" olarak nitelenen AB İlerleme Raporu'nun tam metni
‘Tarihin en sert raporu’ olarak nitelendirilen metine hükümetten gelen cevaplar da sert oldu. AB’nin Türkiye konusunda ‘objektif’ olmadığını savunan Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin arkasında bulunduğu belirtilen Gülen cemaatiyle ilgili ‘terör örgütü’ nitelendirmesinde bulunulmamasını eleştirerek, şunları söyledi:
“FETÖ de bir terör örgütüdür. Türkiye teröre karşı mücadelesine devam edecektir. Her defasına terör örgütünün Türkiye propagandaları buralarda kabul görüyor, bizim bunları kabul etmemiz mümkün değildir. AB Komisyonu'nun bunu kabul etmesi, etmemesi bir şey değiştirmez. Raporun içerisinde bazı olumlu açıklamalar var ama bu olumlu açıklamalar, Türkiye'ye yapılan haksızlığı örtmeye yetmez. Süslü bazı laflara bizim karnımız tok, biz icraata bakıyoruz.”
TIKLAYIN - Avrupa Komisyonu'nun Türkiye raporunda 'FETÖ terör örgütüdür' dendi mi?
"AB'nin Türkiye'nin içinden geçtiği süreci anlamadığı tepkidir. Raporda FETÖ tehdidine değinilmemesi vahim bir eksiklik. Başta PKK, DAEŞ ve FETÖ olmak üzere terörle mücadele ediyoruz” denen Dışişleri Bakanlığı açıklamasında da, “AB’nin 'Birlik dayanışması' kisvesi altında, egemenlik konularındaki ihtilaflarda kendisini yetkili bir hakemlik veya mahkeme olarak görerek hüküm vermeye kalkışması, fevkalade yanlış ve kabul edilemezdir” ifadelerine yer verildi. Dışişleri Bakanlığı, raporun ‘Türkiye gerçeklerini anlamaktan uzak’ olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik de bugün düzenlediği basın açıklamasında Avrupa Komisyonu’nun Tükiye raporuna sert tepki gösterdi. Raporun yakınlaşmayı teşvik etmekten uzak olduğunu ve duruma ‘adil, ilkeli bir şekilde yaklaşılmadığını’ kaydeden Çelik, "Türkiye'nin aday ülke olma perspektifi bir kenara bırakılıp komşuluk perspektifi kabul edilemez” dedi. Çelik, şöyle devam etti:
"Raporda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili değerlendirmeler var. Yeterli denetleme mekanizması içermediği eleştirisi, halkın iradesine saygı duyulmadığı anlamına geliyor.
Terör propagandası varsa, teröre destek varsa demokrasi yoktur. PKK'nın terör örgütü olduğunun altının çizilmesini olumlu buluyoruz, ancak yaptırımda bulunulmamasını olumlu bulmuyoruz. PKK saldırılarına karşı dayanışma görmüyoruz. FETÖ'den masum bir Gülen hareketi diye bahsedilmesiyle tam olarak anlaşıldığını görmüyoruz, kınıyoruz. Türkiye'nin karşı karşıya olduğu terör tehdidini anlamaktan uzaklar."