Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç, gazeteci Mehmet Ali Birand'ın ölümü hakkında "Niye öldü?. İhmal mi var, yanlış mı?. Enfeksiyon kaptı deniyor.. Ne enfeksiyonu bu.. Hastane mikrobu mu?. Müdahale sırasında kalbi durmuş?. Bu basit müdahale ile kalbin ne alakası var?. Yoksa müdahale öncesi kalbi kontrol kimsenin aklına gelmedi mi?.." diye sordu.
Uluç'un Sabah gazetesinde "Gel dosta gidelim gönül" başlığıyla yayımlanan (19 Ocak 2013) yazısının o bölümü şöyle:
"Sabah erken saatlerde Ahmet aradı.. 'Boss, Birand'dan ne haber' diye...
'Valla iyi haberler yok.. Komadaymış galiba.. 'Öldü, beyin ölümü gerçekleşti' haberleri yalan ama, durum iyi değil, orası gerçek' dedim.
Karısı Cemre'ye (Ne altın kadındır o da.. Başın sağolsun Cemre) haber verme gereği dahi duymadığı bir tıbbi işlem için gitmiş hastaneye.. Hani pansuman gibi bir şey.. Bundan adam ölür mü?.
Bizde 'Alın yazısı' der geçerler duaya.. El oğlu soruşturma yapar 'Niye öldü?. İhmal mi var, yanlış mı?. Enfeksiyon kaptı deniyor.. Ne enfeksiyonu bu.. Hastane mikrobu mu?. Müdahale sırasında kalbi durmuş?. Bu basit müdahale ile kalbin ne alakası var?. Yoksa müdahale öncesi kalbi kontrol kimsenin aklına gelmedi mi?..'
Ahmet'le bir yığın şüphe konuştuk..
İşleri bitirdim eve döndüm.. Okuyamıyorum.. Karşımda ekran.. Gözlerimi dikmiş bakıyorum..
'Son dakika' kırmızısı konacak mı diye..
M.Ali'ye ölümü yakıştırmıyorum.. Aklımdan hep uzak tutmaya çalışıyorum ama, her kanalın hastane önünde kamerası, muhabiri var.. Yani, Allah'tan umut kesilmez ama, belli, 'Son' da kaçınılmaz..
Kaçınılmadı zaten.."