Politika

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken: MHP saray için bir güvenlik kalkanıdır

'MHP bir siyasi parti midir yoksa fişlemeyle insanları kayıt altına alan bir istihbarat örgütü müdür?'

05 Ağustos 2015 20:11

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, "Boğaz’da, yalılarda viskisini yudumlayıp oyunu HDP’ye veren şerefsizler" ifadelerini kullanan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Danışmanı Metin Özkan’ın, HDP’ye oy veren 3 bin kişilik listenin çantasında olduğuna ilişkin açıklamalarının yargıya taşınacağını söyledi. 

“MHP bir siyasi parti midir, yoksa fişlemeyle insanları kayıt altına alan bir istihbarat örgütü müdür” diyen Baluken, “Eğer bir siyasi partiyse, legal bir zeminde kendisiyle aynı pozisyonda olan bir partiye oy veren insanların kayıtlarını ne diye tutar? Eğer farklı birtakım ilişkiler var ise devletin kurumlarıyla istihbarat örgütleriyle farklı bir takım ilişkiler üzerinden bu fişlemeler yapılmışsa MHP’nin siyasi parti pozisyonunu sorgulamak gerekir” diye konuştu.

Baluken TBMM’de gazetecilerin MHP’nin HDP’ye yönelik ağır sözleri, 3 bin kişilik liste ile erken seçime yönelik sorularını yanıtladı:

 

'MHP saray için kalkandır'

 

"MHP saray için bir güvenlik kalkanıdır. Sarayın zorlandığı AKP’nin zorlandığı her dönemde MHP öne atılarak o gündemi kamuoyunun gözünden düşürmeye, AKP ile olan işbirliğini saklamaya çalışıyor. Ama bunun sürdürülebilirliği kalmadı. Özellikle son yaşanan fişleme listesi hadisesi var. Bu son derece vahim bir durum. Onla ilgili gerekli hukuksal işlemleri başlatacağız.

"HDP’ye oy vermiş olan 3 bine yakın insanın isimlerin yazıldığı bir listenin MHP Genel Başkanı’nın danışmanının çantasında bulunduğuna dair bilgiler var. Bu çok vahim bir durum."

 

'Bu fişlemeler yapılmışsa,
MHP’nin pozisyonunu sorgulamak lazım'

 

"MHP bir siyasi parti midir, yoksa fişlemeyle insanları kayıt altına alan bir istihbarat örgütü müdür? Eğer bir siyasi partiyse, legal bir zeminde kendisiyle aynı pozisyonda olan bir partiye oy veren insanların kayıtlarını ne diye tutar? Eğer farklı birtakım ilişkiler var ise devletin kurumlarıyla istihbarat örgütleriyle farklı bir takım ilişkiler üzerinden bu fişlemeler yapılmışsa MHP’nin siyasi parti pozisyonunu sorgulamak gerekir. Burada hem hükümetin hem de devlet kurumlarının yanıt vermesi gereken çok ciddi sorular var."

 

'MHP’ye bu kayıtlar nasıl ulaşmıştır'

 

"3 bin kişiyle ilgili nasıl bir amaçla bu kayıtlar tutulmuştur? MHP’ye bu kayıtlar nasıl ulaşmıştır? Bir siyasi partinin bu kayıtları tutamayacağını biz çok iyi biliyoruz. Belli ki bu konuda AKP ile MHP arasında rol paylaşan HDP’yi hedefe koyan bilinçli bir konsept yürüyor. Bu son derece tehlikeli bir gelişmedir. Bu hukuk devletinin ortadan kalkması demektir. Bununla ilgili biz bütün gerekli başvurularımızı yapacağız.

"Suç duyurusunda bulunacak hukuk komisyonumuz. Türkiye’nin gerek yakın dönem toplumsal hafızasına, gerek MHP’nin tarihsel geçmişine de bir parantez açmak gerekiyor. Bu hatırlatmalardan sonra bu listelerin ne anlama geldiğiyle ilgili duyulan kaygının ne kadar haklı olduğu ortaya çıkar. Tansu Çiller döneminde 90’lı yıllarda Kürt iş adamlarına ait listelerden bahsedilmişti. O listelerde yer alan isimlere yönelik faili malum cinayetler işlendi.

MHP’nin geçmişine baktığımız zaman bu tarz fişleme listelerini hedefleştiren, Çorum, Maraş’a bakmak gerekiyor."

 

'Cumhurbaşkanının dediği oluyor'

 

"Seçim sürecinin tümünde Cumhurbaşkanı’nın istediği oluyor. Cumhurbaşkanı 7 Haziran’dan sonra erken seçim istediğini ifade etti. Koalisyon görüşmeleri henüz başlamadan, koalisyon formüllerine karşı olduğunu ifade etti. Koalisyon görüşmeleri başladıktan sonra o görüşmeleri sabote edecek çıkışlar yaptı.

"Koalisyon görüşmelerinde belli olumsuzlar gündemleştiği zaman azınlık hükümetine karşı olduğunu söyledi. Yani mevcut AKP hükümetiyle bir erken seçime gidileceğinin işaretlerini verdi. Cumhurbaşkanının döşemiş olduğu taşlardan oluşan bir seçim sürecinin içerisinde bulunuyoruz.

"Bir kere AKP-CHP koalisyonunun iyi bir programla, güçlü bir ilkeler bütünlüğüyle Türkiye’nin mevcut gerilim ortamını rahatlatabileceğini düşünüyoruz. Bunun hala zorlanması kanaatindeyiz. Ancak bu hayata geçmezse, MHP’nin destek vereceği formülü biz savaş kabinesi olarak nitelendiriyoruz."

 

Seçim sürecinin tümünde Cumhurbaşkanı’nın istediği oluyor. Cumhurbaşkanı 7 Haziran’dan sonra erken seçim istediğini ifade etti

 Demirtaş’ın Brüksel ziyareti

 

"Yoğun bir çaba içerisindeyiz. Hem ulusal hem de uluslararası kamuoyunu Türkiye’deki bu savaş konseptine karşı duyarlı kılacak ve toplumsal barış sesini görünür kılacak bir çabamız var. Yürüttüğümüz bütün faaliyetler Türkiye’deki çatışmalı durumu savaşı durdurmaya yöneliktir. Brüksel’de de bu yönlü bu takım diplomatik görüşmeler olacak. Brüksel’de hem uluslararası zeminde hem de oradaki yaşayan, orada örgütlenmiş olan kurumlarla görüşmeler olacak. Türkiye’deki gelişmeler ilgili bilgiler verilecek, hem de HDP’nin duruşu net olarak oraya aktarılacak. Onun dışında farklı bir anlam yüklemek doğru olmaz."

"Sürecin mutlaka canlanması gerekir. Sürecin ne kadar önemli olduğu yaşadığımız bu son gelişmelerden de tekrar anlaşıldı. Binlerce insan yaşamını yitirdikten sonra bile Kürt meselesinin çözümüyle ilgili geleceğimiz nokta dönüp dolaşıp oturacağımız masa çözüm masasıdır. Böylesi bir gerçeklik ortadayken çözüm sürecine geri dönülmemesini biz bilinçli bir çatışma ve kaos zeminini yaratma arayışı olarak değerlendiririz. AKP’nin pozisyonu budur, ancak bunun sürdürülebilirliği yoktur. Her gün 10’larca gencin yaşamını yitirmesi, erken seçim ve iktidar hesapları üzerinden ortaya konuyor olmasına toplumsal tepki var. AKP’nin bu mevcut durumu çok uzun vadede sürdüremez. AKP çözüm sürecine tekrar gelirse, müzakere masasına tekrar gelirse olumlu bir gelişme olarak değerlendiririz. Bu konuda eş başkanımızın bütün siyasi partilere diyologa açık olan görüşleri yansıdı. Ama AKP’den bugüne kadar bu çağrıya herhangi bir yanıt gelmiş değil."

 

İlgili Haberler