Gazeteci ve sunucu Afşin Yurdakul, Aydın Doğan Vakfı Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, UN Women Türkiye Ülke Direktörü Asya Varbanova, UNICEF Türkiye Temsilcisi Paolo Marchi, UNFPA Türkiye Temsilcisi Hassan Mohtashami
13 Ekim 2023 00:28
UNICEF, UNFPA, UN Women ve Aydın Doğan Vakfı’nın iş birliğiyle 2015 yılından bu yana Türkiye’de de düzenlenen 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü Konferansı, bu yıl kız çocukların ve genç kadınların yaşamın ve şehirlerin yeniden inşasındaki dönüştürücü rolünü vurgulamak üzere, 6 Şubat depremleri nedeniyle en büyük zararı gören şehirlerden biri olan Hatay'da yapıldı. ‘Kız Çocukları Geleceği Yeniden İnşa Ediyor’ temasıyla gerçekleştirilen konferans aracılığıyla kız çocukları ve genç kızların ihtiyaç ve istekleri, Hatay’dan tüm Türkiye’ye ve dünyaya ulaştı. İstanbul, Malatya, Gaziantep, Adıyaman ve Hatay’da 96 genç, gerçekleştirilen danışma toplantıları sonucunda belirledikleri ihtiyaçları sıraladı, yetkililere seslerini duyurdu. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, konferans öncesinde depremzedeler için oluşturulan Nardüzü yerleşkesinde yaptığı açıklamada, "Kadın erkek eşitsizliğinin olduğu ortamlarda aslında bu felaketlerden sonra başka sorunlar da ortaya çıkıyor. Bu sorunların önlenmesi adına buradayız" dedi.
UNICEF, UNFPA, UN Women ve Aydın Doğan Vakfı’nın iş birliğiyle bu yıl dokuzuncusu düzenlenen 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü Konferansı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve gençlerin katılımıyla gerçekleşti.
Gazeteci Afşin Yurdakul’un sunuculuğunda ve moderatörlüğünde gerçekleşen konferansta, Aydın Doğan Vakfı Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, konferansın açılışında yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
“Uzun yıllardır kız çocuklarının güçlendirilmesi odağında çalışmalar yapan kurumlar olarak, ülkemizde ve küresel ölçekte kaydedilen gelişmelerden memnuniyet duyuyoruz. Bununla birlikte tıpkı pandemi ve deprem süreçlerinde olduğu gibi, yaşanan derin ve beklenmedik toplumsal olaylar, öncelikle ve en çok kız çocukları ve kadınları etkiliyor. 6 Şubat’ta yaşadığımız acı afetin ilk anlarından itibaren sahada, kız çocuklarımızın ve kadınların sesini duymak ve duyurmak için çalışıyoruz. ‘Kız çocukları geleceği yeniden inşa ederken’, karşılaştıkları sorunları anlamak ve bunlara karşı yeni çözüm ve destek mekanizmaları yaratmak için Hatay’dayız. Güvenlik, sağlık, eğitim gibi en temel haklarından bir süre de olsa mahrum kalmalarına rağmen, hayata sımsıkı tutunan, daha iyi bir dünya hayalinden vazgeçmeyen kız çocukları, bugünün ve bu dönüşüm yolculuğunun gerçek liderleridir. Bugün de onların isteklerini, beklentilerini ve hedeflerini duyacak, onların hayallerinin yanında yer alacağız. Böylece kız çocukları hak ettikleri güçlü ve güzel yarınları inşa ederken, toplumumuz ve dünyamız da aydınlığa ve refaha kavuşacak”
Aydın Doğan Vakfı Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ile UNICEF Türkiye Temsilcisi Paolo Marchi, UNFPA Türkiye Temsilcisi Hassan Mohtashami ve UN Women Türkiye Ülke Direktörü Asya Varbanova’nın katıldığı ortak oturumda ise 6 Şubat depremlerinin ardından bölgede yapılan değerlendirmeler ışığında kız çocukları ve genç kadınların yaşadıkları sorunlar ve karşı karşıya oldukları tehditler masaya yatırıldı.
Aydın Doğan Vakfı olarak depremi haber aldıkları ilk andan itibaren bölgeye yardım ve destek için seferber olduklarını söyleyen Yalçındağ, “Aydın Doğan Vakfı olarak deprem bölgesinde hayat yeniden 6 Şubat öncesine dönene kadar, tüm ekosistemimizle birlikte burada olacağız. Hayata devam, eğitime devam diyeceğiz. Başta çocuklar ve genç kızlar, gençler olmak üzere buradaki insanların hayatlarına dokunmak için çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
UNICEF Türkiye Temsilcisi Paolo Marchi de konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Dünya Kız Çocukları Günü’nde ‘Kız Çocukları Geleceği İnşa Ediyor’ temasıyla bir araya geldik; gençlerin sesini duyduk; daha iyi, güçlü, genç dostu ve toplumsal cinsiyete duyarlı şehirler inşa etmek için onların ihtiyaçlarını ve hayallerini dinledik. UNICEF olarak ortaklarımız ile birlikte, deprem sonrası yeniden toparlanma döneminde, gençlerin bu sürece katılımına yatırım yapmak yönündeki taahhütümüzü yineledik. İşte bu önemli günde tam da bu sebeple, kız çocuklarının kendi toplumlarındaki liderlik rolüne odaklanıyoruz. UNICEF, kız çocuklarının güçlendirilmesinin önemine güçlü bir şekilde inanmaktadır ve toplumsal katılımlarının arttırılması için çalışmaya devam edecektir. Toplumsal cinsiyet eşitliği ortak vizyonu için gençlerle işbirliklerini genişletmek üzere herkesi bu günde bize katılmaya davet ediyorum.”
UNFPA Türkiye Temsilcisi Hassan Mohtashami'nin konuşması ise şöyle oldu:
“Ergenlik çağındaki kız çocukları doğal afetlerin meydana geldiği dönemlerde göz ardı ediliyor. Travma geçirmiş, gelenekler tarafından kısıtlanmış, okul ve aile yapılarından ve tanıdık sosyal ağlardan koparılmış bu kız çocukları, kalabalıklar içinde görünmez kalabiliyor. Korunmaya ilişkin riskler yükselirken çocuk yaşta, erken ve zorla evlilikler de dahil olmak üzere toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, sömürü ve istismarın arttığına dair raporlar bulunmakta. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ihtiyaçlarını karşılamak ve haklarına saygı duymak amacıyla afetlerden sonra da kız çocuklarının hayatlarını yeniden inşa etmek için etkili müdahale yöntemlerini takip etmeye ve sahada ihtiyaç duyulan ve en iyi yaptığı şeyi yapmaya devam edecek: kadınların ve kız çocuklarının cinsel sağlık ve üreme sağlığı ihtiyaçlarına ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddetten korunma taleplerine de yanıt vermeye devam edecek.”
"Dirençli ve eşitlikçi bir geleceğe stratejik olarak yatırım yapıyoruz" diyen UN Women Türkiye Ülke Direktörü Asya Varbanova düşüncelerini şöyle aktardı:
“Uluslararası Kız Çocukları Günü’nde yıkıcı depremlerin ardından farklı zorluklarla karşı karşıya kalan ergenlik çağındaki kız çocuklarının ve genç kadınların gösterdiği olağanüstü dayanıklılığı takdirle karşılıyoruz. Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetten, çocuk yaşta erken evlilik tehdidine kadar artan riskler karşısında, kadınların deprem sonrası toparlanmanın tüm aşamalarına tam ve etkin katılımını savunmak hayati bir önem taşıyor. Kız çocuklarının haklarına ve liderliğine öncelik vererek dirençli ve eşitlikçi bir geleceğe stratejik olarak yatırım yapıyoruz. Toplumsal cinsiyete duyarlı iyileştirme yaklaşımımız, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin önlenmesinin, dönüştürücü geçim kaynaklarının teşvik edilmesinin ve afet iyileştirmesine katılımın artırılmasının önemini vurguluyor. Kız çocuklarının ve genç kadınların güçlendirilmesinin canlı ve gelişen şehirler yaratmak için vazgeçilmez olduğuna inanıyoruz. Onları yeniden inşa çabalarına kilit aktörler ve liderler olarak dahil etmek, topluluklar içinde olumlu bir değişimi teşvik edecektir. Kız çocuklarına olan bağlılığımız acil yardımın ötesinde olmalı; çünkü bu, toplumsal cinsiyet eşitliğinin toplumsal refahın temel taşı haline geldiği bir geleceğe yatırım.”
Her yıl Dünya Kız Çocukları Günü öncesinde yapılan gençlik çalıştaylarının altıncısı bu yıl ‘eşitlikçi kentler için yeniden yapılanma’ temasıyla toplandı. Gençler, özellikle deprem sonrasına oluşan ihtiyaçları ve yeniden inşa edilen şehirlere ilişkin beklentilerini dile getirdi. Gençlerin konferans öncesi gerçekleştirdiği çalışmaları anlatan film tüm konuklar tarafından ilgiyle izlendi.
Yine gençlerin dile getirdiği ihtiyaçlar ve talepler doğrultusunda hazırlanan Gençlik Bildirgesi de Eşitlik İçin Gençlik Grubu Koordinatörlüğü görevini yürüten Eda Yabancı ve Erce Bilgen tarafından okundu. “Hepimiz ülke olarak çok zor bir dönemden geçtik. Bu süreçte en çok gençler ve çocuklar etkilendi. Bizler bundan sonraki tasarım ve inşa sürecinde elimizi taşın altına koymaya hazırız. Unutmayın ki her zaman en yakın çalışma ortaklarınız olarak buradayız. Bize güvenin ve yatırım yapın. Ancak bu sayede kapsayıcı, erişilebilir ve eşitlikçi kentler inşa edilebilir” diyen gençler, “Ergeniz, genciz, değerliyiz, güçlüyüz ve buradayız” diyerek bildirgeyi tamamladı.
Gençlik BildirgesiGençlerin bölgeye yönelik önerilerini okuduğu bildirge şöyle: Saygıdeğer Temsilciler, Yetkililer ve Sevgili Genç Arkadaşlarım, Biz Eşitlik İçin Gençlik Grubu olarak bugün deprem bölgesindeki arkadaşlarımızın görüşleri alınarak hazırlanan bildiriyi sizlerle paylaşmak için buradayız. Şehirlerimizin ve dolayısıyla içinde yaşadığımız çevrenin yeniden yapılanma sürecinde aktif rol almak, karar süreçlerine katılmak ve bu doğrultuda yapılan çalışmaları takip etmek için bir dizi karar aldık. İstanbul, Malatya, Gaziantep, Adıyaman ve Hatay’da 96 genç arkadaşımızla gerçekleştirilen danışma toplantıları sonucunda sizlere belirlediğimiz ihtiyaçlarımızı ve kararlarımızı aktaracağız: Ergeniz, genciz, değerliyiz. İçinde bulunduğumuz yaş dönemi kendimizi keşfetmek, duygularımızı fark etmek ve görüşlerimizi ifade etmek için önemli bir dönem. Yaşanan travmalar bu dönemde önemli izler bırakır. Bu sebeple tam da şu anda çevremizle güvenli ve sağlıklı ilişkiler kurmaya ihtiyacımız var. Belediyeler ve yerel yönetimlerden; psikolojik açıdan güçlenebileceğimiz, empati ve anlayış temelli sosyal merkezler yaratmasını talep ediyoruz. Sivil toplumdan bu merkezlerde ebeveyn ve akranlarımızla katılabileceğimiz sosyal çemberler, eğitim ve danışmanlık hizmetleri sağlamasını istiyoruz. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, sizden deprem sonrasında ortaya çıkabilecek ya da artabilecek ihmal, istismar, çocuk işçiliği, çocuk yaşta evlilik, madde kullanımı gibi çeşitli risklere karşı çok güçlü bir sosyal hizmet ağıyla bizi koruyacak ve güçlendirecek adımlar atmanızı bekliyoruz. İllerdeki Çocuk Hakları Komiteleri aracılığıyla tüm bu çalışmaların ergen yaş grubunun faaliyetlerine entegre edilmesi için desteğini bekliyoruz. Bizler de bu merkezlerde ve komitelerde yapılan çalışmalara katılarak akrandan akrana destek programlarında yerimizi almak için hazırız. Bedensel sağlığımız için tabuları yıkın. Bedensel sağlığımız, tabu değil; hakkımız. Sağlık Bakanlığı; Milli Eğitim Bakanlığı, özel sektör ve belediye iş birlikleri ile regl sağlığıyla ilgili hijyen ürünlerini her yerde, ücretsiz ve herkes için erişilebilir şekilde ulaştırmanız hem sağlığımız hem de okula devamımız için çok önemli. Kadın ve kız çocuklarının utanmadan, zorlanmadan hijyen ürünlerine ve gerekli bilgiye erişiminin sağlanmasını istiyoruz. Bizler de ebeveynlerimiz ve akranlarımızla açık iletişim kurmaya, cinsel sağlıkla ilgili öğretici, ayıpsız ve yargısız, güvenli buluşmalara ve online öğrenme programlarına katılmaya hazırız. Yarın topluma sağlayacağımız katkı; bugünkü koşullarımıza bağlı. Gençler olarak en büyük hayalimiz, yaşadığımız şehir ve insanlarına faydalı olacağımız bir mesleğe sahip olmak. Hayallerimiz ve yapabileceklerimiz sınırsız. Başarılı olmamız ise bugün bize sunulan imkanlarla doğru orantılı. Milli Eğitim Bakanlığı, öğrencilerin okullarda karar süreçlerine dahil olabilmeleri için katılım mekanizmaları kurmanızı talep ediyoruz ve bizler, genç dostu bir müfredatı birlikte oluşturmak için size destek olmaya hazırız. Belediye ve yerel yönetimler; sizlerden mahallelerimizde, konteyner ve çadır kentlerde hepimizin erişebileceği ders çalışma bahçeleri ve mobil kütüphaneler kurmanızı bekliyoruz. Bizler de bu doğrultuda yaşadığımız yerlerde ilgili merkezlerin gönüllü ekiplerine katılarak akranlarımıza ve küçük yaştaki kardeşlerimize eğitimlerinde gönüllü destek olmak için yerimizi alacağız. Belediye ve yerel yönetimler; ayrıca, biz gençlerin eğitim ve kişisel gelişimi için gerekli iş birlikleri kurarak ücretsiz ve güvenli internet erişimini sağlamanızı bekliyoruz. Dijital dünyaya erişim, bizlerin ders çalışmaları, bilgi edinmeleri ve toplumsal katılımları için vazgeçilmez bir kaynaktır. Bu nedenle, mahallelerimizde ve konteyner/çadır kentlerde güvenli internet erişimini sağlamak için gerekli altyapının oluşturulmasını ve bizlere bu önemli kaynağa ücretsiz erişim imkanı sunulmasını talep ediyoruz. Kültür, sanat ve spor —sadece hobi değil— iyileşme, yeniden güçlenme yolculuğunun bir parçası.
Spor, sanat ve kültürel aktiviteler; kendimizi gerçekleştirdiğimiz, yetenek ve becerilerimizi keşfettiğimiz, bedensel ve zihinsel olarak güçleneceğimiz alanlar. Depremle birlikte bu olanaklarımızın kaybı, yaşamımızı yeniden kurmamızın önündeki en büyük engellerden biri. Gençlik ve Spor Bakanlığı; belediyeler ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla depremden etkilenen bölgelerde kültür, sanat, spor ve sosyalleşmeye ayrılmış genç dostu güvenli tesisleri oluşturmanızı ve var olanları yeniden canlandırmanızı bekliyoruz. Kız ve oğlan çocuklarının birlikte sosyalleşebileceği, spor yapabileceği, sanat üretebileceği tesisler ve yöntemleri tasarlama ve uygulama süreçlerine aktif katılmak istiyoruz. Deprem günlük hayatın bir gerçeği, depreme hazırlıklı kentler her birimizin hakkı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı; yaşadığımız fiziki ortamların güvenli olması için meslek odalarıyla birlikte yapım ve kontrol süreçlerini şeffaf ve katılımcı şekilde gerçekleştirirken biz gençlerin de fikirlerinin alınmasını istiyoruz. AFAD’ın doğru bilgiyi belediyeler, okullar ve muhtarlıklar aracılığıyla paylaşarak endişeleri gidermesini ve bizi bu sürece dahil etmesini bekliyoruz. Bizler AFAD'ın genç gönüllü ekiplerini oluşturmaya ve daha yapılandırılmış bir sistem içerisinde sizlere destek vermeye kararlıyız. Biz gençler, çevresel krizlerde yoksulluk ve yapısal eşitsizliklerin önüne geçmek, yeşil teknolojilerin teşvik edilerek çevre dostu şehirlerin kurulmasında, doğal afetler ve çevre konusunda tahmininizden fazla bilince ve kaynaklara sahibiz. Tüm akranlarımızın da bilinçli ve afetlere hazırlıklı olması için savunu ve eğitim faaliyetleri içerisinde yer alacağız. Belediyeler ve yerel yönetimler, gençlerin sürdürülebilir ulaşım seçeneklerine daha fazla ve ücretsiz erişim sağlaması için desteğinizi bekliyoruz. Yeterli aydınlatmaya sahip, toplanma alanlarının erişilebilir olduğu, yeşil alanların ve toplu taşıma olanaklarının fazla olduğu çocuk ve genç dostu şehirler inşa edilmesini ve şehirlerin bisiklet yolları, toplu taşıma ve yaya dostu alanlar ile çevre dostu ulaşımı sağlayacak şekilde tasarlanmasını istiyoruz. Bunu yaparken de engeli olan bireylerin ihtiyaçlarının gözetilmesini ve onlara uygun yollar ve yapılar yapılmasını talep ediyoruz. Kadınların ve kız çocuklarının her saatte, her yerde arkasına bakmadan, kendisine yönelen bakışlardan çekinmeden, korkmadan yürüyebiliyor olmasını sağlayın. Güvenli ve sağlıklı şehirler hepimizin hakkı. Sesimizi duyun —şehirlerimiz için hepimizin sesi ve oynayacak bir rolü var. Şehir ve mahallemizle ilgili kararlarda sesimizin duyulmasını istiyoruz. Belediyeler, yerel yönetimler ve AFAD; şehrimizin yeniden yapılanmasıyla ilgili ihtiyaç, endişe, beklenti ve taleplerimizi tespit etmek için akranlarımızla görüşmeler yapmaya ve gerekli bilgileri toplayarak sizlere iletmeye hazırız. Sizden bu çabamıza destek olmanızı ve yolumuzu aydınlatmanızı bekliyoruz. Yerel yönetimler; kurumlarınızda gençlerin temsiliyetini artırın, mahalle meclisleri gibi halka açık buluşmaları düzenli olarak organize edin. Çocuk ve gençlik meclisleri kurarak bizim sesimizin duyulmasına daha fazla olanak tanıyın. Bizler şehirler yeniden kurulurken bu sürecin lideri olmak için hazırız. Bizleri şehirlerimizdeki karar vericilerle buluşturun ve sivil katılımın kapılarını ardına kadar açın. 15 yaş üstü tüm arkadaşlarımızı sivil alanda var olmaları, bu doğrultuda dernek kurma haklarını sonuna kadar kullanmaları için cesaretlendirin. Bizler, sivil toplumun bir parçası ve başat aktörü olmak için hazırız. Hepimiz ülke olarak çok zor bir dönemden geçtik. Bu süreçte en çok gençler ve çocuklar etkilendi. Bizler bundan sonraki tasarım ve inşa sürecinde elimizi taşın altına koymaya hazırız. Unutmayın ki her zaman en yakın çalışma ortaklarınız olarak buradayız. Bize güvenin ve yatırım yapın. Ancak bu sayede kapsayıcı, erişilebilir ve eşitlikçi kentler inşa edilebilir. Sivil toplum kuruluşları, Birleşmiş Milletler, Belediyeler ve yerel yönetimler, İlgili bakanlıklar Eşitlik İçin Gençlik Grubu olarak bu bildiride sizinle paylaştıklarımızın yakın takipçisi olacağız. Tüm kurumlarla yakın çalışmalarımızı sürdürmek ve önerilerimizin düzenli takipçisi olmak için sizleri 3 ayda bir atılan adımlar hakkında güncellemeye söz veriyoruz. Ergeniz, genciz, değerliyiz, GÜÇLÜYÜZ ve BURADAYIZ. |
İlham veren kadınlarla gençlerin sohbet ettiği, Gözde Atasoy’un moderatörlüğünde gerçekleşen özel bölümün konukları ise Afşin Yurdakul ile Dünya Rekortmeni milli sporcu Şahika Ercümen oldu.
Hatay Arsuz'da depremzedeler için 111 konteynerlik yaşam alanı Hatay'ın Arsuz ilçesinde, depremzedeler için kurulan 111 konteynerlik kente aileler yerleşmeye başladı. Büyükşehir Belediyesince, Doğan Holding ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonunun (UNICEF) katkılarıyla Nardüzü Mahallesi'nde oluşturulan konteyner kentin kurulumu tamamlandı.
Arzuhan Doğan Yalçındağ- Fotoğraf: Çiğdem AkbayrakAydın Doğan Vakfı Yürütme Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Candan Fetvacı da afetzedeler için sosyal donatılar oluşturulduğunu belirterek, "Burada, kadınların her türlü ihtiyacına yardımcı olmak, psikolojik, çocuk bakımı ve sağlık desteği için iki 'mor yerleşke' de yapıldı. Resim ve müzik dersleri, film gösterimi için sosyal alanlar hazırladık." dedi.
Yerleşkeden çocukların eğitimleri ve gelişimleri için kurulan alanlardan biriTürkiye Kadın Dernekleri Federasyonu tarafından başlatılan Mor Yerleşke Projesi'ne destek veren Doğan Vakfı'nın katkılarıyla hazırlanan Hatay'ın Arsuz ilçesinde yer alan Nardüzü yerleşkesinde depremden etkilenen 408 kişinin yaşadığı konteyner evlerde çocuklar ve gençlere yönelik oyun ve aktivite alanları da bulunuyor. Bir psikolog, bir sosyal hizmet uzmanı, bir çocuk koruma uzmanının sürekli olarak görev aldığı Nardüzü Yerleşkesi’nde emzirme odası, çocuklar için aktivite alanları, çocuklar ve yetişkinler için psikolojik danışmanlık, hijyen malzemelerine erişim ve daha birçok destek sunuluyor. Depremden etkilenen diğer ilçelerdeki depremzedeler de bu desteklerden faydalanmak üzere Nardüzü yerleşkesine gelebiliyor. v
Video: Çiğdem AkbayrakCanan Güllü: Kadın-erkek eşitsizliğinin olduğu ortamlarda felaketlerden sonra başka sorunlar da ortaya çıkıyorTürkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, Mor Yerleşke Projesi'ni ve depremden sonra kadın ve çocukların yaşadıkları sorunları ve Aydın Doğan Vakfı ile yaptıkları ortak çalışmayı şöyle anlattı: "Büyük bir acının aslında yeşeren bir yaşamı görüyorsunuz burada. Sivil toplum örgütlülüğü olarak yapılabilen en güzel iş bizim için de mor renk, kadının güven duyduğu bir renktir. Depremin ikinci gününden itibaren ne yapabiliriz dedik ve mor rengini yerleşkelerde çalışan arkadaşlarımızdan psikolog, ebe hemşire ve çocuk gelişimci dönüşümlü olarak arkadaşlarla buralarda hizmeti verelim istedik. Her biri 21 metrekare olan 2 adet yerleşkemiz var burada. Birinde psikolog olarak şiddetten arındırılmış güvenli alanlar yaratmaya çalıştık. Bu sürecin içinde hem şiddete uğruyorsa, hem de deprem konusundaki psikolojik desteği almak adına ebe hemşireyle birlikte sürecin işleyebileceği çocuk bakım alt değiştirmeden, emzirebileceği sterilazasyon malzemelerin olduğu bir alan. Konteyner kentte çocukların eğitimlerini sürdürebilmeleri için ayrılan alanlardan bir tanesiDiğer alan ise çocuk gelişimcinin gün içinde belli eğitimleri yapabildiği ve onların bu depremden etkilenme durumlarını en aza indirmek ve gelecek yeni yaşamlarına güç vermek için yapılan bir çalışma. Ben huzurlarınızda bu arkadaşlarıma öncelikle teşekkür ediyorum ama en büyük teşekkürüm her zaman olduğu gibi özel sektörün bu konuya bakış açısı. Ben bu konuyu sevgili Arzuhan Hanım'ın nezdinde bütün arkadaşlarımla paylaştım, geri dönüşleri olumluydu. O tarihten itibaren hiç çekinmeden hızlıca "ne yapılması gerekiyor" dediklerinde yapmaya çalıştığımız birlikte iş birliğine kadar gelen bir süreç. Fotoğraf: Çiğdem Akbayrak12 ay burada kalmayı düşünüyoruz. Dünya sağlık standartlarına göre 18 ay normalde böyle depremlerde. Belki 18 aya uzatabilir ama daha sonrasında yerele bırakmak üzere bu hizmeti yaptığımız için mutluyum. Bir daha böyle depremler yaşanmaması ama yaşanırken de bir an önce sevgili Candan Hanım'ın sosyal alanda söylediği gibi toplumsal cinsiyet eşitliğine hazır bir şekilde yararlanmayı aslında çok önemsiyoruz. Çünkü kadın erkek eşitsizliğinin olduğu ortamlarda aslında bu felaketlerden sonra başka sorunlar da ortaya çıkıyor. Bu sorunların önlenmesi adına buradayız. Burada sadece anlık sorunlar değil geçmişe dair rehabilite edildiği noktalar. Proje koordinatörümüz sahanın genelinde Hatay'ın içinde yer alıyor ama biz bu bölgede Aydın Doğan Vakfı ile beraber işbirliği yapıyoruz. " Fotoğraf: Çiğdem Akbayrak |
© Tüm hakları saklıdır.