Hasan Cemal’in “Delila Bir Genç Kadın Gerillanın Dağ Günlükleri” ve “Çözüm Sürecinde Kürdistan Günlükleri” kitapları ile gazeteci Tuğçe Tatari’nin “Anneanne Ben Aslında Diyarbakır’da Değildim” kitabının yanı sıra 30 yayın için toplatma kararı verilmişti. Bu kitaplardan biri de Fuat Kav’ın Mavi Ring kitabı. Cumhuriyet yazarı Ayşe Yıldırım, Fuat Kav’ın yasaklı kitabının sinemaya uyarlandığını ve ödüllü bir film olduğunu yazdı. Yıldırım, “Film, 2013’teki Antalya Altın Portakal Film Festivalinde Behlül Dal Jüri Özel Ödülü’nü, 2014’te Fas’ta Uluslararası Nador Film Festivali’nde ise jüri özel ödülüne layık görüldü” ifadelerini kullandı. Ayşe Yıldırım, “İşte bu kitap, geçen hafta Türkiye’yi ayağa kaldıran yasaklı kitaplar arasında yer aldı ancak kimse farkına varmadı” dedi.
Yıldırım’ın Cumhuriyet’te “Film ödüllü kendisi yasaklı kitap” başlığıyla bugün (25 Aralık 2015) yayımlanan yazısı şöyle:
Gece yarısıydı. Ellerindeki tek direnme silahı olan bedenlerini açlık grevine yatıralı tam 35 gün olmuştu. Vücutları bitikti, algıları zayıflamıştı, halsiz ve yorgundular. Ölümün kıyısında geziyorlardı.
Dışarıdan gelen motor gürültüleriyle hareketlendiler. İçlerinden biri güçlükle radyatörün üstüne çıkıp dışarıya baktı. Farları cezaevinin duvarlarını aydınlatan sıra sıra dizilmiş otobüsleri ve Mavi Ring’i gördü. O ringi tanıyorlardı, özel olarak yapılmıştı. Kimi tutsaklar onunla Erzincan’dan Eskişehir’e gelmişti zaten...
İçi saç ve çelikten 80 santim en, 120 santim boy ve 65 santim yükseklikteki karşılıklı olarak sıralanan hücrelere bölünmüştü ringin. Bu daracık, hava almayan ‘tabutluklara’ birbirlerine kelepçeli dörder kişi sıkıştırılmışlardı. Eskişehir’e vardıklarında hepsi hastalanmıştı.
Biraz sonra Eskişehir Öze Tip Cezaevi’nin hücrelerinin kapıları teker teker açılmaya başladı. 26 tutuklu ve mahkum kollarını kesen zincirlere bağlanarak bu ringe bindirildi. Ve 15 saat sürecek ölüm yolculuğu başladı. 1989 1 Ağustos’unu 2 Ağustos’a bağlayan geceydi. Hava cehennem gibi sıcaktı. Havasızdılar, hastaydılar, bir damla su bile çok görülüyordu. Çünkü devlet hak mücadelesi için bedenlerini ölüme yatıran bu insanlardan intikam almak istiyordu. Öyle de yaptı. Aydın Cezaevi’ne vardıklarında beklenen oldu. Mavi Ring’deki Hüseyin Eroğlu ve Mehmet Yalçınkaya ölmüştü.
O ringdekilerden biri...
21 yaşında girdiği cezaevinden 41 yaşında çıkan Fuat Kav, tam 20 yıl 6 ay ve 6 gün boyunca Diyarbakır dahil onlarca cezaevinde kalmıştı.
Kav, bu ölüm yolculuğunu 2011’de Mavi Ring adlı kitabında anlattı. 2013 yılında yönetmen Ömer Leventoğlu kitabı aynı adla filme çekti. Film, 2013’teki 50. Antalya Altın Portakal Film Festivalinde Behlül Dal Jüri Özel Ödülü’nü kazandı. 2014’te Fas’ta gerçekleştirilen Uluslararası Nador Film Festivali’nde ise jüri özel ödülüne layık görüldü. Filmde bilmeden katıldığı o yolculukta mendile damlatılan bir damla suyun nasıl bir güce ve direnişe dönüştüğünü gören doktoru canlandıran oyuncu Ezgi Çelik de en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandı.
İşte bu kitap, geçen hafta Türkiye’yi ayağa kaldıran yasaklı kitaplar arasında yer aldı ancak kimse farkına varmadı.
Gaziantep Savcılığı kitabın PKK/ KCK terör örgütünün görüşleri doğrultusunda yayın yaptığı ve suç unsuru taşıdığı kanaatine varmıştı. Kitabın filme çekildiğinden ve festivallerden ödülle döndüğünden bile haberdar olmayan savcılık, Hasan Cemal, Tuğçe Tatari, Abdullah Öcalan, Ahmet Tahir, Murat Türk, Müslüm Yücel’in yazdığı kitaplarla birlikte onu da toplatmaya karar verdi.
Bugün Türkiye’de yaşananlardan çıkan sonuç şu ki, herkesin kapısının önünde bir Mavi Ring bekliyor; bir gün sadece bedenini değil, aklını da, bilincini de, ruhunu da, vicdanını da alıp bir cezaevinden diğerine götürmek üzere...,