Gündem

Ertuğrul Özkök: Yuh artık, Digitürk'ü AKP'nin malı olarak görüyorsanız aynı çamurda ıslanacaksınız, Digitürk'ten çıkıyorum

"Havuzu yaşatmaya, bağımsızı öldürmeye yemin etmiş devlet"

10 Ekim 2015 14:22

Medya platformu Digiturk'un 7 kanalı yayından kaldırmasını eleştiren Hürriyet gazetesi köşe yazarı Ertuğrul Özkök, Digiturk yöneticisi... Her kimsen bak kardeşim... Kurulduğu günden beri bu platformun sadık ve iyi bir kullanıcısıyım. Epey para ödedim size... Epey de kazık yedim, bilesiniz ha... Yine de sadık kaldım. Ama bugün itibariyle çıkış için işlemleri başlatıyorum" dedi.

Digiturk'ten ayrılma gerekçesini, "Çünkü hukuksuz bir iş yapıyorsunuz. Çünkü, bu ülkede ifade özgürlüğünün ocağına incir ağacı dikmeye çalışanlarla kol kola yürüyorsunuz..." ifadeleriyle açıklayan Ertuğrul Özkök, "Eğer Digiturk'ü, kullanıcılarınızın değil de, sadece babanızın ve AKP'nin malı olarak görüyorsanız... Birlikte yürüyün aynı yolda... Bilin ki aynı çamurda ıslanacaksınız... Ama biz artık yokuz..." diye yazdı.

 

"Evlerimdeki bütün Digiturk üyeliklerini sona erdiriyorum"

 

Ertuğrul Özkök'ün, Hürriyet gazetesinin bugünkü (10 Ekim 2015) nüshasında yer alan köşe yazısı şöyle:

"Yuk artık diyorum...

Ortada mahkeme kararı bile yok ve bu ülkede savcılar artık hâkim yerine geçip infaza başlamış. 

Ve mahkeme kararını bile beklemeden, durumdan vazife çıkaran bir Digiturk...

* * *

Digiturk yöneticisi...

Her kimsen bak kardeşim...

Kurulduğu günden beri bu platformun sadık ve iyi bir kullanıcısıyım. Epey para ödedim size...

Epey de kazık yedim, bilesiniz ha...

Yine de sadık kaldım.

* * *

Ama bugün itibariyle çıkış için işlemleri başlatıyorum.

Evlerimdeki bütün Digiturk üyeliklerini sona erdiriyorum.

* * *

 

"Bu karardan vazgeçmezseniz, milyonlarca insanın gönlünde tenzili rütbe olacaksınız"

 

-ÇÜNKÜ, hukuksuz bir iş yapıyorsunuz. 

-ÇÜNKÜ, bu ülkede ifade özgürlüğünün ocağına incir ağacı dikmeye çalışanlarla kol kola yürüyorsunuz...

* * *

Bu karardan vazgeçmezseniz, bilin ki, bu ülkede hukukun, özgürlüğün yeniden kurulmasını isteyen milyonlarca insanın gözünde ve gönlünde tenzili rütbe olacaksınız.

* * *

"Paralel" diye bir yapılanma varsa, adalet gereğini yapsın.

O kanallarda bana da çok eleştiri yapıldı. Bana da haksızlıklar yapıldı.

Ama eleştiri yapıldı diye böyle bir karartma, engelleme yapılamaz.

* * *

Eğer Digiturk'ü, kullanıcılarınızın değil de, sadece babanızın ve AKP'nin malı olarak görüyorsanız...

Birlikte yürüyün aynı yolda...

Bilin ki aynı çamurda ıslanacaksınız...

Ama biz artık yokuz...

* * *

 

"İhaleye fesat karıştırmak"

 

Vatandaş şu soruyu sorsa yüzde yüz haklı olmaz mı

-Eğer ülkede dev bir havaalanı ihalesi yapılmışsa...

Bütün şirketler, ihalenin şartnamesinde belirtilen koşullara uygun teklifler vermiş, aralarından biri daha yüksek para verip ihaleyi almışsa...

Buna söylenecek tek kelime yoktur.

-Ama ihaleyi aldıktan sonra, parayı bulamayınca, o şirkete kredi alması için Hazine garantisi verilmişse...

Şirket buna rağmen, özel bankalardan bu parayı temin edemeyince, devlet bankalarından verilen kredinin miktarı yüzde 70'e çıkarılmışsa... O zaman vatandaşın da şu soruyu sorma hakkı doğmaz mı: Acaba ihaleyi alan şirkete, önceden, şartların değişeceği bildirildiği için mi bu kadar yüksek teklif verdi... O zaman bunun adı "İhaleye fesat karıştırmak" olmaz mı...

 

"Havuzu yaşatmaya, bağımsızı öldürmeye yemin etmiş devlet"

 

-Eğer bir ülkede, o ülkenin en büyük ikinci medya grubu, sadece bir şirketin katıldığı, yani ihalesiz bir biçimde, bir gruba veriliyorsa...

-Eğer o grubun başında, ülkenin en üst yöneticisinin bir yakını bulunuyorsa...

Ve kimse sesini çıkarmıyor, maliyesi, polisi, savcısı, gıkını çıkarmıyorsa...

* * *

-Eğer aynı ülkede, bir başka şirket, ihale yoluyla satışa çıkarılmış... 

-Eğer, bu ihaleye ülkenin en büyük 18 şirketi katılmış...

-Eğer, bu ihale televizyonda canlı yayında, ülkenin bütün vatandaşlarına açık biçimde yapılmışsa...

-Ve o ülkenin, tek kişilik ihaleye çıtını çıkarmayan, maliyesi, polisi, savcısı bu açık ihalenin üzerine insafsızca yükleniyorsa...

* * *

Bilin ki o ülkede, ne vicdan kalmıştır... Ne de hukuk...

* * *

 

"Bilin ki o ülkede ne vicdan kalmıştır... Ne de hukuk..."

 

-Eğer bir ülkede, başkalarının sindirilerek kaçırıldığı bir ihalede, geriye bırakılan tek kişi, gerekli parayı bulamayıp devlet bankalarına başvurmuş, kredinin büyük bölümünü devlet bankalarından alınan kıyak kredilerle sağlamışsa...

-Üstelik bu kredileri zamanında ödemeyi, durmadan ötelemişse...

-Bu medya şirketi daha sonra, devletten ihale alan şirketlerden toplanan şaibeli paralarla kirli bir havuza dönüştürülüp yeniden satılmışsa... 

Ülkenin maliyesi, polisi, savcısı buna çıt çıkarmamışsa...

-Eğer aynı ülkede, 18 şirketin katıldığı ihalede birinci gelen şirket, parayı peşin ödemiş...

Devlet bankalarından hiç kredi almamışsa... 

Buna rağmen ilk ihaleye çıtını çıkarmayan maliyesi, polisi, savcısı bu şirketin üzerine insafsızca, vicdansızca, hukuksuzca gidiyorsa...

* * *

Bilin ki o ülkede ne vicdan kalmıştır... Ne de hukuk...

* * *

Bunun anlamı da şudur:

İktidar yanlısı bir havuz hanedanına ait medya grubu devlet eliyle zorla yaşatılmaya çalışılırken...

Bağımsızlığını korumaya çalışan Doğan Medya Grubu, aynı devletin eliyle ortadan kaldırılmaya çalışılıyor demektir.

İlgili Haberler