Gündem

'Eronat'ın Aziz Nesin'in insanları provoke ettiğini söylemesi katliamı meşrulaştırıyor'

Akatlı, 2 Temmuz'daki anma töreninde AKP'lileri de beklediklerini söyedi

28 Nisan 2012 16:33

 

HÜLYA KARABAĞLI / Ankara

 
Zeynep Altıok Akatlı, Diyarbakır AKP Milletvekili Oya Eronat'ın TBMM Terörden Kaynaklanan Yaşam Hakkı İhlallerini Araştırma Komisyonu’nunda kendisine yönelttiği, "Keşke Aziz Nesin konuşmasaydı da babam ölmeseydi' dediniz mi'' sorusuna "Eronat'ın, Aziz Nesin'in dini duyguları rencide ettiği için hassas insanları provoke ettiğini söylemesi, sebep ne olursa olsun aklanamayacak bir katliamı meşrulaştırmaktır" diyerek yanıt verdi.
 
Altıok, TBMM komisyonunda AKP'lilerin "yanınızdayız" söylemlerinin sözde kalmasını istemediğini vurguladı ve "2 Temmuz'da yanımızda olduklarını sözlerden mevcudiyete geçirerek bize hissettirsinler" dedi.
 
TBMM Terörden Kaynaklanan Yaşam Hakkı İhlalerini İnceleme Komisyonu'nda, üniversiteye hazırlanan oğlunu teröre kurban veren AKP Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat'ın, "Hiç Aziz Nesin konuşmasıydı da babam öymesiydi dediniz mi" sorusuyla karşılaşan Zeynep Altıok Akatlı T24'e konuştu:
 

'Böyle bir sorgulama aklıma gelmemişti'

 
Komisyonun 25 Nisan toplantısında AKP'lilerin kendisine yönelik sorularla izledikleri tutumu, "sorgulama" diye nitelendiren Altıok, "Sivas katliamını anlatmak üzere davet edildiğimde doğrusu aklıma böylesi bir sorgulama ile karşılaşacağım gelmemişti. Toplantıda hazır bulunan vekillerin fikirlerine şaşırmadım ama anlattıklarıma verilen yanıtlara ve bana sorulan sorulara şaşırmadım diyemem" dedi.
 
Zeynep Altıok Akatlı, tartışmaların odağındaki isim AKP'li Oya Eronat'ın T24'e değerlendirmesinde AKP'ye yönelik suçlamada bulunduğu ididasının yanlış anlamadan kaynaklandığına dikkat çekti.
 
Akatlı şunları söyledi:
 
"Konuşmamda AKP'yi suçlamadım ve 'şeriat isteyen bir grup' gibi bir ifadem de olmadı. Meclis'te Sivas katliamının ardından yaşanan hukuk sürecini kısaca anlattım ve 19 yıllık dava sürecinde karşılaştığımız haksızlıklara dikkat çekerek düşüncelerimi aktardım. Bu sürecin son noktasında firari sanıkların zaman aşımından faydalanmış olmaları ile ilgili isyanımı dile getirdim ve bu durum sonrasında katliamın ve insanlık suçlarında zaman aşımı konusunun siyasi partiler arası çekişmelere malzeme edilmesinden duyduğum rahatsızlığı dile getirdim.
 
Mahkemenin zaman aşımı kararının hemen sonrasında hükümet sözcüsü, açıklamasında, dönemin iktidar ortağı 'SHP'nin ihmali olduğu ve CHP'nin sorumluluğu vurgulanmıştı.  Ben de bu bakış açısından yola  çıkılırsa; AKP'nin de dönemin RP'sinin devamı olarak görülebileceğini belirterek siyasilerin sorumluluğunun katliamın gerçek faillerinin bulunması ve kim olursa olsun yargılanması olduğuna dikkat çektim.
 

'Objektif olmamakla suçlandım'

 
Ancak bu sözlerim başta AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner olmak üzere, vekiller tarafından rahatsızlık verici bulundu. Politik görüşlerimi aktarmakla ve objektif olmamakla suçlandım. Başta dönemin Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu olmak üzere birçok belgeyle ilgili hakkında suçlamalar mevcut olan kişilerin sorgulanmadığını belirttiğim için suçsuz insanları töhmet altında bıraktığım söylendi.
 
Eğer benim görüşlerimin kıymeti olmasaydı, bu komisyona olayın hukuki boyutunu benden daha hâkim olarak aktarabilecek avukatlarımız çağırılırdı. İfade özgürlüğü olan bir çatı altında bu davayı birebir yaşamış bir kişi olarak izlenimlerimi ve görüşlerimi aktarmak üzere çağırıldıysam bundan rahatsızlık duyulması ya da karşı argüman üretilmesi çok anlamlı değil. Bir vekilin RP'nin devamı değiliz deyip Karamollaoğlu'nu savunmasını ya da olayı gericiler yapmadı kadar net bir hükme varıp bunu dile getirmesini yadırgıyorum. O mevkide oturan bir kişinin doğru işlememiş bir yargı sürecine rağmen bu kadar net kanaatleri olması ve aksi şüpheler taşıyan bir mağdura itiraz etmesi beni şaşırttı.
 

'AKP'ye önyargılı değilim'

 
Mehmet Metiner beni AKP'ye karşı ön yargılı olmakla ve bir partiye yakın olmakla itham etti. Bu doğru değil. Eğer kastettiği gibi bir partiye yakın olsaydım sanırım komisyonda o partinin vekillerinden hiç değilse bir temsilci bulunurdu. Ben tüm süreçte tüm partilere eşit mesafeden bakıyorum. Doğrudur, iktidar ve iktidar ortağı partilerin mensuplarının ihmalleri araştırılmalı belgelenmeli ve yargıya taşınmalıdır. Babamın ölümüne sebep olan bir ihmalin hangi parti mensubu olursa olsun cezalanmasını isterim. Aksi nasıl düşünülebilir? Ben altını çizerek siyasi partiler arası çekişmelerin davaya zarar vereceğini söyledim. Bu kadar net.
 

'Olanlar kayıtlı, tarih silinemez'

 
Komisyon Başkanı AKP Amasya Milletvekili Naci Bostancı ise 'adalet sisteminin işlemediğini' söylediğim zaman bunun doğru olmadığını, hüküm giymiş sanıklar bulunduğunu aktardı. Doğrudur, ancak eylemciler dışında olayı örgütleyen, azmettirenlerin ve saatler boyunca müdahale etmeyen devlet yetkililerinin araştırılmadığı nettir. Bu konuda hemfikir olduğumuzu düşünüyorum. 15 bin kişilik şeriat isteyen kalkışmacı bir güruhun içinden yargıya intikal eden "eylemci"sayısı 150 kişidir ve bunların içinden ceza alan bir avuç insanla bu dava kapatılamaz. Bu olayın iki boyutu vardır. Cumhuriyeti yıkmak üzere örgütlenen şeriatçı kitle ve bu kitlenin güçlenmesine, eyleme geçmesine, istediğini almasına göz yuman bundan çıkar bekleyen yöneticiler. Bu bir takım tutma meselesi değildir. Odağı birine vererek sonuçları yok sayılamaz. Tarih silinemez. Olanlar kayıtlı.
 

'Aziz Nesin'i suçlamak katliamı meşrulaştırmaktır'

 
Oya Eronat'ın Aziz Nesin'in dini duyguları rencide ettiği için hassas insanları provoke ettiğini söylemesi sebep ne olursa olsun aklanamayacak bir katliamı meşrulaştırmaktır. Ben bu yersiz soruya olanca samimiyetimle yanıt vermeye çalıştım. Üstelik şenlikte yapılan konuşmanın ne içerigi bu ne de dinleyiciler tahrik olan gruptan. Aylar öncesinden hedef gösterme var. Kaldı ki kışkırtan Aziz Nesin bile olsa (!) devletin görevi nettir.
 

'AKP'lileri 2 Temmuz'daki anmaya bekliyoruz'

 
Oya Eronat, 'Siyasileri yanımızda görmüyoruz' sözlerime üzüldüğünü ve yanımızda olduğunu aktardıysa da ben bunun sözde kalmamasını temenni ediyorum. Umarım bugüne kadar mahkeme salonlarında, anma günlerinde, gaz bombası solurken yanımızda görmediğimiz bu vekillerimiz 2 Temmuz'da yanımızda olduklarını sözlerden mevcudiyete geçirerek bize hissettirirler.
 

'Naci Bostancı'ya katılmamak mümkün değil'

 
Toplantının en güzel mesajnın komisyon başkanı Naci Bostancı tarafından verildiğini düşünüyorum. Kendisi "cemaat değil, cemiyet olmak istiyoruz" dedi. Katılmamak mümkün değil. Dindar ve kindar perspektiften uzaklaşarak hoşgörü ve karşılıklı saygı ekseninde buluşabililen bir toplum bence de hepimizin hayali."

İlgili Haberler