- Hülya Karabağlı
ANKARA
TBMM Terörden Kaynaklanan Yaşam Hakkı İhlallerini Araştırma Komisyonu’nda Sivas katliamında öldürülen 35 kişinin içindeki isimlerden şair Metin Altıok'un kızı Zeynep Altıok Akatlı, AKP milletvekillerinin tartışma çıkaran yorum ve sorularıyla karşılaştı. AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, Altıok’a, “Lütfen Sivas katliamını 'şeriatçı kalkışma' olarak adlandırmayın. Yargılanmayanlara ‘suçlu’ diyemeyiz” dedi. Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat'ın “Hiç Aziz Nesin’i kendi kafanızda sorguladınız mı? 'Keşke Aziz Nesin konuşmasaydı da babam ölmeseydi' dediniz mi'' sözleri dikkat çekti. Komisyon Başkanı Naci Bostancı, “Adaletin hiçbir şekilde tecelli etmediği doğru değil. Bir yargılama olmuş ve ceza alanlar var” değerlendirmesi yapınca Zeynep Altıok Akatlı, “Bence siz de kendi adınıza bu kadar emin olmamalısınız. Burada birisini savunuyor olmamalısınız. Burada adaletin tecelli ettiğini söyleyebilir misiniz” karşılığını verdi. Mehmet Metiner'in Akatlı'ya cevabı “Niçin bize karşı bu kadar önyargılısınız. Çok politik önyargılarla konuşuyorsunuz” oldu.
AKP Amasya Milletvekili Naci Bostancı başkanlığındaki komisyon, 3 Temmuz 1993’te Madımak Oteli katliamının kurbanlarından şair Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok Akatlı’yı dinledi. Akatlı, insanlığa karşı işlenen suçlarda zamanaşımı olmayacağına ilişkin hükmün yeni Anayasa’da da yer almasını istedi .
‘Devlet görevlisi olup seyirci kalanlara soruşturma bile açılmadı’
Zeynep Altıok Akatlı, komisyonda özetle şunları söyledi:
“Bir tam gün Ortaçağ karanlığını yaşadık. Bu olay çok net şekilde şeriatçı kalkışmadır. ‘Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak’ diyen bir siyasi ideolojiden söz ediyoruz. Uzun dava süreci sonunda 33 idam ve 5-10 yıl arasında hapis cezası verildi. Zaten idam cezası, hepimiz de öyle kabul ederiz ve isteriz ki, uygulanmasın, uygulanmıyor. Örgütleyen, azmettiren veya devlet görevlisi olup tanıklık eden, seyirci kalan güvenlik görevlileri, yetkililerle ilgili soruşturma dahi yapılmadı. İnterpol tarafından aranan kişiler yasadışı yürüyüşten talep edildiği için iade edilmediler.''
‘CHP SHP'nin, AKP RP’nin devamı'
''Hükümet Sözcüsü, ‘O dönem SHP iktidardaydı, CHP de onların devamı’ diyor. O zamanki SHP yetkilileri de sorgulanmalıdır, ama bununla birlikte RP’nin devamı da AKP’dir. Sivas sanıklarının avukatlarından 8’i AKP’de milletvekili, ikisi eski bakan, 26’sının AKP’de çeşitli görevlerde bulunduğunu biliyoruz. Dava sürecinde aranan insanlar evlendi, ehliyet aldı, askerlik yaptı. Eli kanlı insanlar serbest dolaşmamalı. Madımak Oteli’nin böyle tuhaf bir kültür merkezi olmasını biz mağdur aileleri olarak istemiyoruz. Orada saldırganlardan ikisinin isminin yakınlarımızla aynı yerde olmasını bize dönük bir alay ve aşağılama olarak görüyoruz. Auschwitz kampında katliamı yapan SS subaylarıyla kurbanların adlarını yan yana yazmak gibi.”
Altıok’un değerlendirmeleri komisyonun AKP’li üyelerinin yorumlarına da yansıyan bir rahatsızlığa neden oldu. Komisyona davet edilen Altıok'un sözleri üzerine yaşanan diyalog özetle şöyle:
Naci Bostancı (Komisyon Başkanı): Olay çıplak biçimde ortaya konmamıştır. Yargılaması adil bir şekilde yapılmamış, bütün illiyet bağlarıyla ortaya çıkarılamamıştır. Türkiye’nin yakın tarih iktidar ilişkileri bakımından gayet karanlık bir tarihtir. Türkiye’de öteden beri bir şeriat tehlikesinden bahsedilir, ancak bunların hiçbir zaman siyasi güç haline gelmesi, bir iktidar durumuna ulaşmaları mümkün olmamıştır. Bunların çok marjinal gruplar olduğu kanaatindeyim.
'Lütfen 'şeriatçı kalkışma' olarak adlandırmayın'
Mehmet Metiner: Bu bir insanlık suçudur, ''Allahuekber'' nidalarıyla yapılsa da insanlık suçudur. AK Parti’yi RP’nin devamı olarak algılamak politik bir okumadır. Bırakın onu siyasiler kendi aralarında yapsın. Bu cumhuriyeti , devleti yıkma suçu olarak görmek ve göstermek doğru değil. Yargılanmamış insanları peşinen suçlu ilan edemeyiz. Böyle gidersek bu bir aşiret mantığına dönüşür. Bu bir cumhuriyeti yıkma suçu değildir. Mağdurlar bu tip politik okumalar üzerinden bu davanın takipçileri olmamalıdır. Lütfen Sivas katliamını şeriatçı kalkışma olarak adlandırmayın.
Zeynep Altıok: Bence siz de kendi adınıza bu kadar emin olmamalısınız. Burada birisini savunuyor olmamalısınız. Burada adaletin tecelli ettiğini söyleyebilir misiniz?
Naci Bostancı: Adaletin hiçbir şekilde tecelli etmediği doğru değil. Bir yargılama olmuş ve ceza alanlar var.
Mehmet Metiner: Niçin bize karşı bu kadar önyargılısınız. Çok politik önyargılarla konuşuyorsunuz.
'Hiç, Nesin konuşmasaydı da babam ölmeseydi, dediniz mi?'
Oya Eronat: Hiç Aziz Nesin’i kendi kafanızda sorguladınız mı? Acaba o da böyle yapmasaydı keşke diye düşündünüz mü? Çünkü birçok insan için din hassas bir konudur. Bu hassas duyguların kaşınmaması gerekir. Tabii bir katliamın gerekçesi olamaz, ama keşke Aziz Nesin konuşmasaydı da babam ölmeseydi dediniz mi?
Zeynep Altıok: Aziz Nesin bu toplumun saygın insanlarından biridir. Ben o gün de her bireyin görüşlerini serbestçe dile getirmesinden yanaydım. Provokasyon her zaman, her yerde vardır, ama provoke olup adam öldüremezsiniz. Aziz Nesin kendini ifade etmiştir. En azılı provoke olmuş katilin bile suçu kabul edilmemeli. ‘Keşke Aziz Nesin bunları söylemeseydi, bunlar yaşanmasaydı...’ Bunlar ütopik, romantik şeyler.
Oya Eronat: Her gerçeği her yerde söylemek demokrasi midir, yoksa dejenerasyon mudur? Herkes birbirine saygı gösterecek, anlamaya çalışacak.
Zeynep Altıok: Nesilleri kindarlık değil, hoşgörü ekseninde yetiştirmeyi kastediyorsak zaten hepimiz hemfikiriz.