Medya

Cumhuriyet yazarı Bursalı: Cumhuriyet Vakfı heyeti, “gazetenin patronu” gibi davranmamalı

"İşleyişte vakıf yönetimi, çalışanları tepeden kararlarla istediği gibi çıkarabilecek, yerlerine yenilerini alabilecek, tüm çalışanları bir “işçi gibi” görecek yetki ve sorumlulukta görüyorsa, o zaman patronsuz gazete söylemi yanlıştır"

05 Aralık 2021 10:19

Cumhuriyet gazetesi yazarı Orhan Bursalı, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği'nden Aykut Küçükkaya'nın istifası ve 8 gazetecinin işten çıkarılması sürecini köşesine taşıdı. Cumhuriyet Vakfı yönetimini eleştiren Bursalı, "Vakıf heyeti, “gazetenin patronu” gibi davranmamalı. O zaman çalışanlar da “işçi” gibi davranır. Patronluk, yaşadığımız sorunları ortaya çıkarıyor. Her türlü hırs ve geçmişten, bu yapılanmadan edinilen davranış terk edilmeli ve gazete için bütünleşmeliyiz." değerlendirmesini yaptı. 

Bursalı yazısında, "Yönetimce çok sık dile getirilen bir cümle var: Cumhuriyet patronsuz bir gazetedir, patronu okurlarıdır.  Vakıf heyeti, “gazetenin patronu” gibi davranmamalı. O zaman çalışanlar da “işçi” gibi davranır. Patronluk, yaşadığımız sorunları ortaya çıkarıyor. Her türlü hırs ve geçmişten, bu yapılanmadan edinilen davranış terk edilmeli ve gazete için bütünleşmeliyiz.  İşleyişte vakıf yönetimi, çalışanları tepeden kararlarla istediği gibi çıkarabilecek, yerlerine yenilerini alabilecek, tüm çalışanları bir “işçi gibi” görecek yetki ve sorumlulukta görüyorsa, o zaman patronsuz gazete söylemi yanlıştır." düşüncesini dile getirdi.

Bursalı şu ifadeleri kullandı: 

"12 vakıf üyesi içinde, başkanı saymazsak, Cumhuriyet yazıişleri ve çalışanlarından kimse yok, sadece dört yazar var: Işık Kansu, Ali Sirmen, Mustafa Balbay ve Şükran Soner. Son toplantıda alınan görevden alma ve işe son verme kararlarında Sirmen ve Soner ile vakıfta bulunan üç üyenin imzası yoktur.

Vakıf dışında bir “ara kurul” var: Yayın Kurulu. Bu kurul, daha çok vakıfta alınan kararların tebliğ edildiği, şüphesiz ki durum hakkında da sözlü olarak bilgilendirildiği ve görüşlerin dile getirildiği bir yerdir. Ama genellikle karar alma gücü ve yetkisi belirsizdir, ama genel yayın yönetmeninin yolunu açıcı olmalı, bir de gerekirse sorun çözücü olmalı. 

Yayın kurulu mesela vakfın aldığı kararları tartışamamıştır bile. Tabii bir de şirket var, ama orası da vakıf başkanının belirlediği bir yönetime sahiptir. Burası da değişmeli.

Özetlersem, vakıf yönetimi bu yapıdan kurtulmalı, çalışanlarla bütünleşmeli, kurullar yeniden yapılanmalı. Çalışanlar sorumlulukları paylaşmalı. Cumhuriyet, demokratik yapılanmalı ve demokratik kamuoyunu da ayrımsız, amasız, çekincesiz kucaklamalı."

Ne olmuştu?

4 ay önce iş sözleşmesi imzalanması döneminde Küçükkaya ve Cumhuriyet Vakfı arasında gerilim yaşanmış, Cumhuriyet gazetesi Küçükkaya'nın istifasını kabul etmemişti. 

Cumhuriyet gazetesinin Türkiye Gazeteciler Sendikası ile 18 yıl sonra yaptığı toplu sözleşmenin ardından, 8 sendikalı gazeteci işten çıkarılmış; Küçükkaya meslektaşlarına destek vermişti. 

Gelişmelerin ardından genel yayın yönetmenliğinden yayın baş danışmanlığına alınan Küçükkaya yeni görevlendirmeyi kabul etmediğini belirterek gazeteden istifa ettiğini duyurdu.

TIKLAYIN | Cumhuriyet gazetesinde yönetim değişikliği

TIKLAYIN | Cumhuriyet gazetesinde 8 gazeteci işten çıkarıldı

TIKLAYIN | Cumhuriyet'te sendika kavgası; Aykut Küçükkaya Genel Yayın Yönetmenliği'nden istifa etti

TIKLAYIN | Cumhuriyet gazetesi yayın baş danışmanlığına atanan Küçükkaya: Genel Yayın Yönetmenliği'nden ve gazetemden istifa ediyorum