Politika

CHP'li Tanrıkulu: Can Dündar'a ceza veren heyet, farklı ağır ceza mahkemelerinde Demirtaş'a ve Kaftancıoğlu'na da ceza verdi; bu heyet gezici ve operasyoneldir

23 Aralık 2020 17:33

T24 Haber Merkezi

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, MİT TIR'ları davasında yargılanan gazeteci Can Dündar'a 27 yıl 6 ay hapis cezası verilmesine ilişkin olarak, "Kararın veriliş biçimine değinmek istiyorum. 14. Ağır Ceza Mahkemesi daha önce 26. Ağır Ceza Mahkemesi olarak Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder'e ceza veren heyetti. Bu heyet daha sonra 37. Ağır Ceza Mahkemesi'ne atandı Çağlayan Adliyesi'nde. Canan Kaftancıoğlu davası, Sözcü davası, Barış Akademisyenleri davalarını gördü ve ağır cezalar verdi. Sonra 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne atandı geçen yıl. Onda da Hrant Dink, Enis Berberoğlu, Can Dündar davası görülüyordu. Duruşma 28 Şubat 2021'e ertelendiği halde duruşma tarihini öne çekti ve bugün avukatların katılmadığı bu davada adil yargılama ilkelerine aykırı bir biçimde karar verdi. Bu mahkeme gezici cezalandırıcı heyettir ve operasyonel amaçla kullanılmaktadır. Yargı tarihinde örneği yoktur" dedi. 

TBMM'de basın toplantısı düzenleyen Tanrıkulu, MİT TIR'ları davasında yargılanan gazeteci Can Dündar'ın hapis cezası almasına ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Selahattin Demirtaş kararına ilişkin açıklamalarda bulundu. 

TIKLAYIN - MİT TIR'ları davasında karar: Can Dündar'a 27 yıl 6 ay hapis cezası verildi

Gazeteci Can Dündar'ın hapis cezası almasına tepki gösteren Tanrıkulu, "14. Ağır Ceza Mahkemesi daha önce 26. Ağır Ceza Mahkemesi olarak Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder'e ceza veren heyetti. Bu heyet daha sonra 37. Ağır Ceza Mahkemesi'ne atandı. Canan Kaftancıoğlu, Sözcü, Barış Akademisyenleri davalarını gördü ve ağır cezalar verdi. Sonra 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne atandı geçen yıl. Onda da Hrant Dink, Enis Berberoğlu, Can Dündar davası görülüyordu. Can Dündar davasında da olağanüstü işler yaptı atandıktan sonra. Duruşma 28 Şubat 2021'e ertelendiği halde duruşma tarihini öne çekti ve bugün avukatların katılmadığı bu davada adil yargılama ilkelerine aykırı bir biçimde karar verdi. Bu mahkeme gezici cezalandırıcı heyettir ve operasyonel amaçla kullanılmaktadır. Yargı tarihinde bir heyetin aynı adliye binasında 26., 37. ve 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne atanmasının örneği yoktur. Adalet Bakanı da buna cevap vermemiştir. Bu karar da siyasi nedenlerle alınan bir karardır. 

"Danışmanları Erdoğan'ı yanlış yönlendiriyor"

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin "Demirtaş'ın derhal serbest bırakılması" yönündeki kararının ardından yaptığı açıklamayı hatırlatan Tanrıkulu, "Erdoğan'ın sözleri hukuki bağlamından uzaktır. Danışmanları kendisini yanlış yönlendiriyor. Eğer gerçek anlamda insan hakları hukukçularından görüş almış olsaydı, bugün kendisini uluslararası muhataplarının yanında zor durumda bırakacak konuşmayı yapmazdı" dedi.

Tanrıkulu şu ifadeleri kullandı:

Mahkeme, bu tutuklanmanın siyasi olduğu ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 18. maddesinin ihlal edildiği tespitini yapmıştır. Ayrıca Demirtaş'ın seçme ve seçilme hakkı ile ifade özgürlüğünün ihlal edildiği belirtmiştir.

"AİHM kararı bağlayıcıdır ve yerine getirilmek zorundadır"

Sözleşmenin 18. Maddesi: Bu madde sözleşmeye taraf olan devletler bakımından bir sabıka kaydıdır. Türkiye'nin 30 yıllık AİHM tarihinde ilk defa Demirtaş ile ilgili davada bu karar çıktı. Mahkeme, hükümetin yargı organlarını kullanarak bir siyasi muhalifi cezaevinde tuttuğunu ve siyasetten dışladığını karara bağlamıştır. Bu çok ağır bir karardır. Faili meçhul ve köy boşaltmalar döneminde bile AİHM 18. madde ihlalinden karar vermemiştir. İlk defa bu maddeden ihlal kararı Demirtaş dosyasında verildi. Bunun sonuçları ağırdır.

Sözleşmenin 46. maddesi uyarınca da mahkeme kararları taraf devletler bakımından tartışmasız biçimde bağlayıcıdır ve yerine getirilmesi zorunludur. Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca da hükümet, devlet yargı organları bu kararı yerine getirmek zorundadır. 

Sayın Erdoğan'ın ifade ettiği gibi iç hukuk tüketilmemiştir. Tartışılması bir tarafa Türkiye'nin uluslararası yükümlülükleri derhal yerine getirilmesi yönündedir. Erdoğan'ın sözleri hukuki bağlamdan uzaktır. Danışmanları kimse bu konuda da yanlış yönlendiriliyor. "

TIKLAYIN - Erdoğan'dan AİHM’in Demirtaş kararına tepki: Çifte standarttır, ikiyüzlülüktür

TIKLAYIN - AİHM Büyük Daire, Demirtaş’ın derhal tahliye edilmesi gerektiğine hükmetti: Tutukluluğu siyasi nedenlere dayanıyor