Gündem

Cesedi 18 gün sonra bulunmuştu, Rojin, kaybolduğu gün ölmüş ve bulunduğu tarihe kadar suda kalmış

"Elde edilen bulgular dikkate alındığında, cinsel dokunulmazlığının ihlal edildiğine dair tıbbi delil bulunmadığı tespit edilmiştir"

17 Aralık 2024 14:08

Güncelleme: 17 Aralık 2024 14:14

Van'da kaybolduktan 18 gün sonra cesedi bulunan üniversite öğrencisi 21 yaşındaki Rojin Kabaiş ile ilgili suda kalma süresi ve ölüm zamanına ilişkin istenen ek rapor ortaya çıktı. Raporda Rojin’in kaybolduğu gün öldüğü ve o günden, bulunduğu tarihe kadar suda kaldığının oy birliğiyle mütalaa edildiği belirtildi.

Van'da kaldığı yurttan 27 Eylül'de çıkan ve bir daha haber alınamayan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1. sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş'in cesedi, 15 Ekim'de 60 yaşındaki Mehmet Emin Ankay tarafından kırsal Mollakasım Mahallesi'nde bulundu. Otopsi sonucuna göre genç kızın ölümü nedeninin suda boğulma olduğu belirtildi. Rojin'in ölümü ile ilgili soruşturma sürerken, baba Nizamettin Kabaiş, yaptığı açıklamalarda kızının intihar ettiğini düşünmediğini söyledi. Ayrıca kızına ait eşyaları yurttan alıp, evine getiren Nizamettin Kabaiş, salona serdiği eşyaları görüntüleyip, Rojin'in kendisine zarar vermeyeceğini söyledi.

"Elde edilen erkek DNA'ları biyolojik örnek olması halinde karşılaştırılabilir"

Van Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Rojin Kabaiş’in suda kalma süresi ve ölüm zamanına ilişkin olarak ek rapor düzenlenmesi talebi üzerine 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu rapor hazırladı. Raporda, daha önceki adli ve tıbbi belgelere değinilerek, “Maktulden alındığı bildirilen 5 adet tırnak örneği ile 79 adet eküvyon örneğinin yapılan incelemelerinde;

1- 46 adet eküvyon DNA çalışmalarına cevap vermedi

2- 10 adet eküvyondan mükayese elverişli DNA profili elde edilmedi.

3- 5 adet tırnak örneği ile 21 adet eküvyondan maktulün DNA'sı ile uyumlu kadın cinsiyetli DNA profili tespit edildi.

4- 2 adet eküvyondan maktulün DNA'sı ile bir arada erkek cinsiyetinde farklı DNA tiplemeleri elde edilmiştir. Elde edilen bu farklı DNA tiplemeleri ile ilgili ön inceleme çalışmaları sonucu örneklerde şüpheli bir bulgu tespit edilmemiştir. Dolayısıyla öncelikle bulaş (kontaminasyon) olma ihtimalinin bertaraf edilmesi gerektiği düşünülmüş olup bu kapsamda

a. Kurumumuz tarafından maktulün otopsi mahalline sevkinden itibaren bulaş riskine yönelik iş basamakları taranmış. DNA mukayeseleri gerçekleştirilmiş ve Adli Tıp Kurumu yönünden bulaş riski bertaraf edilmiştir.

b. Maktulün bulunduğu yerden otopsi mahalline sevki sırasında meydana gelmiş olabilecek bulaş riski elimizde ilgili şahıslara ait biyolojik örnek ve kayıtlar olmadığından bertaraf edilememiştir.

c. b fıkrasındaki kontaminasyon ihtimali bertaraf edildikten sonra elde edilen farklı DNA tiplemelerinin şüpheli veya şüphelilere ait olabilme ihtimali bulunmaktadır. Bu doğrultuda şüpheli şahıs veya şahıslara ait biyolojik örneklerin gönderilmesi halinde mukayese yapılabilecektir” şeklinde kayıtlıdır” denildi.

"Tıbben değerlendirme yapılamıyor"

Raporun sonuç bölümünde ise şu ifadelere yer verildi;

“Kişinin ölüm nedeni ve sorulan diğer hususlarla ilgili otopsi raporu ve otopsiye ait fotoğraflar ile birlikte tüm geçmiş tıbbi kayıtları, olay yeri inceleme raporu ve ifadeleri de içerir tüm adli tahkikat dosyası gönderilerek (İstanbul) Adli Tıp Kurumu Adli Tıp Birinci İhtisas Kurulundan görüş alınmasının uygun olduğu kanaatini bildirir rapordur" şeklinde kayıtlıdır.

SONUÇ: 15/10/2024 tarihinde Van ili Tuşba ilçesi Mollakasım köyündeki sahil kenarında ölü olarak bulunduğu bildirilen Nizamettin ve Aygül kızı, 20/03/2003 doğumlu Rojin Kabaiş hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgeler ile otopsi raporunda bulunan veriler değerlendirildiğinde;

1. Otopsisinde dış muayenede çürüme nedeniyle ayrıntılı travmatik değişim analizi yapılamamakla birlikte cilt bütünlüğünün korunmuş olduğu, kafa göğüs ve batın boşluğuna nafiz olacak herhangi bir yaralanma tespit edilmediği, iç muayenede kafatasında kırık, kafa içi kanama, beyin doku harabiyeti, beyin kanaması, iç organ ve büyük damar lezyonu tespit edilmediğine göre;

Mevcut verilerle kişinin travmatik bir tesirle öldüğünün tıbbi delilleri bulunmadığı,

2. Otopsisinde alınan doku örneklerinin Kimya İhtisas Dairesinde yapılan tetkikinde tespit edilen alkol düzeyinin tek başına ölüm meydana getirebilecek düzeyde olmadığı çürüme nedeniyle oluştuğu, tespit edilen Ornidazol'ün enfeksiyon tedavisinde kullanılan ilaç etken maddesi olduğu, tespit edilen Roküronyum'un kişiye 11/09/2024 tarihinde yapılan ameliyat esnasında verilen anestezik madde olduğu ve 2 (iki) ay süreyle vücutta tespit edilebileceğinin tıbben bilindiği, aranan toksik maddelerin bulunmadığı dikkate alındığında; mevcut verilerle kişinin zehirlenerek öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı,

3. Elde edilen bulgular dikkate alındığında, cinsel dokunulmazlığının ihlal edildiğine dair tıbbi delil bulunmadığı,

4. Adli dosyada kayıtlı bilgilerde; kişinin 27/09/2024 tarihinde kaybolduğu, 15/10/2024 tarihinde Van Gölü sahilinde ölü olarak bulunduğu, ölümüne neden olabilecek travmatik değişim ve toksik madde bulunmadığı, iç organlarda tespit edilen makroskopik bulgular ile iç organların histopatolojik tetkikinden elde edilen bulgular, bulunduğu ortam, bulunuş şekli, olay yeri inceleme bulguları dikkate alındığında; kişinin ölümünün suda boğulma sonucu meydana gelmiş olduğunun kabulü gerektiği ancak suda boğulma olayının intihar mı, kazara mı veya bir başkası ya da başkalarının etkisiyle mi gerçekleştirildiği hususunda tıbben değerlendirme yapılamadığı, bu hususların adli tahkikatla aydınlatılması gerektiği oy birliği ile mütalaa olunur.’ şeklinde kayıtlıdır.”

Kaybolduğu gün ölmüş

Raporun sonuç bölümünde de, “Rojin Kabaiş hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgeler ile otopsi raporunda bulunan veriler değerlendirildiğinde; adli dosyada kayıtlı bilgiler, cesedin bulunduğu ortam, bulunuş şekli, olay yeri inceleme bulguları, otopsisinde tespit edilen bulgular, olay yeri ve otopsi fotoğraflarının kurumumuzca yapılan incelemesinden elde edilen bulgular dikkate alındığında; kişinin ölümünün kaybolduğu tarih olan 27.09.2024 tarihinde meydana gelmiş olabileceği ve bu süreç içerisinde su içerisinde kalmış olabileceği oy birliğiyle mütalaa olunur” ifadeleri yer aldı. (DHA)

 


CERN evrene dair neyi anlamamızı sağladı? | Prof. Dr. Sertaç Öztürk anlatıyor…


Günün öne çıkan haberleri...

TIKLAYIN - Hasan Cemal | Ankara'nın nihai bir oyun planı, bir "end game"i mi var mı?..

TIKLAYIN - Tolga Şardan | Mal varlığını açıklayamayan ünlü Savcı Bato’ya verilen hapis cezası ve İstanbul Emniyeti’ndeki tayinler

TIKLAYIN - Spor yazarları, Galatasaray-Trabzonspor karşılaşmasını yorumladı: Hikâyesi ve kahramanı bol bir maç

TIKLAYIN - Borsacı Nihat Özçelik tutuklandı

TIKLAYIN - Müge Anlı’ya yansıyan olay 4 yıl sonra karara bağlandı: AYM, “emniyette işkence” iddiasında polislerin yeniden soruşturulmasını istedi

TIKLAYIN - Ertuğrul Özkök: Türk sanat sosyetesinin en büyük galasından geriye kalan 2 görüntü

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir