Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Süleyman Şah operasyonunun hükümetin kararlılığı ve TSK'ya verilen görevin başarılı sonuçlandığı için sevinçli olduğunu söyledi.
Bursa'da konuşan Arınç, şunları söyledi:
"Olay hepimizi gururlandıracak bir olaydır. Başarı ile tamamlanmıştır ama ne var ki sorumsuz, sadece muhalefet yaptığı zanneden birileri toprak kaybettiğimiz söyleyebilirler. Bizde bunları doğrusu düşündük. Türkiye'deki muhalefetin kalitesi az çok belli olduğu için böyle bir operasyondan sonra acaba ne söylerler? İç politikada ne yaparlar diye de endişe etmiştik. Çok şükür operasyonun her anı Türkiye Devleti'nin izzetini, azametini, varlığını, egemenliğini ortaya koyacak biçimde yapılmıştır. Bir defa toprak kaybetmedik."
Merkez Yıldırım İlçe Belediyesi'nin araç filo teslimi ve 3 bin amatör sporcuya malzeme dağıtım törenine katılan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, tören öncesi Süleyman Şah Operasyonu ile ilgili değerlendirmede bulundu. Operasyonla ilgili bir gelişmenin yaşanacağını daha önce bildiğini anlatan Arınç, "Çünkü takriben her hafta yaptığımız güvenlik toplantısında Süleyman Şah Saygı Karakolu'nun geçici olarak nakledilmesi konusu gündemimizdeydi. Hükümetimizin kararlılığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne verilen görev başarıyla sonuçlanmıştır. Bundan dolayı sevinçliyim" diye konuştu.
Konuşmasında, Süleyman Şah Türbesi'nin önemine değinen Arınç, "Suriye'de feci olaylar yaşanıyor. Bir taraftan rejimin kendi halkına yönelttiği silahlarda bir kaç yüz bin kişi hayatını kaybetti. Şehirler tahrip edildi. Bir taraftan da aşırı unsurlar Suriye'de maalesef hayatiyet kazandılar. Onların eylemlerine de sahne oluyor. Irak ve Suriye topraklarında faaliyet gösteren, acımasız eylemler yapan bir takım radikal unsurlar ki başta DAİŞ olmak üzere pek çoğunun isimlerini sayabiliriz, insanları vahşice katlediyorlar. Savaş açıyorlar, acılar yaşatıyorlar."
"Tehditler ciddiyet kazanınca, Türkiye bir şeylerler yapmak zorundaydı"
Musul'daki 46 konsolosluk görevlilerinin MİT ve yerel unsurların yardımıyla kurtarıldığını hatırlatan Arınç, İŞİD kuşatması altında bulunan Süleyman Şah Saygı Karakolu'na yönelik tehditlerin arttığını da bildiklerini belirtip, "Bu tehditler ciddiyet kazanınca elbette Türkiye bir şeyler yapmak zorundaydı. Bulunabilen yöntem şu oldu. Yine Suriye topraklarında kalmak üzere geçici olarak Süleyman Şah Türbesi'ndeki nakli kubur yoluyla yani nakledilmesi yönüyle yine Suriye toprakları içerisinde ama Türkiye sınırına çok yakın bir yere nakledilecekti. Bütün bunlar yapılırken, bütün incelikler, detaylar da dikkate alındı. Çok ince bir planlama yapıldı" dedi.
Hükümetin direktiflerini ve talimatlarını başarıyla uygulayan Türk Silahlı Kuvvetleri ve Genel Kurmay Başka başta olmak üzere herkesi tebrik eden Arınç, "Milletim adına kendilerine bir teşekkür borcumuz var." dedi. Operasyon sırasında, kaza soncu başçavuş olduğunu bildiğini söylediği bir askerimin hayatını kaybettiğini belirten Arınç, şehide Allah'tan rahmet diledi. "Dikkat edilecek konu şudur" diyen Arınç, "Bir, bir nakli kubur geçici olarak yapılıyor. Anlaşma gereğince bunun Suriye toprakları içerisinde olması gerekiyordu. Bize ait bir topraktır. Ona yapılacak bir tecavüz bize yapılacak bir tecavüz olurdu. Buna anında karşılık vermek zorundaydık. Süleyman Şah Saygı Karakolu'na korumak ve kollamak üzere her Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığım gibi en son Ekim ayında sorulduğu için söylüyorum. Hava Kuvvetlerimiz, helikopterlerimiz, kara unsurlarımız, tanklarımız başta olmak üzere en kısa sürede müdahale edebilecek şekilde konuşlanmıştık. İki savaş uçağımız bölge üzerinde sürekli devriye uçuşu yapıyordu. Helikopterlerimiz havalanmış, harekat emri bekliyordu. Tanklarımızda Süleyman Şah Saygı Karakolu'na yapılacak tecavüzü bertaraf etmek üzere yarım saat içerisinde müdahalede bulunabilecek bir şekilde konumlanmıştı. Ancak bu tehditler arttığı için bizim bu müdahaleyi en yakınımıza karşılamamız gerektiği düşünüldü. Çünkü iki konu var. Bir, DAİŞ dediğimiz terör örgütü özellikle camilere, türbeler karşı amansız düşmanlık gösteriyor. Irak ve Suriye topraklarında da kutsal mekanların hepsini havaya uçurdu, bugüne kadar. Allah saklasın, bize karşı böyle bir şey yapması Türkiye adına affedilemez, kabul edilemez bir davranış olurdu. Çünkü onların menzili içerisindeydik. Bir delilik yapabilirlerdi. Bunu karşılamak da bütün bu tedbirlerimize rağmen, sonuç alamayabilirdi. O yüzden birinci şartımız bu oldu. İkincisi şüphesiz, DAİŞ'in çemberinin daraldığını, başka unsurların da devreye girdiğini ve Türkiye'nin egemenlik hakkı bulunan bu yer üzerindeki müdahalesinin zaman içerisinde mümkün olamayabileceği düşünüldü. Her türlü ince hesaplar dikkate alındı. Bu çalışmaların bir kısmından güvenlik toplantılarına katıldığım için haberdardım. Düğmeya basıldığı an da azami 8 saat içerisinde bu işlemin gerçekleştirilmesi çok büyük bir titizlikle hazırlandı. Bu taktik meselesiydi. Kara Kuvvetleri Komutanımız, harekat planlama komutanlarımız bu konuda çok ciddi bir şekilde çalıma yapmışlardı. Nereden girilecek, hangi tedbirler alınacak ve Suriye eşmesinde nakledilecek kabirin şartlarının hazırlanması da dikkate alınmıştı" şeklinde konutu.
'Bir defa toprak kaybetmedik'
Sözlerini, "Üzülerek ifade edeyim. Olay hepimizi gururlandıracak bir olaydır. Başarı ile tamamlanmıştır ama ne var ki sorumsuz, sadece muhalefet yaptığı zanneden birileri toprak kaybettiğimiz söyleyebilirler. Bizde bunları doğrusu düşündük. Türkiye'deki muhalefetin kalitesi az çok belli olduğu için böyle bir operasyondan sonra acaba ne söylerler? İç politikada ne yaparlar diye de endişe etmiştik." diyen Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çok şükür operasyonun her anı Türkiye Devleti'nin izzetini, azametini, varlığını, egemenliğini ortaya koyacak biçimde yapılmıştır. Bir defa toprak kaybetmedik. Süleyman Şah Saygı Karakolu'nun bulunduğu arazi kadar yine Suriye toprakları içerisinde geçmişte de bir kaç defa nakil yaşandığı için bir arazi üzerinde bu gerçekleştirilmiştir. İkincisi operasyonun her anı kameralarla tespit edilmiştir. Dini merasim yapılmıştır. Nakledilecek kabirin nasıl alınacağı, nasıl nakledileceği her anıyla tespit edilmiştir. Bizim inancımızda dikilen bayrak, bir daha asla inmez. O yüzden Süleyman Şah Saygı Karakolu'nda bulunan bayrağımız, inmeden hemen nakli gerçekleştirileceği yerde bayrağımız dikilmiştir. Saygı duruşunda bulunulmuştur. Askerlerimiz görevlerini yapmıştır. Oradaki binanın ve bayrak direğinin tahrip edilmesi bizim kararımızdır. Çünkü biz oradan ayrıldıktan sonra İŞİD'in burayı ele geçirmesi, oraya kendi bayrağını asması ve o binada başka gösteriler yapması mümkündü. Biz onun aynısını Suriye eşmesinde gerçekleştireceğiz. Onların eline enkazdan başka bir şey bırakmamak niyetiyle bu yapılmıştır. Buradan muhalefete sesleniyorum. Sizler önemli bir görev yapıyorsunuz ama bu operasyonun amaçlarını Sayın Başbakınımız belik kısaca arz etti. Zaman içerisinde herkes duyacak ve bilecek. Benim söylediğim çerçeve içerisinde de bunun bir askeri gereklilik olduğunu herkesin bilmesi lazım. Hükümetimizin talimatı, sıfır noksanla, sıfır hata ile gerçekleştirilmiştir. Ne var ki 500'den fazla askerin katıldığı bir operasyonda bir kaza sonucu çok değerli bir kardeşimiz hayatını kaybetmiştir. Bu operasyonlarda bu tür zaiyatların yaşanması da tabiidir. İnanıyorum ki çok kısa bir zamanda yeni yerinde nakli kubur suretiyle yine aziz hatırasını yaşatacağız, Türk Bayrağı dalgalanacak ve bundan sonraki ziyaretlerimiz burada yapılacaktır. Bir taraftan 'eğit-donat' anlaşması imzalanmıştır. Suriye'de yerel unsurların, Suriyeli muhaliflerin ABD koalisyonun bir parçası olarak eğitilip donatılmaları konusu imza altına alınmıştır. Bundan sonra koalisyonun hareketleri de takip edilecektir. Türkiye Suriye'deki bu trajedinin bir an evvel sonuçlanmasını ve Suriye'deki demokratik bir yönetimin işbaşına gelmesini arzu ediyor. Mesele anlattığım gibidir. Muhalefet 'toprak kaybedildi. Çekildik' Bunların arkasına saklanmasın. Bunlarla siyaset yapmasın. Türk halkı bugün olanla yapılanla gurur duyacak bir noktadır. Toprak kaybetmedik. Bayrağımız dalgalanıyor ve Süleyman Şah'ın bizce mukaddes emaneti de şu an da elimizde geçici olarak bulunuyor. Suriye eşmesinde inşallah ikametgahını da en kısa zamanda götürülecektir. Türk milletine de başının dik olmasını, bu operasyonla Türkiye'nin gücünü kanıtladığını da söylemek istiyorum."