Medya

Birgün yazarı Öz: Aydın Engin, tüm özelliklerini besleyen mizah duygusuyla en zor anlarda bile gülmek gerektiğini bilen bir sanatçı gazeteciydi

27 Mart 2022 14:34

Birgün gazetesi yazar Güray Öz,  Türkiye medyasının en kıdemli isimlerinden olan yazarımız Aydın Engin'in ardından kaleme aldığı yazısında, "Bu yazı için sağa sola bakıp, bilgi haber toplarken geldi sevgili Aydın Engin’in, sevgili yoldaşımın ölüm haberi. Aramızda epeyce bir yaş farkı var, ben 73’teyim, o 81’inde veda etti gitti. Ama o da benim kuşağımın üstüne yapışıp kalmış adıyla 68’lilerdendir. Pek çok özelliği, niteliği olan bir mücadele insanıydı. O tüm özelliklerini besleyen mizah duygusuyla en zor anlarda bile gülmek gerektiğini bilen bir sanatçı gazeteciydi." düşüncesini dile getirdi.

Cumhuriyet gazetesinde Aydın Engin'le birlikte çalışan Öz yazısında, "Onun senaryosunu yazıp oynadığı zamanın iktidarını ve muhalefetini kaliteli bir mizahla eleştiren “Devri Süleyman” oyunu 68’lilere isyan duygusunu mizahla nasıl zenginleştirebileceklerini anlatıyordu. Gazeteciliği de hep aynı duyguyla yaptı. “Haberdir gazetecilik” derken de, muhabirlere sokağı işaret ederken de gülerek ve güldürerek anlatıyordu yapılması gerekenleri. Mücadele etmeyi hiç ama hiç bırakmadı. Sürgünde Frankfurt sokaklarında taksi şoförlüğü yaparken de, Almanya’daki göçmenlere oyun yazarken de o derin mizah duygusu ile hiç bıkmadan anlattığı, yorumlamakla yetinmemek değiştirmek için mücadele etmek gerektiğiydi." ifadesini kullandı. 

Öz şunları kaydetti:

"Köşesine seçtiği Tırmık adı da sıradan takılmaların değil, derin eleştirilerin adıdır. Pek çok kez yargılandı, hapis yattı. En son birlikte yargılandığımız Cumhuriyet davasında da duruşmalarda kararlarını çoktan vermiş yargıçlara hukuk dersi verir, bizi yıldıramayacaklarını anlatırken, içeridekilere de neşenizi yitirmeyin diyordu. Yitirmedik. Hep ileriye doğru giden zamanın bir anında zamanın dışına çıkıyor insan. Erken oluyor genellikle. Aydın da öyle yaptı. Erken bıraktı bizi. Yıllarca çalıştığı Cumhuriyet gazetesinin ruhsuz ve utanılası ölüm haberine kızanlara, kızmayın diyorum, neden kızıyorsunuz? Cumhuriyet davasında Aydın ve arkadaşları olarak yalnızca mahkeme heyetine değil, Cumhuriyet gazetesine el koymak için yanıp tutuşanlara karşı savunmadık mı gazeteciliği biz. Aydın’ı yitirdik… Geriye anılar, yazdıkları, anlattıkları, öğrettikleri kaldı. Şimdi ben de yazmayı sürdürmek, bu yazıyı biraz da onun Tırmık köşesindeki mizahına öykünerek tamamlamayı deneyeceğim izninizle…"