Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin stadyumlarını daha önce yapmasından kaynaklı eşitsiz duruma Türk sinemasından ‘Çiçek Abbas’ filmine benzetti. 3 yıl boyunca başka kulüplerin statlarında maça çıkan Beşiktaş’ın ‘kartal yuvası’na kavuşmasının ardından ekonomik olarak daha güçlü olacaklarını belirten Başkan Orman, “Bak, Çiçek Abbas’ta çok sevdiğim bir sahne vardır. Abbas minibüsünü almıştır. Kahvede, ‘Herkese benden bir çay’ der. Eski patronu istemez, ‘Peki’ der Abbas, ‘Ona vermeyin.’ Eski patronu ‘Ben senin ağanım’ der, Abbas cevabı yapıştırır: ‘O eskidendi, artık benim de minibüsüm var, seninle eşitiz, kardeşiz.’ Bizim halimiz de böyle” diye konuştu.
Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret orman’ın Hürriyet gazetesinden İsmet Berkan’a verdiği söyleşi şöyle:
Yıl 2012. Yıldırım Demirören, Futbol Federasyonu Başkanı olunca, Beşiktaş olağanüstü kongreye gitmek zorunda kalmış. Kongrede Fikret Orman, kulübe başkan olarak seçilmiş.
Orman ve aralarında benim de bulunduğum yönetim kurulu, mazbatalarını alır almaz ilk yönetim kurulu toplantısı için salona geçtiğinde, masaya gelen ilk sorun şuydu: Kulübün Maliye Bakanlığı’na hemen ödemesi gereken KDV borcu vardı, ama kasada o ödemeyi karşılayacak para yoktu!
Beşiktaş, kendisine değil, devlete ait parayı Maliye’ye ödeyemeyecek durumdaydı.
Spordan, sportif başarıdan, bu başarıya ulaşmak için yapılması gerekenleri konuşacağına yönetim kurulu ve başkan gece gündüz borçlardan, alacaklılardan, bankalardan faizlerden, açılmış icra davalarından konuşmak zorundaydı. Kulübe haciz için sürekli avukatlar geliyordu.
Yerin altından eksiden geliyoruz
O sırada 110 yıllık bir kurum ve bir camia olan Beşiktaş için gerçekten iç acıtan manzaralar vardı. Bugün, o karanlık günlerden 4 yıl sonra Fikret Orman ile yeni İnönü Stadı’nda; Vodafone Arena’da sohbet ediyoruz. O günleri hatırlamak da istemiyor, unutmak da başkan. “Biz” diyor, “Dibe falan vurmadık, resmen yerin altından, eksiden geliyoruz.”
Ardından samimi bir itiraf:
“On gün içinde aday oldum ve başkan seçildim. Ne yönetim kurulumdakileri çok yakından tanıyordum ne de aslında Beşiktaş’ın içinde bulunduğu durumu detaylı olarak biliyordum. Evet, kulübün mali durumunun kötü olduğunu biliyorduk ama bu detayda değil... Zaten o detayda bilsek belki gelmezdik bile...
“Gerçekten insan o günleri hatırlamak bile istemiyor. Düşünün, kulübün bütün gelirleri temlikli. Diyelim naklen yayından bir gelir elde ediyorsunuz ama o para size gelmeden daha kaynağında hoop alacaklı bankaya gidiyor.”
Önce itibarı geri kazanmaya çalıştık
“Borç var, moral yok. Seyirci gelmiyor, oyuncu gitmek istiyor. Camia bölünmüş. Ama ilk yapmamız gereken ticari ilişkilerinde itibarı geri kazanmaya çalışmaktı. ‘Feda Sezonu’, dışımızda gelişti. Ortak ruh yaratabilmek için ‘Feda’ tişörtleri çıkarttık. Birden dayanışma ruhu uyandı aslında.
Şampiyonlar ligi kupası hayal değil
Ve sohbetimizde söz geleceğe geliyor. Hedefler çok büyük:
“Yönetime geldiğimde, çaresiz biçimde bazı sorunların çözümünü geleceğe erteledik, mesela basketbolu erteledik, mesela başka vazı yatırımları ve spor dallarında başarıyı erteledik. Şimdi sıra o ertelediğimiz sorunlarda. En önce kulübü Akaretler’den buraya; stada taşıyoruz. Basketbol için kollarımızı sıvayacağız, salon sorunu dahil, pek çok konuya el atacağız. Ve son olarak da, camia olmamızın bazı gerekleri var, onları yerine getireceğiz.”
Zarar etme sınırı 10 milyona kadar
Peki ya futbol?
“UEFA bize futbol takımımızdan 20 milyon Euro’ya kadar zarar etmemize izin verdi; biz 13 milyon zarar ettik. Bu yıl iznimiz 10 milyon Euro’ya kadar, ama o kadar zarar etmeyeceğiz. İki sezon sonra ise, kâr etmeye başlayacağız.
Bu stad şehrin en güzel noktalarından birinde kurulu. Burada Şampiyonlar Ligi Kupası kaldırmak istiyoruz. Olmayacak şey değil; büyük bir hayal de değil. Beşiktaş bunu başarabilir. Hedefimiz büyük.”
Beşiktaş uluslararası olacak
Fikret Orman’ın bir başka hedefi, yurtdışındaki Beşiktaşlıların sayısını artırmak. Ama Çinlileri, Endonezyalıları, Afrikalıları kastediyor.
“Önce Müslüman ülkelerden başlamayı düşünüyoruz. Mesela Çin’de Uygurlar ciddi bir nüfus. Neden orada maç yapmayalım? Endonezya’da, Malezya’da neden takımımız dostluk maçlarına katılmasın? Afrika’da neden Beşiktaş taraftarı olmasın? Uluslararası bir takım olacak Beşiktaş.”
Kulüp o borç yapısıyla çöker giderdi
Onca zorlukta İnönü Stadı’nı yıkmaya ve yerine yeni bir stad yapmaya karar verdi...
“Stadı yeniden yapmıyor olmasaydık buraya gelemezdik. Kulüp o borç yapısıyla çökerdi. Şampiyonluk kutlamasından 4 milyon dolar kazandık. 3 maçın geliri 40 milyon TL. Bak, Çiçek Abbas’ta çok sevdiğim bir sahne vardır. Abbas minibüsünü almıştır. Kahvede, ‘Herkese benden bir çay’ der. Eski patronu istemez, ‘Peki’ der Abbas, ‘Ona vermeyin.’ Eski patronu ‘Ben senin ağanım’ der, Abbas cevabı yapıştırır: ‘O eskidendi, artık benim de minibüsüm var, seninle eşitiz, kardeşiz.’ Bizim halimiz de böyle.”
Poyraz Karayel’de oynadım
Neredeyse her dizide bir Beşiktaşlı var. Bundan güzel bir şey olabilir mi? Sırf bu sebeple Poyraz Karayel dizisinde oynadım. Beşiktaş Başkanı rolünde. Beşiktaşlılık bir duruştur. Dizilerde de bu ortaya çıkıyor. Taraftarımız artıyor; daha da arttıracağız.”
Fikret Orman’ın gönderme yaptığı çiçek abbas’ta geçen meşhur sahnedeki diyaloglar
Çiçek Abbas:
- Herkese benden bir çay.
Şakir:
- Ben istemem.
Çiçek Abbas:
- Şakir’e çay yok.
Şakir:
- Sen bana nasıl Şakir dersin lan kelek!
Çiçek Abbas:
- Ne diyem? Mesela Mahmut mu diyem, Şakir!
Şakir:
- Şakir Abi, dayı, ağa diyeceksin!
Çiçek Abbas:
- O günler bitti, Şakir!
Şakir:
- Ne demek bitti?
Çiçek Abbas:
- Bayağı bitti. İkimizin de minibüsü var; kardeşinim artık Şakir!