Politika

Başbakan Yıldırım: Cumhurbaşkanımız aldığı oyun gereğini yapıyor; yolumuz Erdoğan'ın yoludur

"Yol arkadaşım Ahmet Davutoğlu'na bir kez daha teşekkür ediyorum"

24 Mayıs 2016 14:26

Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda 65. Hükümeti açıklamasının arıdından TBMM'ye giden Başbakan Binali Yıldırım, ilk kez AKP grup toplantısında konuştu. Konuşmasına görevi devraldığı Ahmet Davutoğlu'na teşekkür ederek başlayan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a seslenerek, "Sayın Cumhurbaşkanım, buradan AK Parti grubu olarak bir kez daha diyoruz ki, yolun yolumuzdur, davan davamızdır, sevdan sevdamızdır. Bu dün de böyleydi, bugün de böyle, gelecekte de böyle olmaya devam edecektir" diye konuştu. "Cumhurbaşkanımız aldığı 21.5 milyon oyun gereğini yapıyor" diyen Yıldırım, yeni hükümette AKP'nin bölgede nasıl bir politika izleyeceğine ilişkin olarak, "Yapacağımız çok basit. Dostlarımızın sayısını artıracağız, düşmanlarımızın sayısını azaltacağız. Çünkü biz tarih boyunca hep ezilenlerin, mazlumların yanında yer almış bir milletiz" dedi.

Yıldırım, "2002'de göreve geldiğimizde IMF’ye borçlu bir Türkiye varken, şimdi ihtiyacı olan ülkelere kredi açmaya hazır olan bir ülke haline geldik" ifadesini kullandı. Dili sürçen Yıldırım, "Milletimiz gider önümüzden, biz de onlardan aldığımız talimatla bir yandan ülkemizi kalkındırıp, Mustafa Kemal Atatürk’ün 2023 hedeflerine, cumhuriyetimizin yüzüncü yıl hedeflerine kararlı adımlarla yürüyüşümüze devam ederiz" dedi. Konuşmasında Gülen cemaatine atfedilen "paralel yapı" mesajı da veren Yıldırım, "Güvenlik güçlerimizin, yargı mensuplarımızın, eğitim camiamızın, sivil toplum örgütlerimizin, cemaatlerin içine sızarak paralel bir yapılanma oluşturan örgüte karşı da mücadelemiz hiç ama hiç taviz vermeden devam edecek. Şunu herkes bilsin, kimse Türkiye Cumhuriyeti’yle bilek güreşine tutuşamaz" ifadesini kullandı.

Yıldırım, konuşması sırasında sık sık "İzmirli Başbakan" tezahüratları yapan partililere müdahale ederek, "Yahu bir durun da şunu bir bitirelim yaa..." diye seslendi.

Binali Yıldırım'ın konuşmasından satır başları şöyle:

Çok değerli dava arkadaşlarım, çok değerli misafirlerimiz, saygıdeğer hanımefendiler, değerli basın mensupları, bismillah diyerek ilk günkü aşkla yeni dönemde millete hizmet vermeye başlıyoruz. Hayırlı uğurlu olsun.

Pazar günü gerçekleştirdiğimiz kongreden sonra yaptığımız bu ilk grup toplantısında sizleri saygıyla, sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum. Aynı muhabbeti bütün vatandaşlarımızı bağrımıza basarak tekrar ediyoruz. Erzincan, İzmir, tüm mazlum coğrafyanın bu ortak iradesiyle gurur duyuyoruz, biz sadece bu Anadolu topraklarında Türkiye’nin bağımsızlığı için, güvenliği için, huzuru için gece gündüz demeden sınır boylarında bekleyen kahraman güvenlik güçlerimizi, polislerimizi, korucularımızı da buradan muhabbetle selamlıyoruz. Türkiye’nin bağımsızlığı, toprak bütünlüğü için hayatını seve seve veren kahraman şehitlerimizi şükranla anıyoruz. Onları bağrımıza basıyoruz. Gazilerimize Allah’tan acil şifalar diliyoruz. Değerli yol arkadaşlarım. Bugün yeni hükümetimiz kuruldu. Az önce ilan ettik. Ülkemize, milletimize hayırlı olsun. Cenabı mevlamdan yeni dönemde güzel hizmetleri insanımıza, milletimize yapmayı bizlere nasip eylesin.

Değerli yol arkadaşlarım, Kaymakçı’yı belki bizim grup çok bilmez ama Kaymakçı demek İzmir demek... Sizler, bizim her şeyimizsiniz. Siz olmadan bizim ne günümüz olur. Eğer milletimiz mutluysa, milletimiz memnunsa biz ondan ancak ve ancak gurur duyarız. Sorumluluğumuz daha da artar, daha da güzel hizmetleri canla başla yapmak için çalışırız.

 

"Yolumuz Erdoğan'ın yolu,
davamız Erdoğan'ın davasıdır"

 

Kıymetli yol arkadaşlarım, sizlerle birlikte aynı yolda, omuz omuza yürümek benim için şereflerin en büyüğüdür, en onurlusudur. Türkiye’ye hizmet etmek bize Allah’ın en büyük lütfudur. AK Parti, temsil ettiği büyük emaneti, sorumluluğu bize veren Rabbime hamdediyorum, şükrediyorum. Partimizin ikinci genel başkanı, değerli yol arkadaşım, Sayın Ahmet Davutoğlu’na bir kez daha bu vesileyle ülkemiz için, milletimiz için yaptığı güzel hizmetlerden dolayı grubum adına, milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum.

Değerli yol arkadaşlarım. Anlamlı mesajıyla kongremizi onurlandıran AK  Parti’mizin kurucusu, genel başkanımız, liderimiz, Türkiye’nin ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a buradan sevgilerimizi, saygılarımızı iletiyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanım, buradan AK Parti grubu olarak bir kez daha diyoruz ki, yolun yolumuzdur, davan davamızdır, sevdan sevdamızdır. Bu dün de böyleydi, bugün de böyle, gelecekte de böyle olmaya devam edecektir. 15 yıl önce beraber çıktığımız bu yolda, millet yolunda liderliğinizle ülkemize çok güzel hizmetleri hep birlikte kazandırdık. AK Parti yeri geldi, vesayet odaklarının tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Partimizi kapatmaya kalktıklarında karşılarında Recep Tayyip Erdoğan ve yol arkadaşları vardı. 

Kıymetli yol arkadaşlarım, sizlerle birlikte aynı yolda, omuz omuza yürümek benim için şereflerin en büyüğüdür, en onurlusudur. Türkiye’ye hizmet etmek bize Allah’ın en büyük lütfudur. AK Parti, temsil ettiği büyük emaneti, sorumluluğu bize veren Rabbime hamdediyorum, şükrediyorum. Partimizin ikinci genel başkanı, değerli yol arkadaşım, Sayın Ahmet Davutoğlu’na bir kez daha bu vesileyle ülkemiz için, milletimiz için yaptığı güzel hizmetlerden dolayı grubum adına, milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum.

Değerli yol arkadaşlarım. Anlamlı mesajıyla kongremizi onurlandıran AK  Parti’mizin kurucusu, genel başkanımız, liderimiz, Türkiye’nin ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a buradan sevgilerimizi, saygılarımızı iletiyoruz.

 

"İhtiyacı olan ülkelere kredi açmaya da hazırız"

 

Sayın Cumhurbaşkanım, buradan AK Parti grubu olarak bir kez daha diyoruz ki, yolun yolumuzdur, davan davamızdır, sevdan sevdamızdır. Bu dün de böyleydi, bugün de böyle, gelecekte de böyle olmaya devam edecektir. 15 yıl önce beraber çıktığımız bu yolda, millet yolunda liderliğinizle ülkemize çok güzel hizmetleri hep birlikte kazandırdık. AK Parti yeri geldi, vesayet odaklarının tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Partimizi kapatmaya kalktıklarında karşılarında Recep Tayyip Erdoğan ve yol arkadaşları vardı. 

Öylesine reformlar, öylesine dönüşümler gerçekleştirdik ki, 2013 Mayıs’ı geldiğinde IMF’ye olan borcumuz bitmişti. Düşünün, bir ülke, Türkiye gibi bir ülke, Ortadoğu’nun, Kafkasların, Balkanların istikrar merkezi Türkiye, IMF’nin memurlarından talimat alacak konuma  gelmişti. Bu milletin, onuruna dokunan bir işti. Bugün IMF’yi göndermekle kalmadık, IMF’ye dedik ki “İhtiyacınız varsa, ihtiyacı olan ülkelere kredi açmaya da hazırız.” Nereden nereye gelen bir Türkiye var.

Değerli yol arkadaşlarım, AK Parti bütün bunları yaparken bazıları da boş durmadı. Yeri geldi, Cumhurbaşkanlığı seçimi yapacağız 2007’de hatırlayın, bir hukuk icraatı çıkardılar. 367 garabeti. Bugüne kadar cumhuriyet tarihinde, cumhurbaşkanının nasıl seçileceği belli. Defalarca uygulaması var. Bütün bunlar bir kenara bırakıldı, yeni bir içtihat, parlak bir hukuki formül geliştirildi. Aslında bu vesayetin başka bir şekliydi. Milli iradeyi gücünü arkasından alan AK Parti’nin millet iradesinin gereğini yapmasını önleyen bir girişimdi. Ne dedik, madem öyle işte böyle, buyrun sandık dedik. Ve AK Parti gerçek sahibine gitti, sandığa gitti. Bizim sandıktan başka, milletten başka dayanağımız yok. Biz hatırlı, etkili çevrelere boyun eğen, onların işaretleriyle istikamet belirleyen bir parti değiliz, biz AK Parti’yiz. Milletin partisiyiz.

 

"Diyorlar ki Cumhurbaşkanı
memleket meselelerine karışıyor..."

 

Değerli arkadaşlarım, AK Parti 2007 seçimlerinde tekrar güçlenerek çıktı. Çünkü davamız haklıydı, yolumuz doğruydu. Yolumuz milletin yoluydu. Bu sefer cumhurbaşkanı seçimi bu şekilde kilitlenince dedik ki “Yine çözüm millet.” Millete gittik. Millete müracaat ettik. Millet kararını verdi. “Cumhurbaşkanı madem benim seçip gönderdiklerime seçtirmiyorlar, artık bundan böyle cumhurbaşkanını ben seçeceğim kardeşim” dedi ve Cumhurbaşkanımız Türkiye’nin cumhuriyet tarihinde ilk defa milyonlarca vatandaşımızın oylarıyla seçilmiş bir cumhurbaşkanımızdır. Bazıları bu gerçeği kabul etmese de cümle alem, dost düşman herkes bunu böyle biliyor, böyle kabul ediyor.

Şimdi diyorlar ki değerli arkadaşlar, efendim Cumhurbaşkanı memleket meselelerine karışıyor, eskiler gibi otursun orada. Merasimlere gitsin, protokol işlerini yapsın. Temsili olsun. Ben soruyorum şimdi, milletime soruyorum. 21,5 milyon vatandaşın oyunu alan bir cumhurbaşkanı ne yapacak? Millete karşı sorumluluğu var, ben sorumsuzum diyemez. Siyasi sorumluluğu var. İşte cumhurbaşkanımızı da bunun gereğini yapıyor. Ülke güvenliği için, ekonomi için, barış için, kardeşlik için, kurumların uyum ve ahenk içinde çalışması için her türlü inisiyatifi kullanıyor, bundan sonra da kullanmaya devam edecek.

Değerli arkadaşlar, kongre konuşmamda da bahsettim. Önümüzde önemli konular var. Her konu önemli ama sıraya dizdiğimizde birinci konu terördür. Ülkemizin enerjisini tüketen, milletimizin barışını, huzurunu, güvenliğini tehdit eden terör en önemli konularımızın başındadır. Buradan bir kez daha ilan ediyorum. Milletim rahat olsun. Türkiye’yi bu terör belasından mutlaka kurtaracağız.

 

"Atatürk’ün 2023 hedeflerine
kararlı adımlarla yürüyeceğiz!"

 

Şimdi bana soruyorlar. Bu operasyonlar ne zaman bitecek? Cevap çok kısa ve net; kanlı terör örgütü sivillerimize karşı silahlı saldırıları tamamen sonlandırıncaya kadar devam edecek, bir. İki, kanlı terör örgütü güvenlik güçlerimize silahlı saldırısını durduruncaya kadar devam edecek. Üç, mutlak suretle vatandaşımızın can ve mal güvenliği sağlanıncaya kadar devam edecek. Silahların tamamen yok olup ortadan kaldırılması sağlanıncaya kadar devam edecek.

Özellikle bölgede yaşayan vatandaşlarıma sesleniyorum. PKK’nın sizin gibi bir derdi, sorunu yok. O bölgedeki sorun sizin sorununuz. Sizin sorununuz da PKK  ve terör örgütüdür. Bu örgütü sizinle aramızdan çıkarmaya ant ettik, yemin ettik. Türkiye varsa biz varız. Milletimiz varsa biz varız. Milletimiz gider önümüzden, biz de onlardan aldığımız talimatla bir yandan ülkemizi kalkındırıp, Mustafa Kemal Atatürk’ün 2023 hedeflerine, cumhuriyetimizin yüzüncü yıl hedeflerine kararlı adımlarla yürüyüşümüze devam ederiz.

Çok değerli dava arkadaşlarım. Bugün 65. hükümet kuruldu, açıklandı. Az önce de ifade ettim, hayırlı olsun. Mevlam güzel hizmetleri yapmayı nasip eylesin. Bugün yine bu grup toplantısından sonra Sayın Başbakanımızı ziyaret edeceğim, kendisiyle bayrak değişimini gerçekleştireceğiz. Bugün yoğun bir gündemimiz var. Saat 3’te Meclisimiz açılacak. 65. Hükümetin programını Meclis Genel Kurulu’nda okuyacağız ve böylece 65. Hükümetin güvenoyu sürecini başlatmış olacağız. Ayrıca bugün bildiğiniz gibi dün MKYK toplantımızı da gerçekleştirdik. Bugün de yakın çalışma arkadaşlarımızı belirledik, onları da sizlere, kamuoyuna duyuracağız.

Dolayısıyla yoğun bir gündemimiz var. Değerli kardeşlerim, Türkiye’nin birçok sorunu var. Bölgesel sorunlarımız var, Avrupa Birliği, Kıbrıs, Kafkaslar ve coğrafyamızda yaşanan karışıklıklar tabiatıyla Türkiye’nin bölgedeki konumunu ve önemini daha da artırıyor. Bunun bilincindeyiz, bu bilinçle ne yapacağız? Yapacağımız çok basit. Dostlarımızın sayısını artıracağız, düşmanlarımızın sayısını azaltacağız. Çünkü biz tarih boyunca hep ezilenlerin, mazlumların yanında yer almış bir milletiz. Tarih bize bölgede bugün çok önemli sorumluluklar veriyor. Bu sorumluluğu ya bugün yaparız, yerine getiririz, ya da yaşanacak hayal kırıklığının vebalini tarih boyunca gönlümüzde hissederiz. Milletimize bunu hissettirmeyeceğiz. Esasen Suriye’de yaşanan, dört yılı aşan bu anlamsız savaş, yüz binlerce din kardeşimizin hayatına mal oldu. Kimisi de canlarını kurtarmak için hayatını tehlikeye attı ve yollarda, denizlerde maalesef bebekten yaşlısına kadar birçok insan hayatını kaybetti. Peki bu şartlar altında Türkiye ne yaptı? Türkiye geleneksel misafir severliğiyle, bağrını, kucağını ölümden kaçan mazlum, çileli insanlara açtı. 3 milyon insanı bağrımıza bastık, kardeş bildik, ekmeğimizi paylaştık. Ekmeğimizi paylaşırız, böleriz, Türkiye’yi böldürtmeyiz.

 

"Kimse Türkiye Cumhuriyeti’yle
bilek güreşine tutuşamaz"

 

Bunu herkes bilsin. Yolları böleriz, ülkeyi böldürtmeyiz. Kaymakçı, dinle. Ne anlaşmıştık? Yolların kralı olmaz, yolların kuralı olur. Biz yolları böldük, hayatları birleştirdik. Yolları böldük, gönülleri birleştirdik.

Değerli arkadaşlar, bunlar beni konuşturmayacak. Buyurun, yoruluncaya kadar buyurun. (İzmirli Başbakan tezahüratları) Tamam bak, söz veriyorum. 5 dakika içinde bitireceğim. Siz de lütfen 5 dakika müsaade edin. Sonra akşama kadar beraberiz. Değerli yol arkadaşlarım, çok değerli milletvekillerimiz, eyvallah. Değerli arkadaşlar, bir yandan bölücü terör örgütüyle amansız mücadelemiz devam ederken, bir yandan da devlet içinde devlet kurmaya heveslenen, bu anlamda güvenlik güçlerimizin, yargı mensuplarımızın, eğitim camiamızın, sivil toplum örgütlerimizin, cemaatlerin içine sızarak paralel bir yapılanma oluşturan örgüte karşı da mücadelemiz hiç ama hiç taviz vermeden devam edecek. Şunu herkes bilsin, kimse Türkiye Cumhuriyeti’yle bilek güreşine tutuşamaz. Tek devlet vardır, tek vatan vardır, tek bayrak vardır, tek millet vardır. Gerisi fasaryadır. 

Değerli arkadaşlar,  Türkiye demokratik, laik, sosyal hukuk devleti. Anayasamız böyle diyor. Amenna. Buna yürekten inanıyoruz ve o konuda hiçbirimizin kafasında tereddüt yok. Ancak cumhurbaşkanımızın halk tarafından seçilmesiyle birlikte ne yazık ki darbe ürünü, vesayet anayasası artık fiili durumun ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktır. Hatırlayın, son 15 yıldır bütün partiler seçime giderken vaatlerinin başına yeni anayasayı koydu. Biz de dahil, AK Parti de dahil. Ama seçim bitiyor, biri sağa gidiyor, biri sola gidiyor, biri yukarı doğru gidiyor, biri aşağı doğru, Kandil’e doğru gidiyor. Vaat vermek çocuk oyuncağı değil, millete vaat veriyorsun. 79 milyona vaat veriyorsunuz. Onlarla akit yapıyorsunuz, sözleşme yapıyorsunuz. Bunun gereğini yapmazsanız işte her  seçimde aşağı doğru gitmeye devam edersiniz. Şimdi önümüzde tarihi bir fırsat var. Ben buradan açık olarak paylaşmak istiyorum. Değerli kardeşlerim. Artık cumhurbaşkanımızın fiili durumla, seçimle iş başına geçmiş cumhurbaşkanımızın milletiyle ilişkisindeki fiili durumunu anayasaya uygun hale getirmek biz AK Parti grubunun en önemli işidir, boynunun borcudur. Bu sadece cumhurbaşkanımızın meselesi değil, bu Türkiye Cumhuriyeti’nin gelecek meselesidir. 60, 80 darbeleriyle oluşan bu anayasayla Türkiye artık yoluna, 2023 hedeflerine gidemez. Bu elbise, bu bedene dar geliyor. Biz inşallah başkanlık sistemi dahil, yeni anayasayı gerçekleştirmek için gerekli çalışmaları hemen başlatacağız. Benim buradaki çağrım şu; diğer gruplara, gelin Türkiye’nin, milletin beklentisi olan, sizlerin her seçimde vaadimiz olan bu yeni anayasayı hep birlikte yapalım. Bu şerefe, bu onura siz de ortak olun. Eğer her zamanki gibi ipe un sererseniz biz ne yapacağımızı biliyoruz. Zihnimiz berrak, yolumuz aydınlık. Gereğini de yapacağız. 

Değerli arkadaşlarım, bu ilk grup toplantısında çok uzun konuşmaya gerek yok. Daha önümüzde zamanımız var. Bir durun lütfen de şunu bitireyim ya, Allah aşkına ya. Ne olur durun da şu işi bir bitirelim. Değerli arkadaşlar, çok değerli misafirlerimiz, yeni dönemde diğer önemli bir konumuz da ekonomi... Ekonomi çok önemli. Ekonomi demek, banka demek değil. Ekonomi demek, para demek değil. Ekonomi demek üretmek demek. Alın terini, akıl terine katmak demek. Gençlerimize, kadınlarımıza, iş bulmak demek. Onun için yeni dönemde Türkiye’nin mali disiplininden asla taviz vermeden, yatırımlarının artırılması için Türkiye’nin her bölgesine yatırım yapılması için üretimi, istihdamı tüm gücümüzle teşvik edeceğiz, destekleyeceğiz. Adeta yatırımcının önüne türkuaz halı sereceğiz. Çünkü üretmeyen, iş – aş oluşturmayan, ürettiğini satamayan pastayı, ekmeğini, somununu büyütemez.

Bunu yaparken elde edilen bütün katma değerler, bütün refah vatandaşlarımızın bütün kesimleri arasında mümkün olduğunca adil dağıtımını sağlayacağız. Emeklimize, çalışanımıza, iş alemine, kamu çalışanımıza, işçimize, çiftçimize, köylümüze, engellimize her türlü imkanı eldeki bütçe orantısında bugüne kadar elden geldiğince nasıl verdiysek, bundan sonra da gelir dağılımını adaletli dağıtmaya devam edeceğiz. Birinci önceliğimiz üreterek büyüyen ekonomi olacak. İş – aş üreterek büyüyen bir ekonomi olacak. Bu konuları gerek bugün hükümet programımız okunurken Meclis’te, önümüzdeki günlerde grup toplantılarında çeşitli vesilelerle sizlerle paylaşacağız. Bugün ülkemizde büyük bir zirve devam ediyor, sayın cumhurbaşkanı ev sahibi, İnsani Zirve... Bütün dünya vicdanını, mazlum milletler için neler yaptığını, neler yapmadığını anlatıyor. Kimileri günah çıkarıyor, kimileriyse sesini dünyaya duyurmaya çalışıyor. Bunun ev sahipliğini Türkiye yapıyor. Türkiye gösteriş meraklısı bir ülke değil, Türkiye gerçek anlamda bağrını mazluma, yoksula açan bir ülkedir. 3 milyon insanı bağrımıza bastık, Avrupa ne yaptı? Duvarları yükselttiler. Duvarları yükseltmekle 54 milyona ulaşmış göçmenleri görmezden gelemezsin.

Bu huzursuzluğun da, terörün de, iç karışıklıkların da arkasında dünyanın yönetiminde söz sahibi olan ülkelerin sorumluluklarını layıkıyla yerine getirmemelerinin en büyük neden olduğunu milletime buradan ilan ediyorum. Türkiye duruşunu bundan böyle de bozmadan mazlumların, mağdurların haklarını kollamaya devam edecek, bölgesel huzur, barış ve kardeşliğe katkı sağlayacak her türlü hayırlı işin arkasında olacaktır.

Ben bu duygularla tekrar, fazla bağırma ha benim gibi, sesin gider sonra. Tekrar haftamız hayırlı olsun, meclis çalışmalarımızın, hükümet çalışmalarımızın, milletimize, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum, sağ olun, var olun.

İlgili Haberler