28 Şubat 2025 22:38
Güncelleme: 28 Şubat 2025 22:55
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yaptığı çağrıya ilişkin olarak, "Eğer terör örgütü kendini feshederse zaten problem yok. 'Hayır, bu çağrıyı ben dikkate almıyorum' deyip eylemlerine devam ederse o zaman da devlet gereğini yapar" dedi. "Özellikle 'Bunun karşılığında ne verildi, bu açıklamayı neden yaptılar?' şeklinde birtakım yorumlar yapılıyor" ifadelerini kullanan Tunç, "Burada herhangi bir pazarlık söz konusu olamaz. Bunun karşılığında 'Devlet şunu yapacaktır' şeklindeki bir yorum doğru olmaz. Hukuk devletinde gizli pazarlıklar olmaz" diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "terör eylemlerine son vererek lağvedilmesi" çağrısı yaptığı PKK lideri Öcalan, önceki gün aylardır beklenen çağrıyı yaparak, PKK'nın kendini feshetmesi ve tüm grupların silahları bırakması gerektiğini açıklamıştı. Öcalan'ın çağrısında "Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanı'nın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihî sorumluluğunu üstleniyorum" ifadeleri yer almıştı. Öcalan, "Devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın" demişti.
Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum" çağrısına ek olarak gönderdiği "Bu perspektifi ortaya koyarken, şüphesiz, pratikte silahların bırakılması ve PKK'nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir" notu da okunmuştu.
Önceki gün Öcalan'ın yaptığı örgütü feshetme ve silah bırakma çağrısının ardından Bakan Tunç, CNN Türk canlı yayınında açıklamalarda bulundu. Öcalan'ın çağrısıyla ilgili soru üzerine Tunç, Türkiye'nin 40 yıldan bu yana terörle mücadele ettiğini belirterek, ülkenin gelişmesi ve kalkınmasının önündeki en büyük engellerden birinin terör olduğunu söylediği konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
"Sayın Bahçeli'nin grup konuşmasında gerçekleştirmiş olduğu konuşma sonrasında yeni bir çalışma başladı. DEM heyeti, 3 kez İmralı'ya gitti ve görüşmeler sağladılar. Üçüncü görüşmenin sonunda da terör örgütü elebaşının, terör örgütüne yönelik açıklamasını kamuoyuyla paylaştılar. Hem Türkçe hem Kürtçe olarak. Açıklamayı gördük. Bu açıklamanın terör örgütü elebaşı tarafından, kurucusu olduğu terör örgütüne hitaben olduğu belli. Buradaki muhatap tamamen terör örgütü. Tüm grupların silah bırakmasını içeriyor ve PKK'nın kendisini feshetmesine yönelik bir çağrısı. Bu çağrının nasıl karşılık bulacağı, muhatabının nasıl değerlendireceği elbette ki önümüzdeki süreçte gözlemlenecek bir husus.
Terör bittiğinde ülkemiz kazanacaktır. Eğer terör örgütü kendi elebaşının çağrısına cevap vermezse yine hukuk devleti içerisinde bu mücadele kararlılıkla sürecektir. Eğer terör örgütü kendini feshederse zaten problem yok. 'Hayır, bu çağrıyı ben dikkate almıyorum.' deyip eylemlerine devam ederse o zaman da devlet gereğini yapar. Sayın Cumhurbaşkanımızın hep ifade ettiği o. Ya silahlarınızı bırakırsınız ya da silahlarınızla birlikte gömülürsünüz. Özellikle şunu ifade edelim, şehit ailelerimizi incitecek, onları üzecek, milletimizi rahatsız edecek hiçbir adım atılmaz. Burada terör örgütü elebaşının muhatabı devlet değildir, terör örgütüdür. Örgüt, lider olarak kabul ettiği terör örgütü elebaşının sözüne gider silah bırakırsa zaten kendini feshetmiş olur. Aksi takdirde yine bu ülkenin terörle mücadelesi kararlılıkla devam eder. Zaten bu noktada büyük bir başarı sağladı.
Özellikle 'Bunun karşılığında ne verildi, bu açıklamayı neden yaptılar?' şeklinde birtakım yorumlar yapılıyor. Burada herhangi bir pazarlık söz konusu olamaz. Bunun karşılığında 'Devlet şunu yapacaktır' şeklindeki bir yorum doğru olmaz. Hukuk devletinde gizli pazarlıklar olmaz. Bir suç işlenmesi durumunda yargısı vardır, ilgili kurumları vardır, terörle mücadele eden güvenlik güçleri vardır. Buradaki hedefimiz 40 yıldan bu yana bu ülkeyi sıkıntıya sokan, en çok da Kürt kökenli vatandaşlarımızı rahatsız eden, binlerce insanımızın hayatına mal olan ve bu kadar büyük kayıplara neden olan bir terör örgütünün sonlandırılması. Herhangi bir aftır, ev hapsidir, şudur, budur, birçok şeyler söyleniyor. Kesinlikle böyle bir pazarlık, bir al-ver süreci, siz bunu yaparsanız bu yapılacak şeklinde bir durum söz konusu değil. Zaten olması da mümkün değildir."
"İmralı'da görüntülü çekim yapıldı mı?" sorunu da Tunç, "Güvenlik ve istihbarat ihtiyacı nedeniyle bu kayıt yapılabilir ama bu kaydın dışarıda yayımlanması söz konusu değil, ki olmadı. Fotoğraf görüntüsü de zaten Bakanlık izniyle yayımlanabilecek hususlar. diye yanıtladı.
© Tüm hakları saklıdır.