Magazin

"ATV dizisi olunca cezaevlerinin kapısı açılıyor mu; Can Dündar'ı çektiğim filmde oynatabilir miyim?"

Cengiz Semercioğlu, cezaevindeki Deniz Seki'nin dizide oynamasını yazdı

08 Aralık 2015 10:18

Cezaevindeki şarkıcı Deniz Seki'nin ATV'de yayınlanan "Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz" dizisinde rol almasını değerlendiren Hürriyet yazarı Cengiz Semercioğlu, savcının kendisi için çıkardığı zorlukları hatırlatarak "Yoksa söz konusu atv dizisi olunca Adalet Bakanlığı’ndan bir talimatla, bizim göz taramasıyla zor girdiğimiz demir parmaklıklar sonuna kadar açılıyor mu hemen?" diye sordu.

Semercioğlu, "Madem cezaevlerine set kurabilme dönemi resmen başladı, benim de bir talebim olacak Adalet Bakanlığı’ndan...Silivri’ye set kurup Can Dündar ve Erdem Gül’le kısa bir belgesel çekebilir miyim?Hadi belgesele itiraz ettiniz diyelim... O zaman Can’ı çekeceğim filmde kısa bir rolde oynatabilir miyim...Cezaevine düşen bir gazeteciyi canlandıracak filmde Can Dündar..." dedi.

Cengiz Semercioğlu'nun "Cezaevine nasıl set kuruldu Sayın Bakan?" başlıklı yazısı  şöyle:

Raci Şaşmaz ve Bahadır Özdener, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'ne set kurup Deniz Seki'yi Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'da oynattılar...

Dün bu haberi görünce hem sevindim hem şaşırdım...
Sevindim çünkü... 
13 aydır cezaevinde yatan Deniz Seki’nin her ortamda sesini duyurabilmesi, yeniden yargılanabilmesinin yollarının açılması, özgürlüğüne kavuşmasının gündeme gelmesi için atılan her adımı önemli buluyorum...
Bir dizide rol alması da bu açıdan çok iyi...
Eminim set ekibinin gelmesi, Deniz Çakır’la karşılıklı oynamak, dışarıdan gelen insanlarla koğuşunda bir gün geçirmek, sohbet etmek Deniz’e acayip moral olmuştur...
Böyle bir işe vesile oldukları, Deniz’i gündeme taşıdıkları için Raci ve Bahadır’ı tebrik ediyorum...
Ama nasıl başardıklarını da çok merak ediyorum...
Şaşırdığım da bu zaten...
Çünkü geçtiğimiz bayram Deniz Seki’yle röportaj yapmak için aynı cezaevine kağıt-kalemi bile kavga dövüş zor sokmuştum ben...
Benden önce giden gazeteci arkadaşlarım kağıt-kalem bile sokamamıştı...
Savcılıktan ziyaret için güç bela izin almıştım...
“Sakın bir daha gelme izin vermem” diye de çıkışmıştı savcı bana...
Ben o izinden sonra kağıt-kalemi zorla içeri sokup, röportajı yapmıştım...
Zeki Müren’e Saygı albümü yapanlar cezaevine bile gidemediler.
Albümde yer almasını istedikleri Deniz Seki’ye cezaevinde bir şarkı okutup sesini bile kaydedemediler...
İzinler çıkmadı...
Peki şimdi Sayın Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a soruyorum... 
Bizim kağıt-kalemi bile zor soktuğumuz, Deniz Seki’yle camekan arkasından telefonla görüşebildiğimiz, başkalarının sesini bile kaydedemediği cezaevine nasıl dizi seti kuruldu?
Kameralar, ışıklar, çalışanlar koğuşlara kadar nasıl sokuldu?
Bunun izinleri nasıl verildi?
Yoksa söz konusu atv dizisi olunca Adalet Bakanlığı’ndan bir talimatla, bizim göz taramasıyla zor girdiğimiz demir parmaklıklar sonuna kadar açılıyor mu hemen?
“Dünyada bir ilk” diye haberini yapmışlar bir de bunun...
Elbette ilk olur çünkü dünyanın hiçbir yerinde cezaevlerine dizi seti kurulmasına izin verilmez...
Hiçbir mahkuma dizilerde oynama ayrıcalığı tanınmaz...
Bunun önü açılmaz... 
Yarın öbür gün bir başka kanalın dizisi gelse yine izin verecek misiniz?
Arkadaşım olduğu için Deniz Seki’nin böyle gündeme gelmesine sevinirim...
Ama adaletin kişilere, kurumlara göre değişiklik göstermesine de üzülürüm...

Can Dündar’la içeride belgesel çekebilir miyim?

Madem cezaevlerine set kurabilme dönemi resmen başladı, benim de bir talebim olacak Adalet Bakanlığı’ndan...Silivri’ye set kurup Can Dündar ve Erdem Gül’le kısa bir belgesel çekebilir miyim?Hadi belgesele itiraz ettiniz diyelim... O zaman Can’ı çekeceğim filmde kısa bir rolde oynatabilir miyim...Cezaevine düşen bir gazeteciyi canlandıracak filmde Can Dündar...Neden şaşırdınız?Deniz Seki bir dizide cezaevine düşen şarkıcıyı oynuyorsa, Can Dündar’ın da bir filmde cezaevine düşen gazeteciyi oynamasında sakınca yoktur herhalde...

Sansüre hayır diyenlerin sansürü...

Altın Portakal’a medya sponsoru olduk diye böbürlenmek yetmiyor. Aslolan medya sponsoru olduğunuz ödül törenini sansürsüz, gürültüsüz, kesintisiz yayınlayabilmektir...
Antalya’da En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazanan Nadir Sarıbacak’ın konuşmasını kesti ödül gecesini canlı yayınlayan A Haber...
Çaktırmadan yayındaki sesi aldılar, bu arada şehrin tepeden görüntüsünü vererek kurnazca bir reji oyunu yaptılar...
O sırada da, günlerdir olduğu gibi “YSK ve RTÜK sansürüne hayır” logosu vardı A Haber ekranının üzerinde...
Bir yandan sansüre hayır de...
Diğer yandan oyuncunun konuşmasını sansürle...
Şimdi kimse kalkıp bana, “Nadir rakı muhabbeti yapıyordu o yüzden” ya da “teknik bir arıza vardı” gibi bir açıklama yapmasın...
Daha da komik olursunuz...

Yılbaşı heyecanı

AVM’ler de olmasa yılbaşı geldiğini anlamayacağız...
Belediyeler uzun süredir yılbaşı hazırlıklarını, eğlencelerini bıraktı zaten...
Esnaf ve mağazaların çoğunun umuru değil...
Bir tek yılbaşına hazırlanan AVM’ler var...
Geçen gün Kanyon’a gittim, ana girişini bembeyaz karlarla süslemişlerdi.
İçeride New York Sokakları konsepti yapmışlar, karlar yağdırıyorlardı...
Zorlu’ya güzel bir yılbaşı köyü kurmuşlar, küçük kulübelerden stantlar yapmışlar...
Trump’a da şehrin en büyük yılbaşı ağacını dikmişler, görmeniz gerek, ışıl ışıl...
Yılbaşı heyecan demek, renk demek, ışıltı demek, umut demek, yeni bir başlangıç demek...
Ne yazık ki bunların hepsi hayatımızda azalıyor son yıllarda...

Türk insanının tipik davranışları

Dün Darıca’daki Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi’ni yazdım ya orada rastladığım Türk insanının tipik davranışlarını anlatmam lazım..

* “Lütfen hayvanları rahatsız etmeyiniz” yazmasına rağmen timsahlara mandalina atmak...

* “Lütfen cama ellemeyiniz” yazısına rağmen hayvanların dikkatini çekmek için cama sertçe vurmak...

* Hayvanların bulunduğu havuza bozuk para atmak...

* Lamayla dalaşmak, hayvan tükürünce kızmak...

* Her taraftaki “yiyecek vermeyiniz” uyarılarına rağmen hayvanlara fındık, fıstık vermek...

Garanti’nin ilahisi

Garanti Bankası eskiden popçuları, ünlüleri oynatırdı reklamlarında; şimdi türküler, ilahiler söylüyorlar...
“Esnaf Beratı Yarışması” diye bir şey düzenlemişler. İsteyen esnaf türküyü söyleyip kendi videosunu yüklüyor...
Söylenen türkü ise daha çok ilahi tadında bir çalışma olmuş...
Bir adamın elinde sazıyla esnafı dolaştığı reklam filminin, Garanti’nin önceki reklamlarını aratan türden olduğunu söylemeliyim...

İlgili Haberler