Kanal D'de yayınlanan Beyaz Show'un cuma akşamki bölümüne telefonla bağlanarak "Ülkenin doğusunda yaşananların farkında mısınız? Burada yaşananlar ekranlarda çok farklı aktarılıyor. Sessiz kalmayın. İnsan olarak biraz daha hassasiyetle yaklaşın. Burada çocuklar ölüyor" diyen Ayşe Çelik, TBMM'de tartışma konusu oldu. AKP Erzurum Milletvekili Orhan Deligöz, CHP Milletvekili Barış Yarkadaş'ın gündeme getirdiği Ayşe Çelik için “Öğretmen müsveddesi, öğretmen müsveddesi!” ifadelerini kullandı.
TBMM Genel Kurulu’nda CHP’nin "Çalışan ve işsiz gazetecilerin yaşadığı sorunlar ile basın ve medya sektörü üzerinde artan ekonomik ve sosyal baskıların araştırılması" amacıyla verdiği önerge üzerindeki görüşmeler AKP ile CHP arasında ‘Ayşe öğretmen’ tartışmasına neden oldu. AKP’li milletvekilleri, CHP’li Barış Yarkadaş’ın, "Ayşe öğretmenin bu sözlerini kamuya ulaştıran Kanal D ve Beyaz günlerdir linç ediliyor. 'Çocuklar ölmesin' diyen Ayşe öğretmen ile Beyaz terör örgütü propagandası yaptıkları için soruşturmaya uğruyor" sözlerine AKP Erzurum Milletvekili Orhan Deligöz, “Öğretmen müsveddesi, öğretmen müsveddesi!” diye seslenirken diğer AKP milletvekilleri “Ayşe öğretmen diye biri yok” diye tepki gösterdi.
CHP'den AKP'ye: Medyayı baskı altına aldınız, Aydın Doğan'ı tehdit ettiniz
Yaşananlar üzerine CHP’li Yarkadaş, "Medyayı baskı altına aldınız, Aydın Doğan'ı tehdit ettiniz. Yandaş yapamadıklarınızın üzerine Maliyeyi saldınız. Yetmedi Can Dündar ve Erdem Gül'e kumpas kurdunuz” deyince AKP’li Deligöz, “Aydın Doğan işini doğru yapsın, doğru!’ diye cevap verdi.
TBMM Genel Kurulu’nun tutanaklara yansıyan tartışmalar şöyle:
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - AKP iktidarı ve medyası hiçbir farklı sese tahammül edemiyor ve susturmaya çalışıyor. Bakın, çok değil, daha birkaç gün önce Diyarbakır'dan hepimizin vicdanlarına çağrı yapan bir ses yükseldi. Kanal D'de yayınlanan Beyaz Show'a bağlanan Ayşe öğretmen "Doğu ve güneydoğuda neler olup bitiyor, farkında mısınız? Anneler, çocuklar, bebekler öldürülüyor." demiştir. Tabii, bunlar AKP milletvekillerinin sorunu olmadığı için onlar öylesine bakıyorlar. Ayşe öğretmenin bu sözlerini kamuya ulaştıran Kanal D ve Beyaz günlerdir linç ediliyor. "Çocuklar ölmesin." diyen Ayşe öğretmen ile Beyaz terör örgütü propagandası yaptıkları için soruşturmaya uğruyor.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Öğretmen müsveddesi, öğretmen müsveddesi!
"Neden korkuyorsunuz? Ayşe öğretmen hiç kimseyi suçlamadı"
BARIŞ YARKADAŞ (Devamla) - "Analar ağlamasın." diyen Yalçın Akdoğan ise barış havarisi oluyor. Sevsinler böyle demokrasiyi! (CHP sıralarından alkışlar)
İktidar ve yandaşları "Onların özrü yetmez, konuklar ve alkışlayanlar da özür dilesinler" diyor ve bunun için yandaş medyada kampanya açılıyor. Nedir bu telaş? Neyi saklamaya çalışıyorsunuz? Neden korkuyorsunuz? Ayşe öğretmen hiç kimseyi suçlamadı. Siz neden üstünüze alındınız AKP iktidarı olarak ve Ayşe öğretmeni linç etmeye çalışıyorsunuz? Neredeyse tüm ülkenin kuyruğa girip sizden özür dilemesini bekliyorsunuz. Bakın, sizin bu yaptığınız benim aklıma ünlü düşünür Roland Barthes'ın sözünü getiriyor. Diyor ki ünlü düşünür: Faşizm konuşma yasağı değil, söyleme mecburiyetidir. Bu tanım AKP'ye nasıl da uyuyor, nasıl uyuyor, değil mi? AKP ve yandaşları herkesin onlar gibi olmasını, ölenler karşısında üzülmesini değil, sevinç çığlıkları atmasını istiyor. Hayır, biz size benzemeyecek, bu ülkede ölen her yurttaşa üzülecek ve bu ölümlerin sona ermesi için mücadele edeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar) Aklımızı, vicdanımızı, duygularımızı sizin insafınıza terk etmeyeceğiz. Yaşayan ölüler olmayacak, Ayşe öğretmenin çığlığının bastırılmasına izin vermeyeceğiz.
"Ayşe öğretmen diye biri yok!"
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - Hayırlı olsun!
ABDULLAH BAŞCI (İstanbul) - Ayşe öğretmen diye biri yok!
BARIŞ YARKADAŞ (Devamla) - Öldürülen çocuklar için eğer Ayşe öğretmen isyan ediyorsa bu hepimizin umutlarını diri tutmamız açısından önemlidir.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Öyle bir öğretmen yok!
BARIŞ YARKADAŞ (Devamla) - Bakın, siz bu ülkede "Çocuklar ölmesin" diyen bir öğretmene dahi tahammül edemiyorsunuz ve o öğretmen hakkında "Terör örgütü propagandası yaptı." diye savcılara talimat verip soruşturma açtırıyorsunuz. İşte buradan Cumhuriyet Halk Partisi olarak yüzlerce kez söylüyoruz "Çocuklar ölmesin. Çocuklar ölmesin. Çocuklar ölmesin. Çocuklar ölmesin." (CHP sıralarından alkışlar) "Çocuklar ölmesin şeker de yiyebilsinler. Ama siz varın ölen çocuklar için sevinin, ölen anneler için sevinin ve döktüğünüz kana bakarak bundan memnun olun. AKP iktidarı bu kanda boğulacaktır, döktüğü kanda boğulacaktır. Bunca kan, bunca infaz, bunca baskıyla iktidarınızı ayakta tutamazsınız. Medyayı baskı altına aldınız, Aydın Doğan'ı tehdit ettiniz. Yandaş yapamadıklarınızın üzerine Maliyeyi saldınız. Yetmedi Can Dündar ve Erdem Gül'e kumpas kurdunuz.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Aydın Doğan işini doğru yapsın, doğru!
BARIŞ YARKADAŞ (Devamla) - Kumpas kurdunuz; onları cezaevine attırdınız. Savaş suçlarınız konuşulsun istemiyorsunuz. Bütün dünya sizin savaş suçlarınızı izliyor. Ne yaparsanız yapın savaş suçlarını örtemezsiniz.
İşte, Can Dündar ve Erdem Gül, gazeteciliğin onurunu ayakta tutuyor ve içeriden de tırnaklarıyla kaza, kaza, kaza gazetecilik yapıyor. Onlar sizin kamu bankalarından beslediğiniz gazetecilere benzemiyor. (CHP sıralarından alkışlar) "Tak" dediğinde "şak" diye yazan gazeteciler olmadığı için rahatsızlık duyuyorsunuz.