Politika

AKP’den DEM Parti ile görüşme açıklaması: PKK’nın feshini konuştuk, pazarlık yok, şart yok!

17 Mart 2025 17:08

Güncelleme: 17 Mart 2025 18:14

T24 Haber Merkezi

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Nevruz etkinliğine katılacağını belirtirken, DEM Parti ile AKP arasındaki görüşmeye ilişkin olarak, "Kuşkusuz karşılıklı olarak konuşmak, birbirini dinlemek terörsüz Türkiye hedefine ulaşılması için sağlıklı bir dil oluşturulması açısından son derece önemlidir. Ben nasıl bir dili tercih ettiğimizi sizlerle paylaşıyorum. Görüşmelerde önceliğimiz PKK'nın silahları bırakması kendisini feshetmesidir. DEM ile PKK’nın feshi konuştuk, pazarlık yok, şart yok!" ifadelerini kullandı.

DEM Parti İmralı heyeti, siyasi parti ziyaretlerini tamamladı

DEM Parti heyeti bugün Meclis'te MHP'yi ve ardından da AKP'yi ziyaret etti. Görüşmelerde DEM Parti'yi son İmralı heyetinde yer alan Eş Genel Başkanlar Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder ile Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit temsil etti. AKP ziyareti planlanandan uzun sürdü. Görüşme yaklaşık iki saat sürdü.

Heyetler ortak açıklama yapmadı. AKP heyetinde bulunan TBMM AKP Grup Başkanı Abdullah Güler toplantının ardından gazetecilere, görüşmeye dair detaylı değerlendirmenin daha sonra yapılacağını söyledi. Güler, DEM Parti heyetiyle "çok samimi ve dostane bir sohbet ettiklerini" belirtti.

Ömer Çelik'in açıklamasından satır başları:

Erdoğan, Nevruz'a katılacak

"Nevruz'u Türk Dünyasından, Balkanlar, Ortadoğu'dan mezopotamya'ya her yerde kardeşlik bayramı olarak kutluyoruz. 21 Mart günü sayın Cumhurbaşkanımızın katılımıyla Haliç Kongre Merkezinde bir kutlamam gerçekleştireceğiz. Türk Dünyasından Orta Doğu'ya Mezopotamya'ya kadar kadim bir bayram olarak kutlanmış olacak. Bütün herkesi bekliyoruz. Türkiye'nin içinden yürüyen terörsüz Türkiye sürecinde, bu Nevruzun terörsüz Türkiye hedefinde önemli bir aşama olmasını temenni ediyoruz. 

Önümüzde tabi bir çok siyasi gündem var. dünyanın tartıştı gündem 2. Dünya Savaşı sonrası oluşan gündem çatlıyor. Trump ile AB liderleri arasında yürüyen tartışmaya başladığımızda fiilen görüyoruz ki 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan düzen bitmiştir. Dünya yeni bir düzen arayışındadır.

"AB'nin küresel güç olmanın yolu Türkiye'nin tam üyeliğinden geçiyor"

Türkiye kilit bir rol üstlenmeye devam edecektir. Uzun yıllardır Avrupa güvenlik mimarisiyle ilgili pek çok tartışma yapılıyor. Avrupa ordusundan yıllardır bahsedilir ama ilerleme sağlanamaz. Türkiye'nin ne kadar vazgeçilmez olduğuna dair birden birçok sayıda makalenin çıktığını görüyoruz. Bizim her zaman söylediğimiz şey şudur Avrupalı dostlarımıza, Türkiye'yi sadece güvenlik konularına indirgeyemezsiniz. Demokratik değerler, ekonomik refah, bunların paylaşılması ve dayanışmanın ortaya çıkması bakımından değerlendirmeniz gerekir. AB'nin küresel güç olmanın yolu Türkiye'nin tam üyeliğinden geçiyor.

Yıllardır AB üyeliği süreci ile Türkiye'nin önüne koydukları çifte standartlarla yüzleşme zamanıdır. Türkiye'nin yıllar boyunca davet edilmiş olduğu liderler zirvesine katılımı Merkel ve Sarkozy döneminde katılımı engellenmeye başlanmıştı. Ukrayna konusunda birtakım toplantılar yaptılar o zaman da ifade ettik. Türkiye'siz bir toplantının vizyonsuzluk olacağını ifade ettik. Nitekim söylediklerimiz ortaya çıktı.

"Alevilere yapılan saldırıları lanetliyoruz, CHP milletvekilleri açıklamalarımızı çarpıttı"

Suriye'deki her olayın bizi etkilediği açıktır. Maalesef orada günler öncesinde Esad'a bağlı bazı grupların meşru yönetime karşı saldırı gerçekleşmesi neticesinde bazı olaylar meydana geldi. Olayların neticesinde çatışmalar oldu. Burada çeşitli şekillerde kaosu tetiklemeye çalışan bazı odakların hemen harekete geçtiğini gördük. Son derece üzüldüğümüz Alevi kardeşlerimize dönük saldırılar oldu, hayatını kaybedenler oldu. Saldırıları ve gerçekleştirenleri lanetlediğimizi ifade ediyoruz.

Biz olay olduğu andan itibaren şöyle bir değerlendirme yaptık: Burada Esad artığı olarak bildiğimiz silahlı gruplar Suriye'nin meşru yönetimine karşı saldırı gerçekleştirdiler. Bu silahlı saldırıyı lanetliyoruz. Mezheplerin her biri ayrı bir okuldur. Ama siyasi mezhepçilik zehirdir. Bu kadar açık bir cümle kurduk ama maalesef bazı CHP milletvekilleri çarpıtma yaparak olayı başka bir yere taşıdı. Özellikle iki üç kişi, biz hangi grup olduğunu belirttiğimiz halde bize Alevilere Esad artığı demişiz gibi bir muamale ettiler. Bu katliamın altında Türkiye varmış gibi feci iddialar atılmaya çalışıldı. Biz siyaset yapıyoruz, bölge halkların barışı yönünde siyaset güdüyoruz. Birilerin çıkığ İsrail'in oraya müdahele etmesini istemesi hangi çıkarların peşine koşulduğunun göstergesidir.

Bizim Esad artığı dediğimiz, silahlı Esad döneminden kalan gruplardır. Terör eylemini kim gerçekleştirirse gerçekleştirsin Sünni terörist ifadesi yanlıştır. Şii terörist, Alevi terörist bunların hepsi yanlıştır. Mezhebi ve etkin grubu olmaz.

Bazıları Hatay'ın kaderi ile Lazkiye'nin kaderi birdir. Biz diyoruz ki günaydın. Şimdi siyasi mezhepçilik kaldıracı bahanesiyle bundan bahsediyorlar. Yıllarda kendilerinin herhangi bilgisi olmadığı durumlarda biz Alevi, Şii, Dürzi liderlerle ilişkilerimizi sürdürüyoruz. Terörist kim olursa olsun ona karşıyız.

Bugün etnik emelde radikalizm üretmeye çalışanlar daha bu konulardan haberdar değilken bile Cumhurbaşkanımız Suriye yönetimi ile geçmişte görüştüğü zaman oradaki farklı mezheplerin eşit muamele görmesinden bahsediyordu.

Azerbaycan, Ermenistan arasında barışın gerçekleşmesiyle ilgili olarak metinde hemen hemen bütün unsurların tamamlandığı duyuruldu. İki madde problemliydi. Kafkasya vizyonu açısından bu aşama önemli bir aşamadır. Bundan sonra Ermenistan'ın Azerbaycan'ı hedef alan yasaları ya da Anayasa maddelerini değiştirmesi de önemli olacaktır.

"DEM ile PKK’nın feshi konuştuk, pazarlık yok, şart yok!"

Bugün iki saate yakın bir görüşme yaptık. Kuşkusuz karşılıklı olarak konuşmak, birbirini dinlemek terörsüz Türkiye hedefine ulaşılması için sağlıklı bir dil oluşturulması açısından son derece önemlidir. Ben nasıl bir dili tercih ettiğimizi sizlerle paylaşıyorum. Görüşmelerde önceliğimiz PKK'nın silahları bırakması kendisini feshetmesidir. DEM ile PKK’nın feshi konuştuk, pazarlık yok, şart yok!

Bahçeli'nin yaptığı tarihi çağrı, Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade Türkiye'nin terör belasından kurtulması için önemli bir fırsat penceresi araladı. Bundan sonra ne denirse densin şunu ifade ediyorum ki tek vatan, tek millet, tek bayrak, tek devlet ilkesi çerçevesinde biz önümüze getirilen teklifleri bu çerçevede ele alacağız.

Bizim meseleye yaklaşımımız Türkiye'ye siyasi ve sosyal alandaki sorunların çözümü için demokrasi standardının yükseltilmesidir. Şuan konuşulması gereken gündem terör örgütünün silah bırakması ve kendisini feshetmesidir.

Ateşkes gibisinden, PKK'nın silahı bırakmasını doğrudan hedeflemeyen bir takım ara kategorilerin, geçiş kategorilerinin de olmaması gerekir. Bizim odağımız bu çerçevededir."

PKK ateşkes ilan etti; Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılmasını istedi

Öcalan'dan tarihi çağrı: Tüm gruplar silahları bırakmalı, PKK kendini feshetmeli!

İşte Öcalan'ın "silah bırakma" ve "PKK'nın feshedilmesi" çağrısı yaptığı "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" başlıklı açıklamanın tam metni

Sırrı Süreyya Önder: Bu ülkenin bütün evlatlarını; asker, polis ayırt etmeksizin saygıyla anıyoruz

Medya, Abdullah Öcalan'ın çağrısını nasıl gördü?

PKK lideri Abdullah Öcalan'ın silah bırakma ve örgütü lağvetme çağrısı, dünya basınında nasıl yankılandı?

Bakırhan: Öcalan'ın çağrısından sonra Bahçeli aradı, "Bu ülkeyi birlikte demokratikleştireceğiz, ne gerekiyorsa yapmaya hazırım" dedi

Pervin Buldan: Bahçeli, çağrının ertesi günü bizi arayıp teşekkür etti; "Elimden geleni yapacağım" dedi

Önder: Bahçeli bana "Daha barış halayı çekeceğiz" demişti; Öcalan Bahçeli'nin açıklamasına bir parça şaşırmış, "Meclis'e gelmeme gerek yok, buradan konuşurum" dedi

HASAN CEMAL YAZDI - Silahlara veda zamanı... Hoş geldin barış!

MEHMET Y. YILMAZ YAZDI - PKK silah bırakacak, Saray da “baskı rejimini!”

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU YAZDI - Öcalan’dan beklenen çağrı geldi, şimdi ne olacak?