Gündem

Akit: Eğlence ve tatilden fedakarlık yapmayanlar nikâha karşı çıkıyor, çatla Sodom-Gomore, Bizans ve Roma!

Sümeyye Erdoğan'ın nikâhı, sosyal medyada eleştirilmişti

15 Mayıs 2016 15:49

Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve yazarı Ali Karahasanoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan ile Selçuk Bayraktar'ın düğününü eleştirenlere tepki göstererek "Eğlencelerinden, danslarından, tatillerinden küçücük fedakarlık yapmayanlar nikâha karşı çıkıyor" dedi. Karahasanoğlu, eleştirilere Necip Fazıl'dan örnekle cevap vererek, "Doğum ve ölüm kadar insani bir kavram olan nikâha karşı çıkıyorlarsa cevabımız çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!" ifadesini kullandı. 

Karahasanoğlu'nun Yeni Akit'te  “Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!” başlığıyla bugün (15.05.2016) yayımlanan yazısı şöyle: 

“Diktatör” dedikleri..

“Tek adamlığa soyunuyor” dedikleri..

Bir işareti ile, başbakanın değiştiğini iddia ettikleri..

Halkın % 52’sinin oyu ile Cumhurbaşkanı seçilen Tayyip Erdoğan’ın kızı..

Dün evlendi..

Nerde?

Gazetemizin adresi Küçükçekmece’de olduğu için..

Bizim gazeteye giderken tabelalardan görüp-bildiğimiz..

Ama eminim..

Türkiye’nin % 99’unun bilmediği..

“Diktatör.. Diktatör” diye diye..

Kafayı yiyenlerin hiç duymadıkları..

Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi’nde..

Bir not daha vereyim..

Küçükçekmece Belediyesi’ne ait bu gösteri merkezinin adı, açılışında “Arena Mega” idi..

Birilerinin, “Türkçe Olimpiyatları düzenliyoruz” diyerek şişindikleri.. Ama kuru gürültüden ileri gidemedikleri ortada iken..

Tayyip Erdoğan, o gösteri merkezini açarken ikaz etmişti: “Türkçe bir isim koyun”

Hatırlatmaya uyulmuş..

Gösteri merkezine, Yahya Kemal Beyatlı’nın ismi verilmiş..

Küçük çocuğuma bir gömlek alacağımda bile..

Üzerinde İngilizce yazı olmayan bir şey bulamadığım Türkiye’de..

Herkesin, sırf hava atmak için, kelimelerin Türkçesini değil, İngilizcesini kullandığı Türkiye’de..

Yerli Cumhurbaşkanı..

O gösteri merkezine.. Türkçe bir isim verilmesini önermiş ve koydurmuştu..

Şimdi..

Bu Cumhurbaşkanı’na bozulmasınlar da..

Kime bozulsunlar?

Kızının nikahını..

Bilmem ne sarayında..

Bir saatliği bilmem kaç yüz bin dolar olan, bilmem ne otelinde yaptırmayan..

Misafirlerine..

“Canım her gün mü nikah kıyıyoruz. Hayatta bir defa nikah kıyacağız.. (Haşa) Allah günah yazmasın” diyerek..

Şarabından tutun..

Ben o literatürü bilmem ama..

Herhalde veriliyordur: Likörüne kadar..

Bin bir türlü alkollü içeceği sunanların inadına..

"Haramın bir seferi de haramdır” inancı ile..

Alkolsüz içecek sunan Cumhurbaşkanı’na kızmasınlar da..

Kime kızsınlar?

“Diktatör” diyorlar ama..

Bırakın diktatörleri..

Eski Türkiye’deki sıradan valilerin..

Genel müdürlerin..

Üç kuruşluk işadamlarının kızlarının düğünlerinde..

Ne milyonların harcandığını bilip..

Baldır bacak sergisinden tutun.

Göğüs dekolteleri ile..

Yarı çıplak kadınların gezindiği bir havuz sergisinin aksine..

Misafirlerinin bile, nikahın ciddiyetine yakışır kıyafetlerle geldiği bir Cumhurbaşkanı’na kızmasınlar da, ne yapsınlar?

Şarkıcı türkücülerin..

Onları boşverin..

Hatta dansözlerin boy gösterdiği düğünler yerine..

Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan bir nikah merasimini tercih eden Cumhurbaşkanı’na...

Kızmasınlar da ne yapsınlar?

Muhafazakar ailelerimizin bile..

Birçoğunun..

Kendi kızları evleniyor ise..

“Kızımız bir defa evlenecek” diyerek..

Veya..

Oğullarını evlendiriyorlarsa..

“Gelinimize de yakıştı ama” diyerek..

Kolsuz, askılı, derin göğüs dekolteli gelin kıyafetleri seçenlerin aksine..

Tesettüre uygun gelinlikle kızını evlendiren Cumhurbaşkanı’ndan rahatsız olmasınlar da, kimden rahatsız olsunlar?

Şimdi bu noktada..

Necip Fazıl’ın meşhur “Destan”ı gelmez mi akla..

Ne diyor, Necip Fazıl, “Destan”ında:

“Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,

Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!

Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!

Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!”

Aynen öyle..

Muhalifleri ne kadar çatlasalar da..

Ne kadar patlasalar da..

Ne kadar vicdansızca iftiralarla..

Dindar insanları karalamaya çalışsalar da..

İşte gerçek..

Devletin en tepesindeki zatın kızının nikahı, bir belediyenin gösteri merkezinde kıyılıyor..

Hiçbir israf niteliğinde harcama yok.

Şatafat yok..

Şişinme yok..

Açıkça harama yönelik bir dine aykırılık yok..

Böyle olunca da..

“Emek” edebiyatı yapan solcusundan..

“Din istismarı” yapan Paraleline kadar..

“Sosyal adalet” mavalı okuyan CHP’lisinden..

“Milliyetçilik” gösterisine soyunanlara kadar.

Hiç kimsenin dillendirebileceği haklı bir itirazı olamaz!

Diyecekler ki..

“Güneydoğu’da şehitlerimiz var..

Bu şehitlerin olduğu günlerde..

Nikah doğru mu?”

Bu eleştiriyi yapanlar..

O şehitlerimiz için..

Her gün gittikleri meyhaneden..

Her gün zıkkımlandıkları rakıdan..

Her gün geceledikleri pavyonlardan..

Her gün seyrettikleri Boğaz eşliğinde içtikleri şaraptan bir günlük kendilerini alıkoydularsa..

Her hafta bir başka metresin koynunda gecelemeyi terkettilerse..

Eleştirilerini, başımın üstüne koyar, hepsinin ellerinden öperim.

Ama..

Şehitler verdiğimiz günlerde dahi..

Eğlencelerinden, danslarından, tatillerinden küçücük fedakarlık yapmayanlar..

Doğum ve ölüm kadar insani bir kavram olan nikaha.. Hem de hiçbir aşırılık sergilenmeyen nikaha karşı çıkıyorlarsa..

Onlara da cevabımız..

“Çatla Sodom-Gomore

Patla Bizans ve Roma”dır..

 

 

İlgili Haberler