DAMLA UĞANTAŞ
Venezuela’da 2017 yılında gerçekleşen seçimlerin ardından başlayan siyasi krizde bugün yeni bir eşik aşıldı. Politik krizlerin aşılamaması nedeniyle iki tane parlamentonun bulunduğu ülkede muhalefetin çoğunlukta bulunduğu ancak siyasi yetkileri elinden alınmış olan Ulusal Meclis'in Başkanı Juan Guaido bir açıklama yaparak Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’ya karşı kendini ‘geçici devlet başkanı’ ilan etti. Guaido’nun açıklamasından henüz birkaç dakika geçmişken bir mesaj yayımlayan ABD Başkanı Donald Trump, Guaido'yu tanıdığını açıkladı. Trump "Şu an hiçbir şeyi değerlendirmiyoruz ama bütün seçenekler masada" diye konuştu.
Trump’ın açıklamasının ardından Kanada, Brezilya, Kolombiya, Paraguay, Şili, Peru, Guatemela peş peşe Guaido'yu başkan olarak tanıdıkları ilan etti. Avrupa Birliği seçim çağrısında bulundu. Türkiye, Rusya, Meksika ve Bolivya, Maduro hükümetine destek açıklaması yaptı.
TIKLAYIN - Cumhurbaşkanlığı: Erdoğan, Maduro'yu arayarak 'Dik dur, yanındayız' dedi
Venezuela hükümetinin yaşananlar karşısındaki tavrı ise sert oldu. ABD ile diplomatik ilişkileri kestiklerini duyuran Maduro, ABD diplomatik personelinin ülkeyi terk etmesi için 72 saat süre verdi. Başkent Caracas'taki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın balkonundan kendini destekleyen kitleye seslenen Maduro, muhalefeti ABD desteğiyle darbe teşebbüsüyle suçladı, "Venezuela'yı Washington'dan yönetmeye çalışıyorlar" dedi. Venezuela ordusuna sadık ve disiplinli olmaları çağrısında bulunan Maduro orduya "Her zaman sadık olun, vatan haini olmayın" diye seslendi. Maduro, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini arayıp destek mesajı ilettiğini söyledi ve Türkiye'ye de selam gönderdi. Sosyalist Parti yönetimi konuşma sırasında Maduro’nun yanında yer alırken Venezuela ordusunun komuta kademesinin orada olmaması dikkat çekti.
TIKLAYIN - Venezuela'da gerilim yükseliyor; Trump, muhalefet lideri Guaido'yu "geçici devlet başkanı" olarak tanıdı, Maduro ABD ile lişkilerin kesildiğini duyurdu
Venezuela Savunma Bakanı Vladimir Padrino ise Juan Guaido'nun başkanlığını ordunun kabul etmeyeceğini savundu. Bakan Padrino, yaptığı paylaşımda "Umutsuzluk ve bağnazlık ulusun barışına saldırıyor. Ülkenin askerleri olarak ne Anayasa’ya dayandırılarak ilan edilen geçici devlet başkanlığını ne de karanlık çıkarların gölgesine yerleştirilmiş bir devlet başkanını kabul etmiyoruz. Venezuela Silahlı Kuvvetleri Anayasayı korur ve ulusal egemenliğin de kefilidir" ifadelerini kullandı.
ABD yaptırımları ve yüzde bir milyona yaklaşan enflasyon nedeniyle halkın yaşam mücadelesi verdiği ülkede Maduro yanlıları ve karşıtları sokak gösterileri düzenliyor.
23 Ocak Venezuela için anlamlı bir tarih
Yaşanan gelişmeleri T24’e değerlendiren İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Ertan Erol, ABD öncülüğünde atılan adımların Venezuela Ordusu’nu harekete geçirmeyi amaçladığının belirtti.
“ABD’nin hem ekonomik yaptırımlarla toplumdaki muhalefeti arttırdığı hem de radikal sağ ile sağ muhalefet ile doğrudan bir plan yaptığı anlaşılıyor” diyen Erol, “Kanada’nın, Venezuela hükümetinin muhalefet ile bir anlaşma yapmasını destekleyen Lima Grubu’nun Guaido'yu tanıma kararına hızlı bir biçimde reaksiyon göstermesi, durumun planlı bir iş olduğunu ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı. “23 Ocak tarihinin özellikle seçilmiş olduğunu” kaydeden Erol, yaşanan gelişmelerin 1948 ile 1958 yılları arasında Venezuela’ı yöneten diktatör Marcos Pérez Jiménez’i deviren askeri darbe ile aynı tarihte denk geldiğine dikkat çekti.
“Juan Guaido'yu tanıyan ülkeler Venezuela Ordusu içindeki muhalif fraksiyonlara oynuyor”
ABD Başkanı Trump’ın "Şu an hiçbir şeyi değerlendirmiyoruz ama bütün seçenekler masada" açıklamasını hatırlatan Ertan Erol, “Juan Guaido'yu ‘geçici devlet başkanı’ olarak tanıyan ülkelerin Venezuela Ordusu içindeki muhalif fraksiyonlara oynadığını” söyledi. Erol “Felaket senaryosu çizmemek lazım ama ordunun içindeki bazı grupların destek vermesi felaket senaryosunun gerçekleşmesine de sebebiyet verebilir” açıklamasında bulundu.
“2002 yılındaki darbe pratiği, çok daha gerçekçi bir opsiyona dönüşebilir”
Bundan sonra ne gibi gelişmeler yaşanabileceği konusunda değerlendirmede bulunan Erol, “Amerika’nın müdahalesinin çok açık bir biçimde olması, Maduro’nun kendi partisi (PSUV) içindeki muhalifleri ya da çok da açıktan muhalefet etmeyen kişileri kontrol altında almasını sağlayabilir” diye konuştu. Erol şöyle devam etti:
“Ordunun içinden bir fraksiyon koparsa kritik bir süreç ile karşı karşıya kaldığımızı söylemek mümkün olabilir. 2002 yılındaki Hugo Chavez’e yönelik darbe pratiği, çok daha gerçekçi bir opsiyona dönüşebilir. Maduro idaresinin durumu kontrol etme imkânı var ancak bu süreçte sokak gösterileri belirleyici olacak. Nikaragua’daki gibi aylardır süren bir çatışma, mücadele süreci olabilir, uzun süreye yayılan, iç savaşa giden bir süreç de olabilir. Honduras örneği (2009 Honduras Darbesi) felaket senaryosu olacaktır. PSUV’nin orduyu kontrol edip edemeyeceği süreci belirleyecek.”
Venezuela'da yıl başından bu yana neler yaşandı?
Venezuela'da son günlerde muhalif gruplar ekonomik sorunları ve Maduro yönetimini protesto etmek amacıyla gösteriler düzenliyor. Ülkenin içinde bulunduğu anayasal ve siyasi kriz nedeniyle iki tane parlamento bulunuyor.
Bir yanda 2017 yılında gidilen ve muhalefetin boykot ettiği seçimlerle anayasayı yeniden yazmak üzere oluşturulan Kurucu Meclis, diğer yanda da aynı dönemde yetkileri elinden alınarak geçersiz kılınan Ulusal Meclis bulunuyor.
Kurucu Meclis'te Maduro destekçileri çoğunluğu oluşturuyor. Ulusal Meclis ise muhalefetin elinde ve ABD tarafından destekleniyor. Ulusal Meclis, Maduro'nun 10 Ocak'ta yemin ederek yeni görev dönemine başlamasından birkaç gün önce toplandı. Ulusal Meclis, kendisini Venezuela'da "demokratik yollardan seçilen tek meşru ve ayakta kalan kurum" olduğunu belirterek, Maduro'nun da gayr-ı meşru olduğunu ilan etti.
Ulusal Meclis, başkanlığına da Venezuela siyasetinde yeni bir yüz olan 35 yaşındaki Guaido'yu seçti ve "demokrasinin yeniden tesisi için gösterilen çabalara" ordudan destek istedi.