Politika

Bakan Tunç, Yapay Zeka Bilim Komisyonu'nu açıkladı: Mahremiyet ve buna bağlı verilerin korunmalı, risklere tedbir alacağız

17 Ocak 2025 21:10

Güncelleme: 17 Ocak 2025 21:45

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Bakanlığımız bünyesinde 'Yapay Zekâ Bilim Komisyonu' kuruyoruz. Bu alanda çalışan akademisyenlerimiz var. Özellikle alınması gereken tedbirler, hukuki düzenlemeler, bu konuda ülkemizin geride kalmaması lazım. Hukuki altyapı konusunda da öncü olmamız lazım" dedi. Toplantının katılımcılarından Prof. Dr. Faruk Bilir, yapay zekâ ve olanaklarından bahsederek "Mahremiyetin ve buna bağlı verilerin korunması, insanlığın ortak konusudur" ifadelerini kullandı.

Bartın Üniversitesi'nde 28 Ocak Veri Koruma Günü dolayısıyla düzenlenen "Veri Korumanın 44. yılı: Mahremiyet Perspektifinden Yapay zekâ Çağı" panelinde konuşan Tunç, 1981'de imzalanan Avrupa Konseyi Sözleşmesi'ni ilk imzalayan ülkeler arasında Türkiye'nin yer aldığını söyledi.

Sözleşmenin Türkiye iç hukuka uyarlamasının 2000'li yıllara kaldığını aktaran Tunç, özellikle Anayasa'da 2010 değişikliğiyle hak arama yollarının artırılması, genişletilmesiyle ilgili önemli yapısal reformları yaparken Kişisel Verileri Koruma Kurumunun oluşturulmasının da bu kapsamda yapılan önemli reformlardan biri olduğunu kaydetti.

"Ateşkese varılmış olması dün itibarıyla hepimizi umutlandırdı"

Tunç, mahremiyet ve özel hayatın gizliliği, özel hayatın korunması, özel hayata saygının, insan hakları bakımından önemli olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"İnsan hakkından bahsederken tabii en önemli insan hakkı; yaşam hakkı, hayat hakkı. Birinci derecede saygı gösterilmesi gereken hak. Maalesef dünyada özellikle 7 Ekim'den (2023) bu yana, Gazze'de meydana gelen soykırımda 50 binden fazla insan şehit edildi. Bunun yüzde 80'i çocuk ve kadınlardan oluşuyor. Soykırım sözleşmesinin tüm unsurları orada ihlal edildi. Ateşkese varılmış olması dün itibarıyla hepimizi umutlandırdı. Bunun kalıcı olması, hepimiz için bir temenni. Orada katliamın sona ermesini yürekten istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde oradaki mazlumların hep yanında olmaya çalıştık. Uluslararası mekanizmalar nezdinde de orada soykırım suçunu işleyenlerin yargılanmasıyla ilgili çabalara da destek olduk. Filistinlilerin, insani yardımlar ve Filistin davasının savunulması noktasında büyük gayret ve çaba gösterdik.

"Baas rejiminin baskısından kaçan insanlara ensar olduk"

Yine Suriye'de de insan hakları ihlallerinin vuku bulmaya başladığı günden itibaren orada yaşam hakkına saygı duyulması gerektiğini ve oradaki katliamdan kaçan, Baas rejiminin o baskısından kaçan insanlara ensar olduk. O çocukları ve o kadınların hayatta kalmasını sağladık. Bu anlamda insan hakları alanında özellikle başta yaşam hakkı olmak üzere insan haklarının savunulması anlamında sürekli uluslararası alanda da hakkaniyeti, adaleti, insan onurunu korumanın gayretinde olacağız."

İçinde bulunulan yüzyılın, geçmişte benzeri görülmemiş dönüşüme sahne olduğuna ve teknolojinin, sınırların ötesine uzanarak insanları birbirine daha önce hiç olmadığı kadar yaklaştırdığına dikkati çeken Tunç, "İletişim araçlarının hız ve erişim olanakları sayesinde dünyamız küresel köy haline gelmiştir. Bir başka ifadeyle dünyanın bir köşesinde atılan küçük bir adım, saniyeler içinde küresel ölçekte yankı bulabilmektedir. Bu durumun yaşanmasında kritik role sahip olan teknolojik gelişmeler, insanlık tarihinin en büyük dönüm noktalarından birini temsil ediyor." diye konuştu.

Tunç, dijital çağla yapay zekâ teknolojilerinin de baş döndürücü hızla geliştiğine işaret ederek, "Uygulama alanı giderek artan yapay zekâ teknolojilerinin köklü dönüştürücü etkisi, insanoğlunu yeni bir dönemin eşiğine getirdi. Ülkemiz bu büyük dönüşüme kayıtsız kalmayarak 11. Kalkınma Planı kapsamında hazırlanan Ulusal Yapay zekâ Stratejisi ile bu alandaki çalışmaları hayata geçirmektedir." dedi.

"Yapay zekâ teknolojilerinin, sunduğu imkanların yanında riskleri de göz ardı edilmemeli"

Yapay zekâ teknolojilerinin, sunduğu imkanların yanında bazı riskleri de beraberinde getirdiğinin göz ardı edilmemesi gerektiğinin altını çizen Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu teknolojinin yaygınlaşması, aynı zamanda kişisel verilerin güvenliğini sağlama konusundaki sorumluluğumuzu da artırmaktadır. Yapay zekâ, denetimsiz şekilde varlık gösterirse bir insanın en mahrem verilerine, onun tüm varlığına hükmedebilir. Kötü niyetle kullanılan bir algoritma, bir yazılım, karar verme sürecinde, insanı yanlış anlayabilir, kişinin tercihinin ya da düşüncesinin arkasındaki anlamı yok sayabilir. İşte tam da bu noktada, yapay zekâ bağlamında kişisel verilerin korunması, salt bir hukuki düzenleme meselesi olmaktan çıkmakta, aynı zamanda insan hak ve onurunun savunulması meselesine dönüşmektedir. Evet, yapay zekâ muazzam güce sahip bir araçtır. Ancak unutmayalım ki teknoloji insana hizmet etmelidir, insanlık teknolojiye hizmet etmemelidir. Bu denge bozulursa bir insanın hakları, özgürlüğü ve kimliği, yapay zekânın elinde birer rakama, birer sayıya dönüşüp esas varlığını yitirerek değersizleşebilir. İşte bu yüzden kişisel verilerin korunması hakkı, yalnızca güvenlik meselesi değil, çağımızın en çetin sınavlarından biridir."

Tunç, TBMM'de 2 Ekim 2024'te alınan kararla yapay zekânın kazanımlarına yönelik atılacak adımların belirlenmesi, bu alanda hukuki altyapının oluşturulması ve yapay zekâ kullanımının barındırdığı risklerin önlenmesine ilişkin tedbirlerin belirlenmesi amacıyla araştırma komisyonu kurulduğunu hatırlatarak, "Bakanlığımız bünyesinde 'Yapay zekâ Bilim Komisyonu' kuruyoruz. Bu alanda çalışan akademisyenlerimiz var. Özellikle alınması gereken tedbirler, hukuki düzenlemeler, bu konuda ülkemizin geride kalmaması lazım. Hukuki altyapı konusunda da öncü olmamız lazım." ifadesini kullandı.

"Yapay zekânın insan hayatını kolaylaştıran potansiyeli, verilerin etkin ve güvenli kullanımına bağlı"

Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir de veri koruma düşüncesinin temelinin, birey mahremiyetinin korunmasına dayandığına söyledi.

Bilir, mahremiyetin yalnızca hak ve özgürlük değil, aynı zamanda insanın kendi varlığını anlamlandırma sürecinin ayrılmaz parçası olduğunu belirterek, "Dolayısıyla mahremiyetin ve buna bağlı verilerin korunması, insanlığın ortak konusudur. Uluslararası toplumun işbirliğini sürdürmesi bağlayıcı hukuki düzenlemelerle mümkündür. Bu düzenlemelerden biri de Veri Koruma Hukukunun temeli olarak kabul edilen 108 sayılı sözleşmedir. Sözleşmenin onaylanması ülkemizin veri koruma alanında var olmasını sağlamıştır. Sözleşmenin en önemli özelliği, bu alandaki bağlayıcı ilk uluslararası sözleşme olmasıdır." diye konuştu.

Günümüzde kişisel verilerinin işlenmesinin hayatın gerçeği olduğunu söyleyen Bilir, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun bu gerçekliğe uygun olarak verilerin işlenmemesini değil, hukuka uygun işlenmesini amaçladığını kaydetti.

Bilir, kişisel verilerin belli ilke ve şartlar dahilinde işlenebileceğini dile getirerek, konuşmasına şöyle devam etti:

"Kişisel verilen işlenmesi, yaşamın gerekliliği haline gelirken yapay zekânın bu süreçlerdeki etkisi de giderek artmaktadır. Yapay zekânın insan hayatını kolaylaştıran potansiyeli, verilerin etkin ve güvenli kullanımına bağlıdır. Bu durum, hukuki düzenlemelerin ve teknolojik yeniliklerin birbirini tamamlaması gerektiğini göstermektedir. İnsanı merkeze almayan, insana hizmet etme gayesi taşımayan hiçbir gelişmenin kıymetli ve kalıcı olabilmesi mümkün değildir. Bu nedenle bireylerin verileri üzerinde kontrol sahibi olduğu, şeffaf ve hesap verilebilir yapay zekâ sistemlerinin yaygınlaştığı ekosistemin oluşturulması büyük önem taşımaktadır."

İnsanı merkeze alan, etik ilkelerin dikkate alındığı mahremiyet temelli yaklaşımların standart hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Bilir, "Kurumumuz, veri korumanın etkili hak arama yolu olarak varlığını sürdürmesi için çalışmalarına devam etmektedir." dedi.

Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun'un da konuşma yaptığı panelin açılış oturumuna, Vali Vekili Muhittin Gürel, AKP Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz, Garnizon Komutanı Deniz Kıdemli Albay Erkan Şahin, Belediye Başkanı Rıza Yalçınkaya, Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Rüfai Şahin, İl Emniyet Müdürü Ünsal Hayal, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Mehmet Baykal, AKP İl Başkanı Yaşar Arslan, emniyet ve adliye personeli ile öğrenciler katıldı. (AA)

Kızıl Goncalar: Neye ya da kime taparsa tapsın sonuçta herkes fâni!

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir