27 Haziran 2021

Galya Frayman Molinas: Tekrar hayal kurmaya ihtiyacım var!

"Neden? Neden bu kadar önemli bir pozisyonu bıraktın Galya?" diye başladım sohbete... Dünyanın en büyük şirketlerinden birinin en tepe noktasına oturmuş Galya'nın cevabı çok netti: "Tekrar soluk almaya ve hayal kurmaya ihtiyacım vardı."

Sabah uyandığımda cep telefonumda mesaj görmek en sevdiğim şey. Hayatın bana verdiği hediye gibi gelir o mesajlar. Özellikle iş dışındakiler. Bazen bir fıkra, bazen Türkiye'den bir haber, bazen bir doğum günü mesajı, bazen sevgiliden bir emoji…

Bu sabahın en güzel mesajı ise Instagram üzerinden geldi.

Mesajı gönderen Galya Frayman Molinas'dı.

Galya, kısa süre öncesine kadar dünyanın en büyük içecek şirketi Coca-Cola'nın Meksika CEO'suydu. Bir Türk iş kadını olarak onu hep kendime örnek almışımdır. Önce Türkiye CEO'luğu sonra Atlanta'da Strateji Başkanlığı, sonra da Coca-Cola'nın en büyük ikinci pazarı olan Meksika CEO'luğu… Bu yazdığım ünvanlar, bir profesyonel yönetici için gerçekten çok büyük başarılar.

En son haberleştiğimizde Galya Meksika'da idi. Size de olur mu bilmem; bazen birileri aklıma düşer, "Aaa ne yapıyor acaba?" diye düşünürken o kişi arayıverir. "Londra'ya geliyorum, oralarda mısın?" diye soruyordu Galya… Oğlu Londra'da okuduğu için ara sıra buraya gelip gidiyor. Her seferinde onu yakalayıp sohbet etmeye çalışıyorum. Galya ile birbirimizi çok eskiden beri tanımasak da ruhlarımız ve enerjimiz güzel kesişiyor. Sohbet etmekten ikimiz de keyif alıyoruz.

Bu sefer havadisler çok birikmişti.

Meraktan ölüyordum: O kocaman CEO koltuğunu niye bırakmış olabilirdi?... Üstelik böyle bir dönemde.

Galya beni sadece iş başarılarıyla değil, kişilik özellikleriyle de etkilemiştir… Çok dengeli ve sakin biri. Benim için zor bir kurum olan evliliği bile başarıyla yönetmiş bir kadın. Bunda eminim eşi Hayati'nin de çok büyük emeği vardır. Böyle güçlü bir kadını taşımak her erkeğin başarabileceği bir şey değil zira. Ancak Hayati gibi zeki bir adam böyle bir kadını taşıyabilir.

Üniversitede başlayan bir aşk evliliği onlarınki. Konuşurken birbirlerine çok saygılılar. Hala birbirlerine karşı ilgililer ve birbirlerini dinliyorlar, ne güzel.

Galya'ya sorularım birlikte çıktığımız akşam yemeğinde başladı…

Neden bıraktın işi dedim? 

Sakin bir şekilde dedi ki: "Covid buna fırsat verdi. Durdum biraz düşündüm. Kurumsal hayatı hep bir gün iyi bir noktadayken bitirmeyi düşler ve isterdim. Ben üniversite bittiğinden beri hep çok yoğun çalıştım. 7 yıl Unilever sonra Coca-Cola… 32 yıl olmuş Zuhalllll!!! Bir süre sonra koltuklar büyüse de işler çok aynı oluyor. Düşünmeye ihtiyacım vardı, biraz kendimle kaldım ve dedim ki kaç nefesim daha var? Bu yolculuk artık başka akmalı." 

Genelde bu ayrılıkların arkasında başka kurumsal hikayeler olur, nedenleri bellidir. Ya beklediğin şeyleri maddi-manevi alamazsın, ya yönetimle problem yaşarsın, ya daha iyi olduğunu düşündüğün bir teklif alırsın, ya da işten atılırsın. Galya'nın şıkkını pek az insandan duydum.

Ben anladım ki Galya gerçekten bu döngüden çıkmak istemiş. Hepimizin yüzlerce kez düşündüğü şeyi o çok cesur bir şekilde zirvedeyken bırakmış. Üstelik çok çok güzel yolcu edilmiş Coca-Cola'dan.

"Tekrar hayal kurmaya ihtiyacım vardı! Kendime bunun için izin vermeliydim." 

Harika bir cevaptı. Nefesimi tutarak dinledim onu. Sonra da dedi ki:

"Ben ne yapıyorum? Doğru yöne gidiyor muyum? Covid döneminde ben bunu düşündüm Zuhal… Bu tankerin yönünü çevirme zamanı gelmişti. Kurumsal hayatın bir raf ömrü var. Herkes için raf ömrü farklı olabilir. Benim için artık o süre gelmişti. Benim hayallerim var, onları gerçekleştirmek istiyorum. Yeni meraklarım var, onları öğrenmek istiyorum ama acele etmeden."

Galya, dünyanın sayılı stratejistlerinden biri. Bu kararı da eminim iş hayatında aldığı kararlar kadar çok düşünüp aldı. Dedi ki: "Hayatımı en iyi şekilde kullanma sorumluluğu var bende. Belirli dönemlerde hep bu soruyu sordum zaten kendime. Bunu iyi yapıyor muyum diye. Meksika'ya gittiğimde şunu hissettim: nereye gidersen git, hangi rolü alırsan al, bir süre sonra yaptığın iş hep aynı. Bu arada çok güzel ekip arkadaşlarım oldu. Erkek egemen bir toplumda kadın yönetici olarak çok saygı gördüm ve iyi bir performans verebilmem için bana çok yardım ettiler… Bu sürede sürdürülebilirlik ile ilgili inandığım projeleri hayata geçirebildim. Bu kriz döneminde bu işleri de ihmal etmeden yapabilmek ayrıca beni mutlu etti. Sonra zaten hayatımıza Covid girdi ve evden çalışmaya başladık. Hepimiz için zor bir dönemdi. Sonra da kendi kendime sordum, daha başka ne yapabilirim diye düşündüm."

Bu arada hemen bir soruyla lafını böldüm: Peki doğru söyle, global CEO olmayı düşünmedin mi?

Galya'nın cevabı basit ve netti: "Tabii düşündüm ama bana Meksika'da yaptığım görevden daha fazla bir haz vermeyeceğini fark ettim. İş hayatında nereden beslendiğin çok önemli; insanları yukarıya taşımaktan ve insan iletişiminden çok mutlu oluyordum ben. Bu yüzden bu Covid dönemi bir miktar daha fazla düşündürdü. Hayatımın gelecek kısmına hazır mıyım sorusunu sordum kendime. Daha farklı şeyler de yapmak istiyordum. İnsanlık adına biriktirdiklerimi dönüştürmeye ihtiyacım vardı. 'Doing'den 'being'e geçmeye…"

 

Zaman artık tekrar boğazın serin sularına atlama zamanı! 

"Profesyonel hayatı güzel bitirmek benim yıllarca istediğim bir şeydi. Çok insanın üzerimde emeği vardı. Onlarla güzel vedalaştım, beni çok güzel yolcu ettiler. Yeni döneme büyük haz ve neşeyle başlamak istedim. Şimdi çok okuyorum. Bir koçum var. Onunla yeni yolculuğumu çalışıyorum. Artık belli formülleri uygulayan, yılların denenmiş modellerini tekrarlayan biri değil yepyeni modelleri kurgulayan ve düşünen biri olmak istiyorum. Out of the box (kutunun dışında) düşünmek istiyorum.

"Eşimle zaman zaman Silicon Vadisi'nde zaman geçiririz. Orası beni hep etkiler. Trendleri görürüm. Üzerine düşünürüm. Sermayenin varlığını ve paranın yeni yatırım arayışları görürüm. Hiç adını duymadığın şirketlerin ne kadar büyük pazar değerleri olduğunu… Fikir icra edip onu hayal edenler heyecanlandırır beni.

"Şimdi hiç telaşa kapılmadan hem tecrübelerimi paylaşmak, hem de genç ve farklı beyinlerle tanışmak ve çalışmak istiyorum. Hem Amerika'dan, hem de İngiltere'den farklı üniversitelerle görüştüm. Buralarda çalışmak ve deneyimlerimi paylaşmak istiyorum.

"Dünyada lider eksikliği var.

"Buna karşı şahsen bir sorumluluğum olduğunu düşünüyorum ve yeni liderlerin yetişmesine katkı sağlamak istiyorum. 

"Yüzmeyi Boğaz'da öğrenmiştim. Babam kolluksuz beni boğazın sularına attığında hem çok korkmuştum hem de yukarı çıkıp yüzmeye başladığımda çok mutlu olmuştum. O başarma duygusu her yeni işe başladığımda beni o ana götürür. Şimdi boğazın soğuk sularına atlama zamanı tekrar."

Galya'dan eminim harika projeler duyacağız. Ben onu dinlerken yeni iş modellerinin toplumsal fayda sağlayacak modeller olduğunu düşündüm. Ve gelecek nesiller adına mutlu oldum.

Yolu ve zihni açık olsun. Galya'yı daha yakından tanımak istediğinize eminim; ne okuduğunu, güne nasıl başladığını, onu buraya getiren başarıları eminim çok merak ettiniz. Söz aldım; yeni projelere başladığı zaman daha detaylı yazacağım.

Şimdilik, neleri takip eder, dinler bilmek isterseniz diye birkaç ipucu...

"Yakın zamanda Nomadland'ı izledim. Çok etkilendim. Modern Family çok eğlenceli…

Nermin Yıldırım'ın "Ev" romanı okuduğum güzel romanlardan. Irvin D Yalom'un "Spinoza Problemi" efsane…

Ebru Baybara Demir, sosyal gastronomi şefi. Vizyonu, kişiliği ve cesaretinden çok etkilendim. Ebru Hanım'ın Mardin'in ve Bereketli Hilal'in engin tarihi ve kültürel mirası üzerine inşa ettiği model beni çok etkiledi." 

Kalın sağlıcakla...

Yazarın Diğer Yazıları

Frieze Sculpture’un başındaki Türk’ün sanat dünyasına attığı imza!

Frieze Sculpture’ın küratörü bir Türk. Boğaziçi Üniversitesi’nde matematik okuduktan sonra Londra’ya gelip Goldsmiths'te sanat eğitimi almış. Şimdi dünyanın dört bir yanından sanatçıları davet edip eserlerini Regent’s Park’a yerleştiren önemli bir isim

Bunca yıl neden gitmemişim diye düşündüm

Karizması olan bir şehirmiş Atina...

Bir daha asla demeyeceğim: "Hindistan mı asla! Ne işim var orada!" dedim ve yine gitmek istiyorum

Giderken beni hijyenle ilgili o kadar korkutmuşlardı ki yanıma aldığım kraker ve kuru yemişlerle iki hafta geçirmeyi planlıyordum. Oysa hiç öyle olmadı. Gezi boyunca inanılmaz güzel Hint yemekleri yedim. Her şey nasıl baharatlı ve lezzetliydi anlatamam

"
"