İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs arasında geçen Perşembe günü Atina'da imzalanan 'Eastmed' projesinin hayata geçmesi mümkün mü? Uzmanlar, tamamen Türkiye'yi devre dışı bırakmak amacıyla saptanan bu güzergahın hem çok uzun, hem çok derinden geçmesi ve hem de çok pahalı olması nedeniyle mümkün görünmediğini söylüyorlar. Üstelik, Türkiye ile Libya arasında yapılan anlaşma sonrası 'Münhasır Ekonomik Alanı'na giriyor olması da durumu zorlaştırdı.
Biliyorsunuz, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs'lı liderler geçen hafta Perşembe günü Atina'da kol kola, el ele vererek bir anlaşma imzaladılar. İsrail ve Güney Kıbrıs'tan çıkacak olan doğal gazın Avrupa'ya taşınmasını öngören bir anlaşma. Amaç Türkiye'yi by-pas etmek.
Ancak bu proje, en az 10 milyar euroya mal olacak. Hatta söylenen o ki 20 milyara yaklaşan bir maliyeti söz konusu. Belirsizlikler var. Yaklaşık bin 900 kilometre uzunluğundaki EastMed boru hattı, İsrail açıklarından çıkartılacak doğal gazın 2025 yılından itibaren Avrupa'ya ulaştırılmasını hedefliyor.
Mersin hattı
Halbuki, doğrudan Mersin'e kadar döşenecek boru hattı mesafesi 80 ile 120 km aralıklarında değişiyor. Son derece ucuza mal olabilecek bir alan. Sadece Türkiye'yi ekarte etmek için planlanmış bu hatta mali destek bulmak pek mümkün gözükmüyor.
Üstelik Türkiye ile Libya arasında 27 Kasım'da imzalanan "Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtıra Anlaşması", Girit Adası'nın doğusunda kalan bölgenin iki ülke tarafından kontrol edilmesini öngörüyor. EastMed boru hattının tam da bu bölgeden geçmesi planlanıyor.
İsrail gazının çıktığı bölge de Türkiye'ye çok yakın bir alanda. Bu gaz eğer Doğu Akdeniz'den pazara çıkacaksa bunun en makul ve ekonomik açıdan en uygun yolu Türkiye üzerinden olması. Bugünkü doğal gaz fiyatları karşısında 'Eastmed' projesi çok lüks görünüyor.
Sonuçta bu projenin hayata geçirilmesine yönelik belirsizlikler var. Bu Atina'da da dile getirilen bir durum. Atina merkezli düşünce kuruluşu Yunan Enerji Forumu'ndan Aleks Lagakos, DW'nin konuya ilişkin sorularını verdiği cevapta, öncelikle projenin en az 10 milyar euroya mâl olmasına, bu miktarın çok yüksek olduğuna dikkat çekiyor. Lagakos, üç ülkenin projeyi onaylamasının EastMed'i hayata geçirecek sermayeye sahip oldukları anlamına gelmediğini belirterek, Avrupa'nın fosil yakıtların kullanımından vazgeçerek doğa dostu enerji kaynaklarına yatırım yaptığını, her ne kadar bu alanda Yunanistan ve Kıbrıs'ı desteklese dahi, projeye Avrupa Birliği'nin mali destek vermesinin beklenmediğini söylüyor. Lagakos, sonuçta projenin sadece "özel sermayenin desteği ile hayata geçirilebileceğini ve bunun da zor olduğunu" belirtiyor.
Özel sektör destekler mi?
Dünya pazarında doğal gaz sevkiyatı konusunda yeterince hizmet sunuluyor. Sıvılaştırılmış doğal gazı (LNG) deniz limanları üzerinden ithal etmeyi tercih eden müşterilerin sayısı artıyor. LNG'yi istediği zaman, esnek ve hesaplı bir şekilde tedarik edebilecek bir ülkeler, neden uzun vadede boru hattı sevkiyatına bağlı olsun?
Bu arada, Avrupa'ya doğal gaz taşıması planlanan boru hatlarından biri de TürkAkım olacak. Rus doğal gazını Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşıyacak boru hattının açılışı 8 Ocak'ta Erdoğan-Putin katılımıyla yapılacak.
Bu arada EastMed boru hattı ile doğal gaz tedarik etmesi beklenen ülkeler arasında bulunan İtalya'nın hiçbir temsilcisinin Perşembe günü imza töreninde yer almaması da dikkat çekici.
Bu anlaşma sanki bana 'çekmecede kalır' gibi geldi.